
SES Bakanlığın bütçe taslağına dahil edilmedi
- 15:28 6 Kasım 2020
- Güncel
ANKARA - SES, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesine ilişkin yaptığı açıklamada, bütçe taslağına dahil edilmediklerini ifade ederek, “Ayrı bir Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı; ayrı ve ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır” talebinde bulundu.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesine ilişkin genel merkez binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. SES üyelerinin katıldığı açıklamayı SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey yaptı.
‘Bütçe görüşmeleri başlıyor’
Selma, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2021 bütçesinin bugün itibariyle görüşülmeye başlandığını ifade ederek, görüşülecek olan bütçe taslağına sendikalarının dahil edilmediğini dile getirdi. Sendikalarının sosyal hizmet alanında örgütlü bir sendika olduğuna vurgu yapan Selma, “Bütçe görüşmelerinin gerçekleştiği süreç emekçiler ve hizmet alacaklar için görüşmeleri her zamankinden daha önemli hale getirmektedir. Halihazırda ekonomik kriz, krizin emekçiler ve halkın sırtına yıkılma programları ile karşı karşıya olduğumuz sürece Mart ayından itibaren bir de pandemi eklenmiştir. Bakanlık bütçesi, salgında daha da risk altında olan ama yeterince korunamayan kadınlar, çocuklar, mülteciler, engelliler, ekonomik yoksunluk içerisinde olan kesimlerin acil kamu hizmetleri ile sarmalanmasına ihtiyaç duyulan bir zamanda yapılmaktadır. Bu ihtiyaçların ne kadar dert edinileceği ve ne kadar bütçe ayrılacağı tartışılacaktır” sözlerine yer verdi.
‘Bakanlığın ihtiyacı karşılama gibi bir niyeti’
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın birleşme sürecinden sonra bakanlığa ayrılan bütçeyi yıllara göre değerlendiren Selma, 2019 bütçesinin 103 milyar 91 milyon 801 bin TL, 2020’nin de 125 milyar 809 milyon 131 bin TL olduğunu belirterek, 2021 için ise öngörülen bütçenin 155 milyar 11 milyon 61 bin TL olduğunu açıkladı. Selma, “Sonda söyleyeceğimizi burada söyleyelim; sadece bu artış bile Bakanlığın yukarıda ifade edilen kapsamda bir ihtiyacı karşılama gibi bir niyeti ve ajandası olmadığını açık şekilde göstermektedir. 2021 AÇSHB bütçesi, toplam bütçenin yüzde 12,7'sini oluşturmaktadır. Önceki yıla göre bütçenin tümü içindeki payı sadece yüzde 1,1 artmıştır. Bütçenin yüzde 95’ini Cari Transferler (147,5 milyar) oluştururken bunun dışındaki başlıklar (personel giderleri, mal ve hizmet alım giderleri, sermaye giderleri ve sermaye transferleri) bütçenin yüzde 5’ini oluşturmaktadır” dedi.
Kadın erkek eşitliğinin sağlanması
Kadınlara yönelik hizmetlerin planlanması ve şiddetin önlenmesi konusuna da değinen Selma, “Ana sorumlu ve koordinatör birim olan KSGM için 2020 bütçesinden, 12 milyon 54 bin TL ayrılırken, 2021 bütçesinde bu tutar 19 milyon 54 bin TL olmuştur. Ayrılan ödeneğin yarısından fazlasının personel giderleri için kullanılması öngörülmektedir. Bu bütçe planı, yani yeterli ve etkili oranda bütçenin ayrılmaması KSGM’nin uzun süredir giderek daha çok etkisizleştirilmesinin bir parçası olarak görülmektedir. Kadın erkek eşitliğinin sağlanması hedefi ve buna uygun faaliyetler Genel Müdürlüğün hedeflerinden çıkartılarak revizeler yapılırken, kadınların varlıklarını ve haklarını aile içindeki ‘görevleri’ üzerinden tanımlayan muhafazakar söylem ve pratikler KSGM’nin çalışmalarını da büyük ölçüde etkilemiştir. Kadınların mücadelesinin yarattığı baskının da bir sonucu olarak bütçe içinde kadına yönelik şiddet konusu bir nebze de olsa yer bulabilmiştir” diye konuştu.
