İklim aktivistleri mücadeleye devam mesajı verdi

  • 21:24 25 Eylül 2020
  • Güncel
İZMİR- İklim aktivistleri iklim krizine sebep olan politikaları yürüten kapitalist sistemin sorumluluğun ve ekolojik suçların üzerini örtmeye çalıştığını belirttikleri eylemde iklim krizine karşı mücadelenin devam ettiği mesajını verdi.
 
Geçen yıl 25 Eylül’de Türkiye ve dünyanın birçok kentinde Fridays For Future (FFF) (Gelecek İçin Cumalar ) hareketinin başını çektiği İklim Grevlerinin altıncı yıl dönümünde iklim aktivistleri Gündoğdu Meydanı’nda oturma eylemi gerçekleştirerek ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. “İklimi değil sistemi değiştir” pankartının açıldığı basın açıklamasında “iklimi değil sistemi değiştir” sloganı atılarak ses çıkarma eylemi gerçekleştirildi. Basın metnini FFF’dan Maya Kılıç okudu.
 
İklim krizi kapitalist sistem için önemsiz
 
Greta Thunberg’in İsveç’ten başlattığı ve tüm dünyaya yayılan İklim grevleri kapsamında sokaklara çıktıklarını dile getiren Maya, geçtiğimiz Eylül ayında dünyanın dört bir yanında 7 milyondan fazla insanın “Derhal İklim Acil Durumu ilan edilsin” talebiyle meydanlarda olduğunu hatırlattı. Ekonomik, ekolojik ve pandemi krizinin oluşmasından sorumlu olan kapitalist sistem ve temsilcileri için ne insanların sağlığı ne yoksulluk ve işsizlik ne de tüm canlı yaşamını yok oluşa sürükleyen iklim krizinin önemli olduğunu belirten Maya, “Onlar krizlerden bile çıkar sağlamanın peşinde oysa iklim krizi ile tüm canlı yaşamı yok oluşa sürükleniyor. Bugün yeni normal dünyanın dört bir tarafında milyarlarca insan için fırtınalar, orman yangınları, seller, kuraklık demek. Açlık, yoksulluk, yoksunluk demek. Eski normal bugünün krizlerini yarattı, yeni normal de yarının yeni krizlerini yaratacak” diye konuştu.
 
Kuzey kutup bölgesinde sıcaklık 38 dereceyi gösterdi
 
ABD’deki Kaliforniya yangınlarında yanan orman alanı 1,5 milyon hektarı geçtiğini, Meksika körfezinde tarihte ikinci kez aynı anda beş kasırga ortaya çıktığını, Bangladeş’te ise sel felaketleri nedeniyle ülkenin üçte birinin sular altında kaldığını dile getiren Maya, bilim insanlarının Grönland buzullarındaki erimenin geri dönülmez noktaya ulaştığını açıkladığını ifade etti. Antarktika’da Şubat ayında 20 derece rekor sıcaklık ölçüldüğünü de belirten Maya, “Haziran ayında Sibirya’da yani kuzey kutup bölgesinde de 38 derece ile rekor kırıldı. Tarihin gördüğü en yüksek sıcaklık ise birkaç hafta önce Kaliforniya’nın Death Valley bölgesinde ölçüldü; tam 54,4 derece. Türkiye’de ise bu yaz yüzlerce yangın çıktı. Cudi dağı, Adana ormanları haftalarca yandı. Ağustos ayında Giresun’da büyük yıkımlara ve ölümlere yol açan sel felaketi yaşandı. Giresun ilk olmadığı gibi son da olmayacak. Şimdi de söylüyoruz Giresun’dan daha kötülerini de yaşayacağız” dedi.
 
Sorumluluklar ve suçların üzeri örtülmeye çalışılıyor
 
Pandemi sürecinde yaşanan ölümlerde olduğu gibi iklim felaketlerinin kendiliğinden oluşan, doğal, önüne geçilemez bir durum gibi yansıtılarak normalleştirilmeye çalışıldığını, sorumluların suçlarını örtülmeye çalışıldığını belirten Maya, iklim değişikliğinin doğal yollarla oluşan, önüne geçilemez bir durum veya kader olmadığını ifade etti. Maya, “Karadeniz’de doğalgaz bulundu müjdesi verip, Giresun’da yaşanan selin ardından “N’apalım iklim değişiyor” diyemezsiniz. İklimi değiştiren; toprağın altından çıkarılan kömür, petrol, doğalgazdır. Madencilik faaliyetleri ile yok edilen ormanlık alanlar, tarım arazileridir. Fosil yakıt şirketlerine, madencilik ve inşaat şirketlerine verilen teşviklerdir. İklimi değiştiren enerji şirketlerinin petrol ve gaz üzerinden elde edecekleri kârları için tıpkı Doğu Akdeniz’de gerilimi tırmandıran, bölge halklarını savaşın eşiğine getiren, temiz enerjiye yapılması gereken ve özellikle pandemi döneminde eğitime, sağlığa harcanması gereken paraların silahlara aktarılmasıdır” şeklinde devam etti.
 
Kirli enerji politikalarına son verilmeli
 
Karadeniz’de müjdelenen, Doğu Akdeniz’de silahların eşliğinde aranan doğalgaz kirli enerji politikalarının bir parçası olduğunu ve  gezegenimizin geleceğine büyük bir tehdit oluşturduğunu dile getiren Maya, “Kömür, doğalgaz, petrol yerin altında kalsın, güneş-rüzgâr bize yeter diyoruz. Askeri gerginlikler üzerinden milliyetçiliği yükseltecek politikalara, göçmenleri hedef alan ırkçı kampanyalara karşı çıkıyoruz. Göçmenler savaşın ve yoksulluğun, iklim krizinin kurbanlarıdır, “Yeterli yerimiz var” onlara hoş geldiniz diyoruz. Küresel kapitalizmin ekonomik-ekolojik-pandemik krizine karşı dünyanın birçok yerinde işçiler ve ezilenler mücadele ediyorlar” diye belirtti.
 
‘İklim adaleti eşittir sosyal adalet’ talebi ile milyonlarca gencin eylemde olduğunu, onların hayatlarımızı riske atan, yoksullaştıran, iklimi değiştiren uygulamalara karşı mücadelenin devam ettiğini ifade eden Maya “İklimi değil sistemi değiştireceğiz” diye ekledi.
 
Açıklama ses çıkarma eylemi ile sona erdi.