
Hasta tutsak sanatçı Nudem için çağrı
- 09:07 30 Ekim 2020
- Güncel
ŞIRNAK - Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan sanatçı Nudem Durak’ın annesi Hatice Durak, “Nudem’e yaşının kaldıramayacağı kadar ceza verdiler. Kendi diliyle konuşup müzik yapması suç sayıldı. Ölmeden önce çocuklarımızı görmek istiyoruz” dedi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19), Türkiye’de de oldukça tehlikeli bir aldı. He geçen gün vaka sayısının arttığı Türkiye’de pandemi koşullarından en olumsuz etkilenen ve önleyici hiçbir tedbir alınmayan yerlerin başında ise cezaevleri geliyor. Cezaevlerinde tutulan binlerce tutsak, alınmayan önlemlerle adeta ölüme terk edilmiş durumda. Cezaevlerindeki en büyük risk grubunu ise hasta tutsaklar oluşturuyor.
Hasta tutsaklar risk grubunda
Pandemi sürecinin derinleşmeye başladığı mart ayı ile beraber, Meclis gündemine taşınan “Af Yasası”, tüm tartışmalara rağmen 15 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yasal bir hal aldı. Bu yasa kapsamına alınmayan siyasi tutsakların aileleri başta olmak üzere, kamuoyunun tepki göstermesi de yasada tek bir kelimeyi değiştirmeye yetmediği gibi siyasi tutsaklar dışında kalan hırsızlık, taciz, katletme gibi suçlardan hükümlü olanların tahliye edilmesini sağladı. Topluma ve özelde kadına zarar veren suçluların tahliye edilerek, düşüncelerinden dolayı tutulan siyasi tutsakların zor koşullar altında yaşıyor olmaları, aileleri de endişelendiriyor.
Seslendirdiği parçalar örgüte üye ettirdi
Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan “Koma Sorxwîn” üyesi sanatçı Nudem Durak da yüzlerce hasta tutsaktan biri. Sanatçı Nudem, seslendirdiği Kürtçe parçalar gerekçe gösterilerek 2015 yılında “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla tutuklandıktan sonra yargılandığı davada 19 yıl hapis cezası aldı. Nudem için Türkiye ve Avrupa’da çok sayıda kampanya başlatıldı. 5 yıldır cezaevinde tutulan Nudem, 2 yıl Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldıktan sonra, 2017 yılının ocak ayında Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. Nudem 3 yılı aşkın süredir Bayburt Cezaevi’nde.
Guatr ameliyatı olması gerekiyor
Nudem, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi talebiyle 7 Kasım 2018’de açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in ardından, 1 Mart 2019’da açlık grevine başlayan yüzlerce tutsak arasında yer aldı. Günlerce açlık grevinde kalan Nudem’in zamanla sağlık sorunları oluşmaya başladı. En son boğazında guatr oluşan Nudem’in, ameliyat edilmesi gerekiyor ancak tedavi edilmiyor.
‘Yaşından fazla ceza verdiler’
Şırnak’ın Kumçatı beldesinde yaşayan annesi Hatice Durak, kızı Nudem’in sağlık sorunu yaşamasına rağmen ameliyat edilmediğini ve cezaevi koşullarının her geçen gün daha kötü bir hal aldığını vurguladı. Nudem’in 3 defadır cezaevine girdiğini dile getiren Hatice, “Köyde yaşıyorduk ve bir kızım oldu. Bir süre sonra vefat etti. Ardından da Nudem doğdu. Biz de onun kimliğini Nudem’e verdik. Nudem daha küçük yaşta tutuklandı. Kimlikteki yaşı kendi yaşından küçük ama ona yaşından fazla ceza verdiler. Nudem’e yaşının kaldıramayacağı kadar ceza verdiler. Hiçbir sebep yokken müzik üzerine aldılar onu. Kendi diliyle konuşup müzik yapması suç sayıldı” diye belirtti.
‘Cezaevinde hastalıklar oluşmaya başladı’
Hem Bayburt Cezaevi’nin uzak olmasından hem de sağlık sorunlarından dolayı görüşe gidemediğini ifade eden Hatice, şimdi ise bu nedenlere pandemi ve ekonomik açıdan zorlanmanın da eklendiğini söyledi. Hatice, “Nudem hasta, guatrı var ama tedavi edilmiyor. Ameliyat edilmesi gerekiyor ama hastaneye götürüp tedavi etmiyorlar. Virüsten dolayı görüşüne de gidemiyoruz ve durumunun nasıl olduğunu bilmiyoruz. Nudem’in dışarıda hiçbir rahatsızlığı yoktu ancak cezaevinde hastalıklar oluşmaya başladı” diyerek Nudem’in tedavi edilmesi gerektiğini vurguladı.
‘Orada ne olursa kimsenin umurunda olmuyor’
Açlık grevi sürecinde tutsaklara gönderilen hiçbir şeyin cezaevi idaresi tarafından alınmadığını hatırlatan Hatice, ayrıca tutsakların kitaplarının bile alınarak yakıldığını kaydetti. Hatice, “Mektupları kendilerine verilmiyor ve onların gönderdiği mektuplar da gelmiyor. Gazete verilmiyor onlara. Tutsaklar baskı altında ama kimse bir şey yapmıyor. Onlara orada ne oluşa kimsenin umurunda olmuyor. Artık kimse hastalıktan da bahsetmiyor. Tutsaklar virüse karşı korunamıyor. Onları görmeye de gidemiyoruz. Haftada 2 defa telefonla arıyorlar ama 10 dakika ‘nasılsın’ diyene kadar bitiyor. Yakın yerlere sevk edilmelerini istiyoruz” dedi.
‘Ölmeden önce çocuklarımızı görmek istiyoruz’
Çok sayıda adli tutuklunun çıkan yasayla beraber tahliye edildiğini anımsatan Hatice şöyle devam etti: “Tecavüzcüleri, hırsızları, uyuşturucu satıcılarının hepsini bıraktılar ama hiçbir şey yapmayan çocuklarımızı bırakmadılar. Ölmeden önce çocuklarımızı görmek istiyoruz.”
‘Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyoruz’
“Kızımı ben mi dağa gönderdim” diyen Hatice, bir kızı cezaevinde bir kızı ise PKK’de olduğu için askerler tarafından sürekli rahatsız edildiklerini dile getirdi. Herkesin kendi iradesiyle kararlar aldığını belirten Hatice, “İki günde bir karakoldan bizi çağırıp ‘Kızını getir’ diyorlar. Kızımı ben mi gönderdim? Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyoruz. Karakoldan bize yaşadığını söylediler” diye konuştu.