İstismarın affına karşı kadınlar nöbette!

  • 15:59 9 Temmuz 2020
  • Güncel
ANKARA - TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu’nun cinsel istismar affının tamamen gündemden kaldırılması ve İstanbul Sözleşmesi’ne saldırıların durması talebiyle gerçekleştirilen toplantıda, talepler yerine getirilene kadar nöbette ve eylemde olacağı vurgulandı.
 
276 kadın örgütü, 91 destekçi örgütün oluşturduğu TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi ve çocuğa yönelik cinsel istismar affı tartışmalarına online olarak toplantı gerçekleştirdi. Birçok kadın örgütü temsilcisi ve gazeteci katıldı. Toplantının moderatörlüğünü Platform üyelerinden Süheyla Doğan üstlendi. Toplantıda konuşan platform üyesi Tülin Eraslan, İstanbul Sözleşmesi ve çocuk istismarı affına konusundaki gelişmeleri kaygı ile takip ettiklerini dile getirdi. 
 
Kazanılmış haklar tehdit altında’
 
Toplantıda platformun kampanyasına ilişkin konuşan Eşitlik İzleme Kadın Grubu üyesi Hülya Gülbahar, “Kadınlar için her gün yeni bir kazanılmış hakkın tehdit edildiği bir ortamda yaşamak çok zor. Bu tehditler yeri geliyor otobüste bizimle hareket eden yolcudan, yeri geliyor en üst düzeyde siyasetçiden geliyor. Özellikle kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik devlet politikalarının terk edildiği günden beri 200 yıllık kazanılmış haklar tehdit altında. Bu tehditlerin güncel konularından birisi de çocuk cinsel istismarına af getirilmesi meselesi” dedi.
 
‘Nisan ayında da girişimde bulunuldu’
 
Cinsel istismar affının 2016 Kasım ayında bir gece yarısı operasyonu ile Meclis’ten geçirilerek yasalaştırıldığını dile getiren Hülya, sadece kadın örgütlerinin değil, tüm kamuoyunun buna karşı çıktığını kaydetti. Hülya, 2016 yılından bu yana yasanın sürekli gündemde tutulduğuna dikkat çekerken, “Son olarak Nisan ayında da Meclis’te girişimlerde bulundu. Bu teklifte özellikle cinsel istismardan yargılanan ya da hüküm giyenlerden istismar ettiği çocuk ile resmi nikah yapanlar affedilebilecek. Bu teklif cinsel istismara teşvik eden, suça karışan herkes hakkında açılan kamu davalarının da düşmesini getiriyordu” ifadelerini kullandı.
 
‘Nöbetteyiz’
 
“Tecavüzcüyle evlilik ve af kelimelerini yan yana getirmek, tecavüz ve cinsel istismar suçlarını evlilik kılıfı altında cezasız bırakmak anlamına gelir” diyen Hülya, İstanbul Sözleşmesi’ne dönük saldırılara da işaret ederek, “Geçtiğimiz günlerde AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş kadın haklarını, kadın ve çocukları şiddetten koruyan en önemli mekanizmalardan biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden imzaların çekilmesini gündeme getirdi. Meclis kapanana kadar af tasarısı gündeme gelmeyecek dendi. Ama kesinlikle her gece Meclis açık olduğu sürece tetikte olmaya devam edeceğiz. 15 Temmuz’a kadar nöbetteyiz” dedi.
 
‘Muhalefet kadın örgütleri ile güçlü duruş sergilemeli’
 
Hülya, cinsel istismar af tasarısının sadece “mağdur olduğu iddia edilen 264 aileyi değil, toplumun tamamını ilgilendirdiğine dikkat çekerken, şunları kaydetti: “Biz biliyoruz ki bu sadece 264 ailenin mağdur ailenin gösterilmesi ilgili değildir. Amaç medeni kanunu devrede dışı bırakmak aynı şekilde çocuklarla cinsel ilişki yaşama yaşını 15 değil 12’ye kadar indirerek, 12 yaşındaki üstündeki bütün çocuklarda rıza tartışmasını gündeme getirerek, çocuklarda cinsel ilişkiyi düzenleyen TCK’yi de devre dışı bırakmak istiyorlar. Milyonlarca kız çocuğunun geleceğinden bahsediyoruz. İktidarın bir toplum modeli yaratmaya çalıştığını biliyoruz. Bu toplum projesine karşı çıkmak gerekiyor. Muhalefet partilerinin de bu konuda kadın örgütleri ile güçlü bir duruş sergilemeli. Apolitik bir muhalefet tarzından vazgeçilmeli.”
 
