Bêrîtan’ı anlattı: Zorlu koşullarda elbiselerimizi elleriyle dikerdi

  • 11:37 25 Ekim 2020
  • Güncel
Dîcle Demhat
 
KOBANÊ - Kadın özgürlük mücadelesine yeni bir direniş geleneği getiren Beritan Hêvî ile tanışmalarını anlatan gazeteci Binefş Sarya, “Bêrîtan arkadaş öncüydü, nereye gitsek ne olsa ilk önce işe o başlardı. O zorlu koşullara rağmen bizimle ilgilenirdi. Elbiselerimizi kendi elleriyle dikerdi. Erzak sıkıntısı vardı. Unu suyun içine katar, bardaklara doldurup bize verirdi. Yemeğini yemez bize getirirdi” diyor. 
 
Kürt kadınlar, yaptıkları eylem ve direnişleriyle tarihe ismini yazıyor. 1938 Dersim Katliamı’nda ele geçmemek için kendini uçurumlardan atan Besê ve Zarife’nin geleneğini 1992 yılında ise Gülnaz Karataş yani Bêritan Hêvî devralarak “Bêrîtan çizgisi”ni yaratır.  
 
Ailesi Dersim’den göç eden Bêrîtan, 1971'de Bingöl’de dünyaya gözlerini açar. Elazığ’da orta öğrenimini tamamlayıp, üniversite eğitimi için İstanbul’a giden Bêrîtan, Kürt kadın mücadelesiyle tanışır. O dönem tutuklanarak cezaevine girer. 1991’de cezaevinden çıkar ve dağların yolunu tutar. 1992 yılı 25 Ekim günü Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) peşmergelerinin eline esir düşmemek için son kurşununa kadar savaşır ve kendini Xaxurkê’nin Lêlikan uçurumundan aşağı atar. Bêrîtan’ın bu eylemi Kürt kadınlarına miras kalır. Dağın sesi ve kadının duyulmayan çığlığı olan Bêrîtan, teslimiyet karşısında kararlı pratiği, özgürlüğü yaratma yolunda Kürt kadını açısından bir dönüm noktası olur. 
 
Gazeteci Binefş Sarya, Bêrîtan ile tanışmasını ve mücadelesini ajansımıza anlattı.  
 
‘Türkiye ve İran baskılarından kaynaklı Xakurkê alanına gittik’
 
Bêrîtan’ın birçok kadını etkileyen bir kişiliğe sahip olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Binefş, “Ben de bir Kürt kadını olarak Heval Bêrîtan’ın mücadelesinden etkilenmiştim” diyor. Her dönemde ve her devrimde öncülük eden ve öncülük misyonuyla mücadele eden kişilerin olduğunu hatırlatan Binefş, Bêrîtan’ın da o kişilerden olduğunu belirtiyor ve onla tanışmasını şöyle anlatıyor: “Bêrîtan’ı anlatacak kadar onla yaşamadım ve yaşımın çok küçük olduğu bir dönemde görmüştüm. Her Kürt ailesi gibi Türkiye'de devletin baskılarından kaynaklı memleketimizden çıkmak zorunda kaldık. 1989’un sonları, 1990 başlarında İran’a yerleşmek zorunda kaldık. Orada da hem İran devletinin hem de Türkiye’nin baskılarından kaynaklı birçok defa ölümle yüz yüze geldik. Ailenin yaşaması ve güvenli bir yere geçmesi için özgürlük hareketinde yer alan gerillaların yardımıyla ailece Xakurkê alanına geçtik. Ya o dönemde ölecektik ya da güvenli bir yerde yaşayacaktık. Bizim için en güvenli alan gerilla alanıydı ve o temelde ailece bir dönem gerillaların içinde yaşadık. Ve Bêrîtan arkadaşı orada gördüm.”
 
‘Elbiselerimizi Bêrîtan arkadaş kendi elleriyle dikti’
 
Xakurkê alanına gittiklerinde çocuk olduğunu söyleyen Binefş, “Bizim için bütün gerillalar birdi. Bêrîtan  arkadaş da o gerillalardan biriydi. Biz çocuk olduğumuz için gerillalar bizim için elbise ve ayakkabı getiremiyorlardı. Bizi korumak için orada bulunduğumuzu kimseye anlatamıyorlardı. Ondan kaynaklı da bize elbise ve ayakkabı getirmede zorluklar yaşıyorlardı. O zaman Bêrîtan arkadaş ve bir iki kadın arkadaş, gerillalara gelen elbiseleri bizim ölçümüze göre keser ve dikerdi. Aynı şekilde ayakkabı dikiş iğnesi olduğu için de büyük ayakkabıları keser ve bizim ayaklarımıza göre yapar dikerdi. Onun diktiği elbise ve ayakkabıyı giyerdik. İşte o zaman Bêrîtan arkadaştan etkilenmiştim. O zorlu koşullara rağmen bizimle ilgilenmesi beni etkilemişti. Gerillaların paylaşımları ve doğayla ilişkileri de beni etkilemişti. Oysa onları çok farklı anlatıyorlardı. Öyle olmadığını gördük” diyor. 
 
