
İzmir geceyi sokakta geçirdi: Evlere girmek zorunda kalacağız
- 09:33 31 Ekim 2020
- Güncel
Melike Aydın-Gülistan Azak
İZMİR- Depremin ardından geceyi sokaklarda geçiren yurttaşlar yıkılan evlerin çoğunlukla yeni binalar olduğunu belirterek başka bir çözüm bulunmazsa bir süre sonra yeniden evlerine dönmek zorunda kalacaklarını kaydetti.
İzmir’de 6.8 büyüklüğünde depremin yaşanmasının ardından yurttaşlar geceyi dışarıda geçirdi. Çadırlarda kalan yurttaşlar Bayraklı İlçesine bağlı Masuroğlu Mahallesinin balçık üzerine kurulduğu için zemininin sağlıklı olmadığını, binadaki çatlaklara rağmen bir süre sonra yine evlerine dönmek zorunda kalacaklarını söyledi. Arama kurtarma çalışmalarına katılanlar ise eski binaların yıkılmazken çok katlı yeni binaların yıkıldığını, inşaatların denetimini ise devlete değil vicdana bırakılması gerektiğini söyledi.
‘Binaların altı deniz’
Geceyi Bayraklı Belediyesinin açtığı çadırlarda geçirecek olan ve ismini vermek istemeyen bir yurttaş deprem anında yaşadıklarını şöyle anlattı “Ben aşağıdaydım çocuğum üst katta. Onu kurtarmaya çalıştım. Ona ‘sakin ol oğlum aşağıya in elektrikler yok’ dedim. Canlı dersi yarım bırakıp koşmak zorunda kaldı. Korkuyu mu stresi mi anlatayım, deprem başladıktan sonra eve hiç giremedik. Koşarak evden çıktık. Can kaybı yok ona seviniyoruz. Evimiz Folkart binalarının karşısındaki sokakta. Binayı kendimiz yaptık ama yarık var diye giremiyoruz. Binaların altı komple deniz. Biz yaklaşık 20 yıldır bu evdeyiz. Ama yıkılan binalar 2-3 senelik. Müteahhitlere sormak gerek nasıl böyle oluyor diye. Bizimki yıkılır diye korktuk çünkü eski bina ama yeni binalar yıkıldı. 60-70 yıllık binalar ayakta.”
‘Belli bir zaman sonra eve girmek zorunda kalacağız’
Daha önceki deprem deneyimlerinden daha zorlu anlar yaşadıklarını ifade eden yurttaş, “Saat 15:00’ten beri buradayız. Sandalyeler sallandı. Akrabalarımızla evlerimiz yakın arada bir sokak var. Zaman ne gösterecek belli değil. Umarım çok uzamaz. Hem koronavirüs var. Mesafeyi nasıl koruyacağız bilmiyorum. Artçı şiddetler olmasa belli bir zaman sonra eve girmek zorunda kalacağız. İşte yok ekonomi de yok. Eskiden insanlar asgari ücrete şükrediyordu şimdi o da yok. Türkiye’nin deprem gerçeği için ne diyebilirim ki siz onu baştakilere sorun. Halkın sözü geçer mi sizce?”
‘Bazı şeylerin anlaşılması için orda olunması gerekiyor’
Enkaz altından 15 yaşlarında bir çocuğu kurtaran Hasan Yapıcı ise olay anında ilk olarak şok hali yaşadıklarını, kazarak yaşayanlara ulaştıklarını belirterek şunları söyledi, “Sosyal medyada ‘gol sevinci gibi insanları kurtarırken öldüreceksiniz’ gibi şeyler söyleniyor. İnsanların orada olması gerekiyor bazı şeyleri anlaması için. Benim de çocuğum olabilirdi. Sadece o an onu kurtarmaya çalışıyordum. Ben gittiğimde başında insanlar vardı. Allahtan o da divanın arasına girmiş fazla zorlanmadık. Yaşayınca anlıyor insan.”
‘İnsan kendi vicdanına bakmalı devlete bırakmamalı’
Yıkılan binaların çoğunun yeni olduğunu deprem yönetmeliğinin de çözüm üretmediğini ifade eden Hasan, denetimlerin de yetersiz olduğunu savundu. İnsanların vicdanı ile çalışması gerektiğini dile getiren Hasan “Her binanın başına memur dikilemiyor. Ya deniz kumu katılmış ya malzemeden çalıyor. İnsanların vicdanı hep daha fazla kazanma hep aç gözlülük. Ondan diye düşünüyorum. Ne kadar denetlense de insan kendi vicdanına bakmalı devlete bırakmamalı. Burası zaten balçık gibi zemini. Burası Körfez, en yumuşak zemin burası. En merkezi yer en kötü yer de burası” diye belirtti.
‘Ellerimizle çıkardım’
Arama kurtarma çalışmalarında yer alan bir yurttaş yıkılmış ve yana yatmış binaların bulunduğunu Dilan isminde genç bir kadını, bir anne ve kızını enkaz altından çıkardıklarını belirterek bir baba ve oğulu ise birbirine sarılmış hayatlarını kaybetmiş halde bulduklarını dile getirdi. Yaralı olarak çıkarılanların hepsinin hastanede olduğunu söyleyen yurttaş, “İnsanın psikolojisi yıkılıyor. Daha polis ortada yokken bu arkadaşlar geliyor. Bu mahallede herkes birbirini tanıyor. Hep diyorlardı Gölcük depremi diye. Aşağıdaki insanın canlı çıkarılmaması, annenin çığlıkları… Kazdık kazdık ellerimizle çıkardık. Bir anne vardı beni bırakın kızımı çıkarın diyordu. Onu da kurtardık” diye anlattı.
İnşaatta deniz kumu kullanılmış
Deprem sonrası için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirten başka bir yurttaş ise yaşadıklarını şu şekilde ifade etti, “Balyoz vurdum kolona normalde kırılmaması gerekirken toz toprak oldu. Kocaman kolon sert olur ama balyozu vurduk ve kolon ikiye ayrıldı. Deniz kumu kullanılmış 7 katlı bina 4 kat olmuş. Denetimsizlik mi rant mı diyorlar. Müstakil evler hiç yıkılmadı. Ya çatlak var en fazla. Bir 10 saniye daha sürseydi daha kötüydü. İnsanlar malının başında bekliyor ne olur ne olmaz diye. Ne içeri girebiliyor ne gidebiliyor.”