‘Sözleşme her zaman risk altında, birleşik mücadele örülmeli’

  • 09:02 22 Ekim 2020
  • Güncel
Melike Aydın
 
İZMİR - İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilme riskinin her zaman olduğunu dile getiren Haklarımızdan Vazgeçmeyeceğiz İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu üyesi Hatice Çoruk, bu riske karşı birleşik cephenin örülmesi gerektiğini savunuyor.
 
İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi” AKP-MHP iktidarı tarafından pandemi sürecinde gündeme getirilerek Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesine yönelik girişimlerde bulunuldu. Bu girişim kadınların ve kamuoyunun tepkileri sonrası AKP MYK gündeminde konuşulmak üzere rafa kaldırıldı. Kadınlar konunun yeniden gündeme getirilerek Meclis’ten hızlıca geçirilmesi ihtimaline karşı bir araya gelerek “Haklarımızdan Vazgeçmeyeceğiz İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu”nu oluşturdu. Grubun İzmir üyelerinden ve Buca Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi (BEKEV) üyesi Hatice Çoruk, hem dernek hem de kampanya grubu olarak amaçlarının saldırılara karşı bir arada durmanın yanı sıra sözleşmenin uygulanması için de çaba sarf etmek olduğunu ifade etti.
 
Sözleşmenin uygulanmasının da takipçisi olunacak
 
Hatice, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı iktidarın sürekli bir saldırı halinde olduğunu, birçok kadının katledildiğini, birçok kişinin cinsel yönelimlerinden dolayı ayrımcılığa maruz kaldığını, birçok çocuğun da istismar edildiğini ve bu hak ihlallerinin hala devam etiğini dile getirdi. İzmir ve tüm Türkiye’de saldırılara karşı birleşik mücadele örmenin önemine dikkat çeken Hatice, “Sadece İstanbul Sözleşmesi’nin takibini yaparak MYK gündemine gelmesinin ötesinde, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için de mücadele eden bir oluşum olarak toplandık. Tek derdimiz imzanın çekilmesi değil sözleşmenin uygulanması halinde kadın cinayetleri çok ciddi bir oranda düşebilecek, ayrımcılığı ortadan kaldıracak bir sözleşme. Bizim derdimiz sözleşmenin uygulanması ve bunun da takipçisi olacağız” diye belirtti.
 
‘Devlet yükümlülüklerinden kurtulmak isteyebilir’
 
İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesi riskinin Meclis’in açılmasıyla arttığını ancak benzer saldırılarda kadınların daha önce de geri adım attırdığını ifade eden Hatice, “Her ne kadar Meclis konumunu yitirmiş olsa da yine de bir gecede bizler uyurken Meclis’e getirip bunun kararını çıkartmak isteyebilirler. Kadın cinayetlerinden dolayı zaten kendini sorumlu tutmayan bir devlet bunun da yükümlülüklerini yerine getirmek istemediğinden böyle yapacaklarını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Sözleşmeyi kadınlar tanıtmalı’
 
Hem derneğin hem de Kampanya Grubu’nun, İstanbul Sözleşmesi ve onun getirdiği 6284 sayılı yasanın kadınlar arasında daha fazla tanınması ve gündemde bu yönüyle kalmasını amaçladığını dile getiren Hatice, yerel yönetimler ve demokratik kitle örgütlerini de çalışmalar içine katmaya çalıştıklarını ifade etti. Tüm kadınların anayasal haklarını bilmesi gerektiğini vurgulayan Hatice, “Sözleşme haber kanallarında, tartışma programlarında birkaç erkeğin ya da konudan bihaber insanların sözde gazetecilerin çıkıp ‘şeytan sözleşmesi yuva yıkıyor’ ile anılmasın. Buralardan duymasınlar. Olabildiğince özellikle kendisine muhalif bir yerde muhalif olmayıp İstanbul Sözleşmesi'nin içeriğini bilen her kesimin bu sözleşmeyi ve 6284 sayılı kanunun olabildiğince birçok kadına ulaştırması gerekiyor” diye ifade etti.
 
Mücadelenin ancak birlikte olunması halinde kazanılacağını belirten Hatice, “Yalnız değiliz ve mücadeleyi kız kardeşlerimizle sürdüreceğiz” diye konuştu.