‘Kadınların işgücüne katılım oranının hedefi belirlenmemiş’
Selma, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, “Kadının Güçlenmesi” programı kapsamında yer alan alt programlardan biri olarak “Kadının Toplumsal Statüsünün Geliştirilmesi ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” olarak belirlendiğini dile getirerek, “Kadınların karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almaları, istihdamının artırılması, eğitim ve beceri düzeylerinin yükseltilmesi sağlama olarak tanımlanan programın hedefi için 2019 ve 2020 bütçe ve performans göstergeleri değerlendirildiğinde kadınların işgücüne katılım oranının 2019 yılında 35,1 olarak gerçekleştiği, 2020 yılında ise 35,9 olarak hedeflendiği görülmektedir. Ancak 2020 yılı içinde bugüne dek gerçekleşen hedefle ilgili bilgi verilmemiştir” ifadelerini kullandı.
‘Pandemi döneminde çocuklar için riskler arttı’
Çocuklara yönelik hizmetler başlığında ayrılan bütçeye ilişkin konuşan Selma, şunları söyledi: “Bakanlığın Çocukların Korunması ve Çocukların Gelişimi alt programları dikkate alarak değerlendirilmiştir. Her iki programa 2020 yılı için ayrılmış bütçenin 3 milyar 293 milyon 229 bin 920 TL; 2021 yılı için öngörülen bütçe tutarı resmi enflasyon göstergelerinin bile altında kalarak yüzde 8’lik bir artışla 3 milyar 585 milyon 578 bin 240 TL olarak belirlenmiş olması çarpıcıdır. Bütçedeki bu durum dahi, çocukların korunmasında umut vaat eden bir plan olmadığını göstermektedir. Çocukların ihtiyaçları, çocuk koruma mekanizmasındaki eksiklikler, koruma ve önleme odaklı çalışmalardaki zayıflıklar sıkça dile getirilmektedir. Pandemi dönemi çocuklar için de başta şiddet olmak üzere risklerin arttığı, salgına özgü hizmet ihtiyaçlarının ortaya çıktığı ve çok acil planlamalar yapılmasının gerekli olduğu bir tablo ortaya çıkarmıştır. Evlerde kapalı kalan çocuklar, eğitim sağlık gibi kurumlara da erişim sağlayamamakta, çocukların izlemi ve mevcut risk ve şiddetin belirlenmesinde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Ne yazık ki bütçede çocuklara ayrılan pay da, bütçe kalemlerinin tanımlanma içerikleri de bu yönde bir hazırlık ya da hedef olmadığına işaret etmektedir.”
Selma devamında taleplerini şu şekilde sıraladı:
“*Bütçe halkın ve emekçilerin örgütleri aracılığı ve onların katılımı ile yapılmalıdır.
*Ayrı bir Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı; ayrı ve ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır.
*Sosyal hizmet alanlarındaki politikalar sorunları önlemeye odaklı, iktidarın siyasi ihtiyaçlarından arındırılmış, kapsamlı politikalar olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaç neyse gerekli bütçe ayrılmalıdır.
*Pandemi nedeni ile bakanlık personelinin iş yükü çok fazla artmıştır. Bütçede personel ödemelerinde personel açığı düşünülerek kadrolu ve güvenceli istihdam için ödenek arttırılmalıdır.
*Sosyal yardımlarda bir bağımlılık ilişkisi yaratma ve rant-siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır. Yardım alanların yardım kesilme tehdidi ile düşük maliyetli çalıştırılmalarına neden olacak uygulamalardan vazgeçilmelidir.
*Pandemi, deprem gibi olağanüstü dönemleri hesaba katan bir bütçe değildir. Oysaki pandemi süresince ve ekonomik krizin de etkileri ile çok sayıda insan işsiz kaldı. Halkın büyük kısmı yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamaktadır. Tüm bunları gören yoksulluğu teşvik eden değil istihdamı önceleyen ve yoksulluğu bitirme hedefiyle bütçe planlamaları yapılmalıdır.”