‘Tüm girişimlerden vazgeçildiği ilan edilmelidir’
 
Afla ilgili her türlü düzenlemeden tamamen vazgeçildiğinin topluma ilan edilmesini talep ettiklerini söyleyen Hülya, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaları kaldırmanın ya da kısıtlamanın, “şiddetçi erkekleri teşvik etmek, şiddete maruz kalan kadınların ulusal ve uluslararası mekanizmalara başvuramaması anlamına geldiğini” belirtti. Hülya, “Yargıda ve kollukta az sayıda kalan şiddete karşı çıkan kadın ve erkekleri de pasifize etmek demek. Bu tür girişimlerden vaz geçildiği ilan edilmesi İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın gerekli sığınaklar cinsel şiddet merkezleri ve alo şiddet hattının yaratılarak devreye sokulmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
 
Erken yaşta evliliğe olumsuz bakılıyor
 
Platformun Bilgi Dosyası Çalışma Grubu üyesi Zelal Ayman, 70 sayfalık oluşturdukları dosyaya ilişkin sunum yaptı, ardından Havle Kadın Derneği tarafından “Erken Yaşta Evlilik Araştırması Sonuçları”nı paylaştı.
 
Araştırma sonuçlarında şu veriler yer aldı:
 
“* Türkiye genelinde kadınların yüzde 9’u 15 yaşından önce cinsel istismara maruz kaldığını belirtmiştir. 
 
* Hacettepe Üniversitesi’nin 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre Türkiye’de 20-24 yaş grubunda olup 15 yaşından önce evlendirilen çocukların oranı yüzde 2.
 
* 20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlendirilen çocukların oranı yüzde 14,7’dir.
 
* Evlilik kararlarının yüzde 46’sını çiftlerin aileleri aldı.
 
* Kadınların yüzde 33’ü kendileri henüz çocuk iken anne oldu.
 
* 19 Haziran 2020’de -açıklanan verilere göre yılda 28 Bin 360 dava açıldı.
 
* Adalet Bakanlığı’nın 2019 yılına ilişkin adli istatistik verilerine göre çocuğa yönelik cinsel istismar suçu, son 8 yılın en tepe noktasına ulaşmıştır. Ceza mahkemelerinde çocuğa cinsel istismar suçundan 28 bin 360 dava açılmıştır. 
 
* Çocuk cinsel istismarının affı Anayasanın 10, 41 ve 42. Maddelerine, Türk Ceza Kanunu 6, 38, 94, 96, 98, 103, 104, 109, 226, 227, 232 ve 233. Maddelerine, Türk Medeni Kanunu 11, 12, 124, 126 ve 128. Maddelerine, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununa aykırıdır.
 
* Havle Kadın Derneği’nin 2020 tarihli araştırmasının sonuçlarına göre ebeveyn veya mahkeme izniyle 18 yaş altı evlenmeye izin veren ülke sayısı: 103, hiçbir şekilde 18 yaş altında evlenmeye izin vermeyen ülke sayısı: 69.
 
* Havle Kadın Derneği’nin Evlilik Araştırması ile Türkiye toplumunun 18 yaş altı evlilikleri desteklediğine yönelik iddialara karşılık Türkiye temsili araştırma kapsamında Ekim 2019- Ocak 2020 arasında 12 ilde 2 bin 818 anket ve 54 derinlemesine görüşme ile katılımcıların 18 yaş altı evliliklere yönelik algı ve değerlendirme sonuçları da söyle: kızını 18 yaşından önce evlendirilmesine “Evet” diyenlerin oranı yüzde 1,1, “Emin değilim” diyenlerin oranı yüzde 7,1, “Hayır” diyenlerin oranı ise yüzde 91,8.
 
* Dünyada yasal evlilik yaş oranları ise şöyle: Dünya ülkelerinin yüzde 69 ile 18 yaşa, yüzde 13’ü 21 yaşa, yüzde 6’sı 16 yaşa, yüzde 4’ü 20 yaşa, yüzde 3’ü 19 yaşa, yüzde 3’ü 17 yaşa, yüzde 1’i de 13 ve 15 yaşa kadar evliliği mümkün kılıyor. Yani dünya ülkelerinin yüzde 82’si 18 yaş altının evlenmesine izin vermiyor.
 
‘Siyasi partilerle temas halindeyiz’
 
Yapılan açıklamaların ardından gazetecilerin soruları yanıtlandı. Hükümetin tutumuna ilişkin nasıl bir eylem planı olduğu sorusunu yanıtlayan feminist yazar Berrin Sönmez, muhalefet partileriyle ilişki içinde olduklarını, iktidardan ise görüşme taleplerine yanıt alamadıklarını söyledi. Berrin, “İktidar uzun yıllardır, kadın örgütlerini dinlememek için özel bir çaba içerisinde. İyi Parti’den Meral Akşener ile her konuda anlaştık. Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, hem TCK 103 istismar affına hem de  İstanbul Sözleşmesi’ne karşı kadınların yanında olduğunu beyan etti” ifadelerini kullandı.
 
Alanlara çağrı
 
Toplantıda Süheyla Doğan, platform olarak 11 Temmuz Cumartesi günü Türkiye genelinde alanlarda olacaklarını, aynı zamanda Meclis’te de siyasi partilerle sürekli temas halinde olacaklarını vurguladı.