‘Herkes gücünün yettiği kadar bu devrime katılacaktır’
 
Binefş, Bêrîtan’ın aynı zamanda erk zihniyete, kadını küçük gören feodal erkeklere karşı da mücadele ettiğini belirtiyor. Bêrîtan’ın bu mücadelesine şahit olduğunu kaydeden Binefş, “O zaman aklımda kalan, alana biksi (PK) silahı gelmişti. Cephaneyi alıp gideceklerdi. Bêrîtan arkadaş silahı aldı. Bir erkek arkadaş ‘Bana ver sen kaldıramazsın’ dedi. O an Bêrîtan arkadaş ona dönerek ‘Biz burada gerillayız, kadın erkek ayırımı yoktur, herkes gücünün yettiği kadar bu devrime katılacaktır’ dedi. O zaman çocuktum ve şu ana kadar o sözü hiç aklımdan çıkmadı. Bêrîtan arkadaş hep bunun mücadelesini verdi” diye ekliyor. 
 
‘Bêrîtan bize ekmeğini verdi’
 
Binefş, 1991’de Türkiye’nin savaş uçaklarıyla Xakurkê alanına yönelik operasyon başlattığını ve o dönem ailecek alanda olduklarını ifade ederek, o günlere dair şunları aktarıyor: “İlk defa hava saldırılarını görüyorduk. Annem gençti ve bizim de yaşımız küçüktü. Ondan kaynaklı gerillalar bizi korumak için farklı bir yere götürdüler. O zaman da Bêrîtan arkadaş takım komutanıydı. Bêrîtan arkadaş öncüydü, nereye gitsek, ne olsa ilk önce işe o başlardı. Erzak sıkıntısı vardı. Unu suyun içine katar bardaklara doldurup bize verirdi. Birçok zaman yapılan o un çorbasını en fazla bize verirlerdi. Birçok zaman da arkadaşlar bizimle paylaşırlardı. Bêrîtan arkadaş dikkatimi çekmişti, çoğu zaman yemezdi ya bize verirdi ya da farklı bir arkadaşa verirdi kendi payını. Annem çocuk emzirdiği için Bêrîtan arkadaş cebinde taşıdığı bir parça ekmeği getirip anneme vermişti. ‘Biraz ekmek ye ki çocuğa süt verebilesin’ demişti. O zaman hem çok etkilenmiştim hem de Bêrîtan arkadaşın o ekmeği nerden getirdiğini merak etmiştim. Çocuk olduğumuz için Bêrîtan ve diğer kadın arkadaşlar bizim için bir idoldü. Bir gün büyürsem Bêrîtan arkadaş gibi kadın hareketinin komutan kadınlarından biri olacağım demiştim.” 
 
‘Bugün dağların zirvelerinden bir kadın gerilla kendini attı’
 
Savaşın şiddetlenmesiyle beraber alandan çıkarıldıklarını ve Duhok’a bağlı Sideka köylerine yerleştiklerini söyleyen Binefş, Bêrîtan’dan da o zamandan sonra haber alamadıklarını dile getiriyor. Binefş ve ailesi Bêrîtan’ın yaşamını yitirdiği haberini ise şöyle alıyor: “Bizim kaldığımız köyde KDP’ye bağlı peşmergeler vardı. Sabah veya akşam peşmergeler, gerillalara karşı savaşmak için Xakurkê’ye giderdi. Döndüklerinde evimize gelip, savaşı anlatırlardı. 25 Ekim günü peşmergeler evimize gelip, savaşın bittiğini ateşkes olduğunu anlattılar. Babam da ‘Benim üç çocuğum gerilla ve siz onlara karşı savaşıp gelip bana anlatıyorsunuz’ derken, içlerinden bir peşmerge bugün dağların zirvelerinden bir kadın gerillanın kendini attığını söyledi. Annem de ‘ismini biliyor muydunuz’ dediğinde, Bêrîtan olduğunu söylediler. O zaman babam onları evden kovdu. 2 yaşında küçük bir kardeşim vardı ismi Çiçek’ti. Başını annemin ayaklarına koymuştu. Birden kalkıp ‘Benim adım artık Bêrîtan’dır’ dedi. O günden sonra kimse Çiçek demedi hep Bêrîtan olarak kaldı.”
 
‘Beritan’ın mücadelesi temelinde kadın ordulaşması oluştu’
 
“Bêrîtan çizgisi” temelinde kadın ordulaşmasının kurulduğunu ifade eden Binefş, “Bugüne kadar Kürt mücadelesinde kadınlar öncülük misyonuyla mücadeleye katılmışlardı. Burası Heftanin’dir (ev der Heftenîn e) sözünü ilk söyleyen de bir kadındır. Kuzey ve Doğu Suriye alanında YPJ, Kongreya Star ve birçok alan açıldı. Tabi sadece Kuzey ve Doğu Suriye de değil Güney, Kuzey ve Doğu Kürdistan’da da kadın partileri ve askeri alanları ‘Bêrîtan çizgisi’ temelinde oluştu. Bêrîtanların mücadelesiyle bugüne geldik. Eğer kadın olarak bugün kalemimiz ve kameralarımızla kendimize güvenerek çalışıyorsak devrim mücadelesinde yaşamını yitirmiş öncü kadınların sayesindedir” diyerek sözlerini noktalıyor.