Kadınlar ‘mimoza’ misali Çukurova’ya kök salmayı hedefliyor

  • 09:10 12 Kasım 2020
  • Güncel
MERSİN - Açılışı gerçekleşen Mimoza Kadın Derneği, Çukurova’da her kadına ulaşmayı hedefliyor. Dernek Başkanı Çiğdem Göksoy, “Kadınların mimoza gibi kök salmalarını istiyoruz” dedi. 
 
Mersin’in Akdeniz ilçesinde açılışı yapılan Mimoza Kadın Derneği, Çukurova bölgesinde kadınların gördüğü her türlü fiziksel, psikolojik, sosyal, ekonomik, kültürel şiddetin önüne geçmeyi amaçlıyor. Dernek, pandemiden kaynaklı evlere daha fazla hapsedilen kadınların yeniden dayanışmasını ve kendilerini var etmelerini hedefliyor. Her kesimden kadınların içinde yer aldığı derneği sembolize eden “mimoza çiçeği”, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün sembolü olarak biliniyor. Mimozanın bu günle özdeşleşmesinin sebebi ise İtalya’da ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra İtalyan Kadın Birliği üyesi 3 kadının “toplumun yeniden inşasının, kadın dayanışmasına” bağlı olduğunu belirterek sembol olarak da mimoza çiçeğini seçmeleri. 
 
Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy, derneğin bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğini ve hedeflerini ajansımıza anlattı. 
 
‘Şubelerimizi açacağız’
 
Derneği kurma amaçlarının kadına yönelik toplumsal cinsiyet eşitsizliğini görünür kılmak olduğunu belirten Çiğdem, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik, fiziki ve cinsel şiddete karşı kadınların daha bilinçli ve kendilerine güven veren bir ortam yaratmayı amaçladıklarını söyledi. Çiğdem, pandemi süreciyle beraber artan kadın sorunlarını da hatırlatarak, “Mersin, Türkiye’de kadın cinayetlerin en çok yaşandığı şehirler arasında üçüncü sırada yer alıyor. Bu da şunu gösteriyor kadınların kendilerini rahat ifade edebileceği ve güvenle sığınabilecekleri derneklere ihtiyaç olduğu gerçeğidir. Bizler daha önce kadın çalışmalarında yer aldık fakat kurumsal anlamda bir şeyler yapmamız gerektiğinin zamanı geldiğini düşünerek, böylesi bir yola girdik. Proje Mersin merkezli Çukurova bölgesini kapsıyor. Altı ayın sonunda çevre illerde de şubelerimizi açmayı düşünüyoruz” diye konuştu.
 
‘Kadınlara projeler ile ulaşmayı hedefliyoruz’
 
Çiğdem, toplumun yüzde 52’sinin kadınlardan oluştuğunu, fakat bunun ötesine gidilemediğini ve cinsin bir kimlik olarak tanımlandığını söyledi. Çiğdem, pandemi sürecinde kadınların daha fazla evlere hapsedildiğini ve dernek olarak bu kadınlara da ulaşmayı amaçladıklarını kaydetti. Projelerini yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleriyle beraber yapmayı hedeflediklerinin altını çizen Çiğdem, “Bunun için de önümüzde ki günlerde sivil toplum kuruluşlarını ziyaret edeceğiz. Kadınların ihtiyaç temelinde nasıl bir çalışma yapmamız gerektiğini de tartışacağız. Yönetim kadememiz içerisinde sosyolog, sosyal hizmet uzmanı, avukat ve dışarıdan da psikolojik danışmanlık yapacak arkadaşlarımız var. Yaklaşık bir hafta önce Mersin’in Tarsus ilçesinde bir erkek 3 kadını katletti. Bizler böylesi kadın cinayetlerinin dava takipçisi, aileleriyle bir araya gelerek nasıl bir yol ve yöntem uygulanması gerektiğini hedefliyoruz” dedi. 
 
‘Mimoza ismini kararlaştırdık’
 
“Tarih kadınlar üzerinden var oluyor” diyen Çiğdem, dernek için birçok isim önerildiğini fakat toplumun gözünde kadınların sürekli çiçeklerle uğraşıldığı algısının olduğunu kaydetti. Çiğdem, “Kadınların doğayla bütünleştiği gerçeğini ortaya çıkaran bir yaklaşım aslında. Fakat farklı yerlere çekilmek isteniyor. Bizler de bu hassasiyet ile şekillendik. Tüm arkadaşlarla beraber Mimoza ismini kararlaştırdık. Tabi öncesinde bu ismi duyduğumuzda olabilir mi diye düşündük. Fakat daha sonra sürece ve kadın mücadelesine en iyi hitap edecek ismin bu olduğu kararına vardık” ifadelerini kullandı. 
 
‘Mimoza çiçeği bize ilham kaynağı oldu’
 
Çiğdem, yapılan araştırmalar sonucunda “mimoza” ismini uygun gördüklerini söyleyerek, sözlerini şöyle noktaladı: “1946 yılında İtalya’da savaş sonrasında kadınlar ve çocuklar; tacize, tecavüze uğruyorlardı ya da öldürülüyorlardı. Kadınlar da bir araya gelerek ülkeyi daha yaşanılır bir hale getirmeyi planlarlar. Üç kadının kurduğu gruba da ‘Mimoza Çiçeği’ adını verirler. Mimoza çok narin ve kırılgan olmasının yanında toprağa çok güçlü bir şekilde kök salan bir çiçektir. Özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde mimoza çiçeği kadınlara verilmeye başlanmıştır. Bu çiçekte biz kadınlara ilham kaynağı oldu diyebiliriz. Kadınların mimoza gibi kök salmalarını istiyoruz.”