
Komploya tepki: Bu anlayışa karşı mücadeleye devam edeceğiz
- 13:15 9 Ekim 2020
- Güncel
HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun 22’nci yıldönümü dolayısıyla yapılan açıklamada, “Toplumu savunmasız bırakmak ve halkları karşı karşıya getirmek isteyen bu anlayışa karşı toplumu, ortak yaşamı ve Demokratik Cumhuriyeti savunmaya devam edeceğiz” denildi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkmasının ardından, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda ülkenin dahil olduğu “uluslararası komplo” 22’nci yılında da birçok yerde yapılan açıklama, eylem ve etkinliklerle kınandı.
Şırnak
Tarihe uluslararası komplo olarak adını not eden ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesiyle devam eden komplo Şırnak’ta yapılan açıklama ile kınandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak İl Örgütü binası önünde yapılan açıklamaya, Tevgera Jinên Azad (TJA), HDP Kadın Meclisi, HDP il ve ilçe örgütü olmak üzere çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı HDP il yöneticisi ve TJA aktivisti Zozan Aksu okudu
Mardin
Mardin’de ise HDP İl Örgütü binasında açıklama yapıldı. HDP Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay’ ile il yöneticilerinin katıldığı açıklamayı HDP Mardin İl Eşbaşkanı Salih Kuday okudu.
Batman
HDP Batman İl Örgütü’nün İl binası önünde yapmak istediği açıklama öncesi çevik kuvvet polisi, özel harekat polisi, akrep ve gözaltı araçlarıyla HDP İl Binası’nın etrafında abluka oluşturdu. Açıklamaya HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, Batman İl Belediye Eşbaşkanı Songül Korkmaz ve meclis üyeleri, HDP il ve ilçe yöneticileri, Tevgera Jinen Azad (TJA) Aktivistleri, Batman Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Tutuklu Ailelerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Mezopotamya Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (MEBYA-DER) üyeleri katıldı.
HDP İl binası önünde yapılmak istenen açıklamaya polis izin verilmeyeceğini söyledi. HDP Batman İl Eşbaşkanı Ömer Kulpu ise “Parti binamızın etrafını bu şekilde kapatamazsınız. Binamızın önünden çekiln” diyerek buna tepki gösterdi.
Polisin binanın kapısının önünü kapatması dolayısıyla kitle koridorda bekledi. Bu sırada polis amirinin, “Açıklamaya izin vermeyeceğiz” sözlerini sarf etmesi üzerine Feleknas ise şöyle karşılık verdi: “Size göre öyle. Burada bana propaganda yapmanıza gerek yok. Ben bu ülkede seçilmiş bir milletvekiliyim. Benim nasıl düşüneceğime dair sizden izin almayacağım. Biz Sayın Öcalan diyoruz. Mecliste de bunu defalarca söyledik. Biz burada açıklamamızı yapacağız. Bizi içeriye tıkamazsınız."
‘Komploya sessiz kalmayacağız’
Polisin binanın kapısının önünden çekilmemesi üzerine Feleknas polis ablukası altında açıklama yaptı. Koridorda ve balkonda bekleyen kitle ise alkış ve zılgıtlarla eşlik etti.
9 Ekim komplosunun 22’nci yıldönümü olduğunu hatırlatan Feleknas “Ancak bu gün burada zor kullanılarak açıklamamızın yapılmasına izin verilmiyor. Uluslararası komploya karşı sessiz kalmayacağız. Kınıyoruz. Bugün Batman'da polisin duruşu devletin zihniyetidir. Ve komplonun devamıdır. Ne yaparsanız yapın, bizi tutuklasanız da, gözaltına da alsanız komploya karşı sessiz kalamayacağız” dedi.
Açıklama sırasından gazetecilerin çekim yapması ise engellenmeye çalışıldı.
Ortak açıklama
Açıklamada 9 Ekim uluslararası komplonun üzerinden 22 yıl geçtiğine dikkat çekilerek, Abdullah Öcalan şahsında başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının ortak geleceğine dönük yapılan büyük bir müdahalenin de başlangıç tarihi olduğuna vurgu yapıldı. Açıklamada, “Ortadoğu halklarının barış, huzur, demokrasi ve özgürlük mücadelesine ilham olabilecek düşüncelerine karşı hayata geçirilen bu plan, etkisi bugün de hissedilen birçok sorun ortaya çıkarmıştır” diye belirtildi.
