‘Barış ve huzur ortamını Abdullah Öcalan sağlayabilir’

  • 09:03 23 Ekim 2020
  • Güncel
Safiye Alağaş
 
DİYARBAKIR - Kadınlar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik sürdürülen tecride tepki göstererek, barış, eşitlik ve huzur ortamını Abdullah Öcalan’ın sağlayabileceğini, bunun için de özgür olması gerektiğini vurguladı.   
 
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ağırlaşarak devam ediyor. Son olarak ise Abdullah Öcalan’a ve aynı cezaevinde bulunan diğer üç tutsağa 6 aylık iletişim ve avukat görüşü yasağı verildi. 
 
Kadınlar ise, Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin bir an önce sonlandırılması gerektiğini vurguladı. 
 
Tecridin Türkler ve Kürtlerin yanı sıra dünya halklarına da zarar verdiğini söyleyen ev emekçisi Asiye Şimşek, bütün toplumların Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu felsefe ve fikirlerinden pay aldığını vurguladı. Abdullah Öcalan'ın dışarıda olması durumunda halkların birlikte daha huzurlu olacağını ifade eden Asiye, "Daha adaletli bir düzen olurdu. İnsani yönümüz güçlü olurdu. Savaş bir çözüm getirmez. Fakat bir insana zulüm ederseniz o insan da direnir. Evine giren hırsıza karşı kendinizi savunursunuz. Ben bir anne olarak Sayın Öcalan'ın cezaevinden çıkmasını istiyorum. Artık barış ortamında yaşamak istiyoruz" dedi.
 
'Türkiye'de bütün halkların sorunları var'
 
Türkiye'de sadece Kürt sorunu olmadığının altını çizen Asiye, burada yaşayan bütün halkların sorunu olduğunu belirtti. Devletin toplum için iyi şeyler yapması gerektiğini dile getiren Asiye, "Büyük devletsen iyi şeyler yapman gerekiyor. Herkesin kendi toprağında, suyunda huzurluca yaşamasının ortamını sağlamalıdır. Benim iki dedem Çanakkale'de savaşmış. Biz bu ülkeyi birlikte kurduk, birlikte yaşadık. Yine ortak bir yaşam kurabiliriz. Kendi ülkende kötülükler yaparsan başkan olamazsın, lider olamazsın. Bugün kullandığımız oy bile gasp ediliyor. Biz bunları dünyanın gözü önünde yaşıyoruz" dedi. 
 
'Bütün dünya Öcalan sayesinde Kürt kadınlarını tanıyor'
 
Abdullah Öcalan'ın kadına verdiği değeri hatırlatan ev emekçisi Müşeher Ülker, kadınlar için özgürlük projesinin oluşturulduğunu belirtti. Müşeher, Abdullah Öcalan sayesinde kadınların haklarını tanımaya başladığını ekleyerek, “Bu gün bütün dünya Kürt kadınlarını tanıyorsa Sayın Öcalan'ın sayesinde tanıyor. Öcalan'a uyguladıkları tecrit Kürt halkına uygulanan bir tecrittir. Yediden yetmişe halk olarak tecrit altındayız. Sayın Öcalan 22 yıldır dört duvar arasında. Onunla birlikte 40 milyon Kürt 22 yıldır dört duvar arasında. Bugün evimizde, çocuklarımızın arasındayız, ama özgür değiliz. Ne zaman ki Sayın Öcalan özgür oldu biz de o zaman özgür oluruz” ifadelerini kullandı.  
 
'Barışın anahtarı İmralı'da
 
Abdullah Öcalan'ın Ortadoğu'ya barışın tohumunu ektiğini söyleyen Müşeher, "Ancak devlet bunu anlamadı, anlamıyor. Devlet tecridi uygulayarak Öcalan ile halk arasındaki bağı koparacağını sanıyor. Ancak ne yapılırsa yapılsın Sayın Öcalan tecride karşı direnecektir. Halk ile arasında olan bağı daha da güçlendirecektir. Kürtlerin ve Türklerin varlığı Sayın Öcalan'a bağlı. Barışın ve huzurun anahtarı İmralı'dadır. Biz anneler olarak el ele verirsek zinciri kırabiliriz" diye belirtti.
 
'Tecridin tarihsel süreçlerini iyi okumak gerekiyor'
 
Tecridin tarihsel süreçlerini iyi okumak gerektiğinin altını çizen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Seval Gülmez de Abdullah Öcalan nezdinde bir halkın tecrit edildiğini belirtti. Özelde de Kürt kadınların tecrit edilerek, hakikatinden uzaklaştırılmaya çalışıldığına değinen Seval "Mutlak tecrit ile birlikte derinleşen bir savaş süreci var. Bu savaş sürecinde de ilk kadınlar hedef alındı. Sayın Öcalan ile birlikte kadına yönelim başlamıştır. Tecrit uluslararası komplonun devamıdır. Dilimiz, kültümüz üzerinde de derin bir tecrit uygulanıyor" dedi.