DİYARBAKIR - Yaklaşık üç aydır kayıp olan 4 yaşındaki Miraç Çiçek’in bir an önce bulunmasını isteyen anne ve babası, “Kamuoyu Miraç hiç yaşamamış ve kaybolmamış gibi davranıyor. Dosyaya gizlilik kararı getirilmiş, bunun nedeni nedir?” diye sordu. 

 

Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı Kelekçi mahallesinde 31 Temmuz’da bayram ziyareti için ailesiyle köye giden 4 yaşındaki Miraç Çiçek’ten o tarihten bu yana haber alınamıyor. Şimdiye kadar Miraç’a ilişkin herhangi bir ize rastlanmazken, kaçırıldığı şüphesi üzerinde duruluyor.  

 

Aylardır çocuğundan haber almayan annesi Firdevs Çiçek ile konuşmaya gittiğimizde herhangi bir yere röportaj vermek istemediğini bunun nedeninin ise sunucu Müge Anlı’nın televizyon programına çıktığında kendilerine “neden ağlamıyorsunuz” denilmesinden kaynaklandığını söylüyor. 

 

‘Kamuoyu sanki Miraç hiç yaşamamış gibi davranıyor’

 

Firdevs, çocuğunun bulunması için her şeyi göze aldığını fakat hiçbir şeyin fayda etmediğini, gözünden akıtacak yaşın dahi kalmadığını söylüyor. Firdevs, kamuoyunun Miraç’ın hiç yaşamamış ve kaybolmamış gibi davranmasına ve arama çalışmalarının sonuçsuz kalmasıyla beraber Miraç’ın kaybolmasına ilişkin dosyaya gizlilik kararının neden getirildiğini de merak ettiğini aktarıyor. 

 

‘Devlet ne yapmaya çalışıyor’

 

Babası Remzi Çiçek ise dosyaya dair getirilen gizlilik kararı nedeniyle kimsenin herhangi bir bilgiye sahip olmadığını ifade ediyor. Çocuğunun kaybolmasından sonra 6 kişinin gözaltına alındığını ve bunu da medyadan duyduklarını kaydeden Remzi, “Ne savcılık tarafından ne de polisler tarafından bize herhangi bir bilgi verilmedi. Yaklaşık üç aydır benim çocuğum kayıp, fakat buna ilişkin bana herhangi bir şey söylenmedi. Bize ‘gidin evinize, bir gelişme olursa biz sizi haberdar ederiz’ diyorlar. Bu devlet ne yapmaya çalışıyor. Benim oğlum kayıp fakat dosyaya gizlilik kararı getiriyorlar. Ben oğlum hakkında bir ize rastlamak istiyorum” sözlerini kullanıyor.  

 

‘Programa çıktığımızda sürekli ağlayın diyorlardı’

 

Katıldığı televizyon programında kaybolan çocuğu Miraç’ın unutulup, konunun define avına döndüğünü dile getiren Remzi, İstanbul’da 22 gün kaldıktan sonra Diyarbakır’a gönderildiklerini, kendilerine ulaşacaklarının sözünü aldıklarını ancak bir daha geri dönüş olmadığını belirtiyor. Remzi, “Müge Anlı’nın programına çıktığımızda  bize ‘neden ağlamıyorsunuz? Programa çıktığınızda ağlayın’ diyorlardı. 15 Ekim’de Dicle Karakol komutanı beni çağırdı. Ben oğlumla ilgili bir gelişme vardır diye gittim. Fakat beni gözaltına aldılar. Oradan da beni savcılığa çıkarıp serbest bıraktılar. Beni neden gözaltına aldıklarını da bana iletmediler” diye aktarıyor. 

 

‘Akıtacak gözyaşımız kalmadı’

 

Devletin “bizim gücümüz her şeye yeter” dediğini ancak üç aydır çocuğunu bulamadıklarını kaydeden Remzi, gittikleri köyün sadece akrabalardan oluştuğunu, giren çıkan insanların tanıdık olduğunu ifade ediyor. Remzi, “Oraya gelen bir aracın olduğunu söylüyorlar, bu araç kime aittir? Bunu bilmek istiyoruz. Bizim çocuğumuz kaybolmadı, birilerinin kaçırdığını düşünüyoruz. Çünkü oğlum kaçırılmadan yaklaşık birkaç gün önce benim oturduğum mahalleye iki kişinin gelip beni sorduklarını öğrendim. Ben şunu belirtmek istiyorum. Bizim gözlerimizde akıtacak gözyaşımız dahi kalmadı artık. Ortada kaybolan bir çocuk var ve biz bunun akıbetini bilmiyoruz” diye konuşuyor.