‘İmralı’da sergilediği duruş tehlikeli teşebbüsü boşa çıkardı’
Komplo ile başlayan bu girişimin, bölgesel ve uluslararası güçlerin Ortadoğu’ya yönelik müdahalelerinin bir aracı olarak hayata geçirildiğinin ifade edildiği açıklamada, “Hem Türkiye, hem de Ortadoğu halklarına kurulan bu uluslararası tuzakla, Türk ve Kürt halkları karşı karşıya getirilerek bir iç savaşın fitili ateşlenmek istendi. Bölgeyi büyük ve yıllara yayılacak bir savaş ve çatışma alanına çevirmek isteyen bu güçlerin planlarına karşı İmralı’da sergilediği duruş ile hedeflenen bu kirli ve tehlikeli teşebbüsü boşa çıkarmış, emperyalist güçlerin Türkiye halklarının yoluna bıraktığı bu kapandan ancak Demokratik Cumhuriyet ve ortak yaşam ile kurtulabileceğimizin çabasını ortaya koymuştur” sözlerine yer verildi.
‘İç savaş çıkarılmak istendi’
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in yıllar sonra “ABD’nin bize Sayın Öcalan’ı neden teslim ettiğini anlamadım” sözlerinin hatırlatıldığı açıklamada, 9 Ekim’in masa başında, gizli servisler tarafından yürütüldüğünün de açık bir delili olduğunun altı çizildi. Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “Uluslararası ilişkilerde diplomatik teamüller yerine komplovari ilişkilerin esas alındığı bu süreç ağırlaştırılmış tecrit ile devam ettirildi. Bu Uluslararası komplo süreci ile birlikte Türk ve Kürt halklarının karşı karşıya getirilerek bir iç savaşın çıkarılmak istendiği tehlikesini öngörerek İmralı’da ağır tecrit koşullarında Türk ve Kürt halklarının ortak geleceğini ve birlikte yaşamını inşa etme çabasından hiç taviz vermeyerek bu uluslararası plana karşı tarihi bir duruş orta koydu.”
‘Kürt sorunu çözümsüzlüğe mahkûm edildi’
Abdullah Öcalan’ın hem bu plana hem de tecride karşı farklılıkları esas aldığının kaydedildiği açıklamada, “Gücünü buradan alan ve bununla can kayıplarının önüne geçebilmenin yolunu gösterdi. Farklı inanç, ulus ve kültüre sahip kesimlerden oluşan bir demokratik ulus modelinin inşasını gerçekleştirmeye çalıştı. Bu çağrıya tecrit ve şiddetle karşılık verildiği için Kürt sorunu çözümsüzlüğe mahkûm edildi. Bugün yaşadığımız demokrasi sorununun temelinde de iktidarın bu konudaki çözümsüzlük ısrarı yatmaktadır. Sayın Öcalan’a yaklaşım Kürt sorununa ve demokrasiye yaklaşımın da aynası oldu” ifadeleri kullanıldı.
‘Tecrit halkların çözüm umuduna karşı bir saldırıdır’
Komployla beraber tecridin de devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada son olarak, “Ailesi, avukatları ile görüşmesi ve fikirlerini kamuoyu ile paylaşması hukuksuz bir şekilde engellenmektedir. İmralı’da hayata geçirilen tecrit, bugün ülkenin tamamına yayılmakta, toplum nefessiz bırakılmak istenmektedir. İmralı’daki tecrit ile halklar nefessiz bırakılmak istenmektedir. İmralı’daki mutlak tecrit halkların çözüm umuduna karşı bir saldırıdır. Toplumu savunmasız bırakmak ve halkları karşı karşıya getirmek isteyen bu anlayışa karşı toplumu, ortak yaşamı ve Demokratik Cumhuriyeti savunmaya devam edeceğiz” denildi.