Şebnem Korur Fincancı: Biat etmeyeceğiz
- 16:44 26 Eylül 2020
- Güncel
ANKARA - TTB’nin kongresinde konuşan TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Korkuyu seçme özgürlüğünü iyi kullanalım, hiçbir baskıya biat etmeyeceğimizi bir kez daha söyleyelim” dedi.
Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) iki gün sürecek 72'nci Büyük Kongresi, Bilkent Otel ve Konferans Merkezi'nde devam ediyor. Delegelerin konuşmalarıyla devam eden kongrede, ilk olarak TTB Etik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Raşit Tükel konuştu. Bulaşıcı hastalıklar ve salgınların insanlık tarihi boyunca insanların kitlesel olarak hastalanmasına ve ölümüne yol açtığını belirten Raşit, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede koruyucu sağlık hizmetlerinin yaşamsal bir öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Ardından İstanbul Delegesi olarak söz alan halk sağlığı uzmanı ve akademisyen Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, “Bugün aramızda çok genç hekimler var. 12 Eylül Asker Darbesi’nden 10- 15 yıl sonra doğanlar da aramızda. Onlar da dahil olarak, 40 yıl önce 12 Eylül’de askerler niçin Türkiye’de darbe yaptılar diye sorduğumuzda, hepimiz için yanıt çok netleşti. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de patriarkal ve emperyalizm yerleştirildi. Ama 40 yılın sonunda bugün dünya; insanların insan, hayvanların hayvan, bitkilerin bitki gibi yaşayamadı bir gezegen haline geldi. Yaşam topyekûn krizde. Ekonomik, siyasal, sağlık krizi, eşitsizlikler, ölümler bütün bunlar yaşam krizinin sonucu. Pandemi de yaşam krizinin bir sonucudur” diye konuştu.
'Mücadelede yer alma bir onurdur'
İstanbul delegesi olarak söz alan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise, “Onur korkma özgürlüğünden söz etmişti. Korkuyu seçme özgürlüğü en onurlu duruştur bu dünyada. Biz TTB olarak boyun eğmekten her zaman koktuk. Bir yaşam biçimi hekimlik dedik. Ve bu yaşam biçiminin insandan, yaşamadan yana olması için mücadele ettik. Bu mücadele yer almak benim için bir onurdur. Bir süredir dünyanın ağır insan hakları krizi ile karşı karşıya olduğu koşullardayız. Geçtiğimiz son insan hakları konferansında rejimin adını; belirsizlik rejimi olarak adlandırmıştık. Evet, bir belirsizlik rejimindeyiz ama bu belirsizliği salgının da ağırlaştırdığı koşullarda belirleyici olarak ortaya koymak mümkün. Biz başından beri başka bir dünyanın mümkün olduğunu, yalnızca sağlık alanında değil sağlığın tüm belirleyici alanlarında tanımlamaya ve dönüştürmeye çalıştık hala o mücadeleyi sürdürüyoruz” diye konuştu.
'Kamusal sağlık alanı çökertildi'
Kamusal sağlık alanının çökertildiğini vurgulayan Şebnem, şöyle devam etti: “Ama kamusal sağlık alanı hala yüreğimizin en derininde durduğu ve hekimlik pratiğimizi tam da bu kamusal sağlık çerçevesinde yürüttüğümüz için salgınla mücadele edebildik. TTB bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm tarihinde sağlık alanında insandan, yaşamdan yana tutum alma becerisini göstermiştir. Etkin demokratik TTB emekçileri adım adım Türkiye’de sağlık ortamının tahribatına karşı durmuş, direnmiş buna karşı gözaltına alınmış, insan hakları ihlalleri ile karşı karşıya kalmış ve bunları bizlerle paylaşarak daha ötesine geçmenin yollarını aramıştır. ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ diyen bir örgütünü üyesi olmak büyük bir onurdur. Ne kadar güçlü olduğumuzu unutmamak gerekiyor. Bu güçle ilerlemek, bu güçle yolumuzu açmak ve elbette kamusal bir sağlık sistemini bu ülkede oturtmak, yaşamdan yana olmak gerekiyor. Mücadelemiz hiç eksik olmasın, korkuyu seçme özgürlüğünü iyi kullanalım, hiçbir baskıya biat etmeyeceğimizi bir kes daha söyleyelim.”
Konuşmaların ardından son bulan kongre, yeni merkez konseyi seçimi için yarın Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’nda devam edecek.