Eşbaşkanlığı kadınlara sorduk: Korunması gereken bir sistem

  • 09:05 7 Temmuz 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - “Eşbaşkanlık” sistemini kadınlara sorduk. Kimi eşbaşkanlığı ilk kez duyduğunu söyledi, kimi korunması ve mücadele edilmesi gereken bir sistem olduğunu. Kimi ise “eşitliğe inanmadığını, kadınların kendilerine ait bir topluluk kurması gerektiğini” belirtti.
 
Türkiye’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile hayata geçirilen ve kadın kazanımı olan eşbaşkanlık sistemi ilk günden bu yana “eril siyasetin” saldırılarına maruz kalıyor. Eşbaşkanlık sisteminin uygulandığı belediyelere kayyım atanarak saldırılar sürerken, belediye eşbaşkanları ise gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Kadınlar ise saldırılara karşı kazanımlarını koruma mücadelesini sürdürüyor. HDP Kadın Meclisi de “Kadın mücadelesi her yerde” kampanyası kapsamında eşbaşkanlık sistemini de gündemine alarak “Eşbaşkanlık mor çizgimizdir” dedi.
 
Bizler de kadınlara mikrofon uzatarak, “Eşbaşkanlık nedir?”, “Eşbaşkanlık sistemi sizin için ne anlam ifade ediyor?” diye sorduk.
 
‘Kadın ile erkek eş değil’
 
Mikrofon uzattığımız kadınlardan ev emekçisi Zeynep Can, “eşbaşkanlık” sorumuza, ev içinde başlayan eşitsizlikle yanıt verdi. Zeynep, kadın haklarının her yerde yok sayıldığını ifade ederek, kadın ile erkeğin eşit olmadığını söyledi. Zeynep, “İki eş arasında bile eşitlik yok. Eşim istediği zaman çıkabiliyorken ben çıkamıyorum. Kadın hem zulüm görüyor hem annelik yapıyor hem de şiddete maruz bırakılıyor. Hepsini yaşadığımız için biliyoruz. Kadınlar çocukları için baskıya katlanmak durumunda kalıyor. Eşbaşkanlık olmalıdır ama ne olursa olsun kararı kimin vereceği belli olduğu için bizim yapabileceğimiz bir şey kalmıyor. Kadın siyaset dahil olmak üzere her alanda olmalıdır. Kadının kendini özgür hissetmesi, bir şeyler yapabilmesi için her alanda yer alması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
 
‘Eşbaşkan halkı ile hareket eder’
 
Ev emekçisi Narin Eleftos, eşbaşkanlığın kendisi için eşitliği ifade ettiğini söyledi. Narin, “Eşbaşkan tek başına hareket etmez, halkı ile hareket eder. Kadınlarla, halk ile karar almaktır eşbaşkanlık. Kadına şiddeti de kınıyor ve hayır diyorum. Hiçbir kadının şiddeti kabul etmemesi gerekir. Kadınlar kendini tanıdıkça gücünün de bilincine varacaktır” diye belirtti.
 
‘Bu devir kadın devridir’
 
“Bu devir artık kadın devridir” diyen ev emekçisi Türkan Gezgin de kadının her şeyi yapabilecek güce sahip olduğunu söyleyerek, “Her şey kadınların elindedir. Artık herkes kadına danışıyor. Kadınların onayı olmadan kararlar alınamaz. Kadınlar her yerde büyük mücadeleler veriyor” ifadelerini kullandı.  
 
‘Mücadele etmeliyiz’
 
“Eşbaşkanlık” kavramını ilk defa duyduğunu dile getiren Fatmanur Yılmaz ise tüm toplum açısından bu sistemin sahiplenilmesi gerektiğini söyledi. Fatmanur, eşbaşkanlığın kadın ve erkek eşitliği açısından da önemli olduğunu dile getirerek, “Siyasette eşbaşkan kavramının pek yaygın ve etkin olduğunu görmedim. Eşbaşkanlığın olması, yayılması ve duyulması gereken bir kavram olduğunu düşünüyorum. Kadınların etkin rollerde oynaması çok güzel bir şey. Kadınlar çok becerikliler ve onlara alan açarsak, imkan sağlarsak ortaya çok başarılı ve güzel şeyler çıkaracaklardır. Siyasette düşünce özgürlüğü yok. Her zaman yaptığımız ve yapacağımız gibi mücadele etmeliyiz. Her şey için barış diyorum.”
 
‘Siyasette eşitlik olduğunu düşünmüyorum’
 
Leyla Güneş, “eşbaşkanlığın” eşitlik demek olduğunu belirterek, eşbaşkanlık sistemine sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. Leyla, “İki insanın aynı haklara sahip olması, aynı şartlar altında yaşamaları, konuşmaları demektir. Eşbaşkanlık kavramına inanmıyorum, çünkü bir kadının erkekle denk görüldüğüne inanmıyorum. Aynı ev içinde yaşadığımız baba, abi ile de aynı şartlara sahip değiliz.  Siyasette eşlik olduğunu düşünmüyorum. Kadınlar kendilerine ait bir topluluk kurmalı. Birlikle her şeyin üstesinden gelebileceklerine inanıyorum. Kadın mücadele ederse birçok şeyin üstesinden gelir” dedi.
 
‘Kadına yönelik bir sansürdür’
 
Eşbaşkanlık kavramıyla yeni tanıştığını kaydedenlerden biri de Sevdet Yılmaz. Sevdet, düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: “Gerek siyasette olsun gerekse de toplum içerisinde olsun kadın ile erkeğin eş olduğunu düşünmüyorum. Bu sadece erkeğin kadını ezme durumu değil, kadın da kadını eziyor. Kadınların daha güçlü olmaları ve mücadele etmeleri gerekiyor. Kadın eşbaşkanlar üzerindeki siyasi operasyonları kadına yönelik bir sansür olarak görüyorum. Kadının yükselmesini istemedikleri için böyle şeylere başvuruyorlar. Amaçları ataerkil bir toplum yaratmaktır. Kadının rol misyon ve irade sahibi olmasına izin verilmiyor.”