
‘Kadına yönelik şiddet din ve devlet yetkililerinin söylemleriyle artıyor’
- 09:03 30 Ekim 2020
- Güncel
Gülistan Azak
İSTANBUL - Kadına yönelik şiddetin din ve devlet yetkililerinin söylemleriyle arttığına dikkat çeken Uzman Psikolog Alanur Özalp, bu artışın önüne geçmek için “kadınların oluşturduğu örgütlerin desteklenmesi ve güçlendirilmesi” gerekliliğini vurguladı.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet, İktidar yetkililerinin söylemleri, mahkemelerde uygulanan iyi hal indirimleri, cezasızlık, medyada yer alan program ve haber içerikleri, savaş ve militarist politikalar her geçen gün artmaya devam ediyor. Kadınlar ise bu artışın önüne geçmek için meydanlarda seslerini yükseltmeye devam ediyor.
Erkek şiddetine ve artan kadın katliamlarına ilişkin Uzman Psikolog Alanur Özalp, değerlendirmelerde bulundu.
‘Din ve devlet yetkililerinin söylemleri şiddeti körüklüyor’
Kadına yönelik her türlü şiddetin temelinde “cinsiyet eşitsizliği” olduğunu belirten Alanur, birçok kadının, faili meçhul bir şekilde katledildiğini söyledi. Kadın katliamlarının açıklanan verilerin çok üstünde olduğuna dikkat çeken Alanur, din ve devlet yetkililerinin söylemleriyle şiddetin körüklendiğinin altını çizdi. Fail erkeğe dönük mahkemenin cezasızlığının da bu nedenden ileri geldiğine işaret eden Alanur, “Tüm bu sorunlar aslında bir zincir gibi birbirine bağlı. Cezasızlık aslında bu zincirin son halkası. Hukukun cezasızlığı aslında toplumda özelde ise erkekte ‘kadına yönelik şiddet suç değil’ algısını oluşturuyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Özellikle bu suçu işleyen asker ve polislerin korunması hali çok daha tehlikeli. Hukuk herkese eşittir ve bu böyle de sürmeli” dedi.
‘Çocukların ruh sağlığı ve davranışları olumsuz yönde etkileniyor’
Şiddeti arttıran bir diğer etkenin ise eğitim sisteminde görüldüğünü ifade eden Alanur, bunun nedeni olarak kız ve erkek öğrencilerin ayrı sınıflarda, ayrı sıralarda eğitim görmelerinden dolayı yaşandığını söyledi. Alanur, okullarda düzenlenen etkinliklerde “gelinlik” ve “külhanbeyi” isimli kıyafetler ile dayatılan “cinsiyet eşitsizliğinin” ruh sağlığını ve davranışların olumsuz yönde etkilediğini vurguladı.
‘Tek yol kadın örgütlerinin güçlendirilmesi’
Meclis’te 27’si AKP’li olmak üzere 32 milletvekilinin, kürsüye milletvekili yemini okumak dışında çıkmadığını, yasama ve denetim faaliyetinde bulunmadığını hatırlatan Alanur, bu durumun kadına yönelik şiddete karşı duyarsızlığı gözler önüne sermeye yettiğini vurguladı. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasının kadına yönelik şiddete olan bu duyarsızlıktan ileri geldiğini ifade eden Alanur, şiddetin önüne geçmenin tek yolunun kadınların oluşturduğu örgütlerin desteklenmesi ve güçlendirilmesinden geçtiğini dile getirdi.
‘Geri dönülemez olumsuz sonuçlara yol açabilir’
Sözleşmeye dair tartışmalara tepki gösteren Alanur, bu durumun kadına yönelik şiddetin önünü açacağına dikkat çekerek şu uyarıda bulundu: “Sözleşme, güçlendirilmesi gerektiği yerde kaldırılmak isteniyor. Bu anlaşılır gibi değil. Bu durum şiddeti arttıracağı gibi fail erkekleri de koruyacaktır. Her an kaldırılabilir. Çünkü maalesef bu konuda söz söyleme ve karar verme süreci yalnızca erkeklere verilmiş durumda. Bu durumun beraberinde geri dönülemez olumsuz sonuçlara yol açabilir.”