Kadınlar soruyor: BM ve LAHEY Êzidî soykırımına karşı neden sessiz?

  • 09:03 30 Eylül 2019
  • Güncel
Şehriban Aslan
 
BATMAN - Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu’nun çalışmaları devam ederken, platform üyeleri yaşanan Êzidî soykırımına ilişkin BM ve LAHEY’in neden hala sessiz kaldığını sordu.
 
DAİŞ’in Ağustos 2014 tarihinde Şengal’e dönük saldırılarında binlerce Êzidî katledildi, binlercesi de esir alındı. Yaşanan katliamın ardından farklı kadın örgütleri “Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu” oluşturdu. Çalışmaları devam eden platform birçok çalışmalarının yanı sıra geçtiğimiz günlerde de Batman’da “73. Ferman ve Êzidî Kadınların Özgürlük Mücadelesi” başlıklı çalıştay düzenledi. Çalıştayın sonuç bildirgesi henüz açıklanmazken, çalıştaya ilişkin konuşan platform üyeleri ellerinden geldiğince Êzidî kadınların sorunlarına çözüm bulacaklarını kaydetti.
 
‘Vahşet karşısında nasıl güçlendiklerini gördük’
 
2014 yılındaki katliamın ardından sanatçı, hukukçu, aydınların ve kadın örgütlerinin yer aldığı bir platformun kurulduğunu söyleyen platform üyesi ve TJA aktivisti Gülcihan Şimşek, yaşanan vahşeti kurulan platformda Êzidî kadınlarla ve tanıklıklarla öğrendiklerini ifade etti. Gülcihan, “DAİŞ tarafından ganimet olarak görülen, pazarlarda satılan kadınların daha sonra kurtulup geri döndüklerinde onlara karşı nasıl bir yaklaşımın olduğunu dinledik. Platform olarak bunların üzerinde durduk. Bir yandan bunları görürken bir yandan da nasıl güçlendiklerini, meclislerini oluşturduklarını ve nasıl örgütlendiklerini gördük. Direnme noktasında kendilerini yaşamsal kıldılar” ifadelerini kullandı.
 
‘LAHEY ve BM sessiz’
 
Êzidîlerin yerinden edilmesine, soykırıma uğramasına Avrupa’nın neden sessiz kaldığını soran Gülcihan, Birleşmiş Milletler’in (BM) kendi sözleşmeleri çerçevesinde bu yaşananları görmezden geldiğinin altını çizdi. Tüm bunların platform olarak yaptıkları çalışmalar ve gerçekleştirdikleri çalıştayın konusu olduğuna değinen Gülcihan, “Kadınların tecavüz sürecinde doğan çocuklarının kabullenmesi veya yaşamları için nasıl bir kolaylık sağlanır diye çalışıyoruz. Çünkü bunlar hala çözülmeyen sorunlardır. Yine hukuksal açıdan bu sorunların çözülmemesi var. LAHEY ve BM’nin bu duruma sessiz kalması var. Êzidîler sadece inançlarından dolayı katledilmediler, bir de Kürt oldukları için katledildiler. Onun için yaptığımız çalıştayda bunların sonuç bildirgesi açıklanıp farklı kadın kurumlarına, derneklerine gönderilecek” diye konuştu.
 
‘Soykırım ile birlikte ciddi bir uyanış oldu’
 
Platform üyesi Avukat Cemile Turhallı da platformun 2015 yılından beri faaliyet yürüttüğünü kaydederek, yapılan her görüşmenin arşivleme çalışmasının yapıldığını söyledi. Êzidîlere yapılanın soykırım olarak işlenen aleni bir suç olduğunu belirten Cemile, “21’inci yüzyılda gerçekleşen bir soykırım var. IŞİD gibi tetikçi yapılar üzerinden hayata geçirilmek istenmiş olabilir ama burada esas olarak kadın hedef alındı. Kadın üzerinden bir egemenlik kurulmak istenildi. Bu da toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı bir hastalık halidir. Êzidî kadınlar bunu belirgin bir şekilde yaşadılar. Fakat Êzidîler çok farklı bir tercihte bulundular. Bu soykırım ile birlikte ciddi bir uyanışı yaşadıklarını ifade ettiler. Çünkü toplum daha önceki soykırımlarla yaşadıkları alanları terk etmeyi daha güvenli alanlara gitmeyi tercih ediyorlar. Ama Êzidîler yaşadıkları yerleri terk etmediler. Bu gerçekten çok kıymetli bir şeydir. Êzidî kadınların direnişi insanlık açısından dönüm noktasıdır. Ortadoğu’nun karanlık çağına ışık tutan bir süreçtir” dedi.
 
‘Mücadele etmeye devam edeceğiz’
 
Êzidîlerin göç ettikleri yerde kültürel entegrasyon mağduru olduğuna dikkat çeken Cemile, şöyle devam etti: “Yine göç ettikleri yerlerde insan kaçakçılarının hedefi haline gelmişler. İkinci üçüncü kez mağdur edilmişler. Yaptığımız görüşmelerde ruh halleri çok problemli ve hala yaşadıkları yere bir geri dönüş isteği var. Fakat yaşadıkları yeri, coğrafyayı tamamıyla güvenli bir bölge haline getirmek zorundayız bunun için mücadele ediyoruz. Sadece burada değil yurtdışında çalıştaylar yapıldı, Qamişlo’da yapıldı sonuç bildirgesi açıklandı. Özellikle faillerinin bulunduğu yerlerdeki verilerin, delillerin toplanması, toplu mezarların bir an önce BM’nin nezdinde açılması ve bununla ilgili olarak uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi ile ilgili açıklaması oldu. Bu tür çalışmaların burada da yapılması gerekiyor. Dilimiz döndüğünce bizler de destek oluyoruz. Tarih boyunca kadın her zaman dramatize edildi, mağdur edildi. Bir kadın mücadelesi ayağı olarak Bakurlu kadınlar olarak çalıştay, panel verilerinin BM’nin gündemine koyulması ve bu tarz çalışmalarda bizatihi somut olarak yer alması ile ilgili bizim çalışmalarımız devam ediyor, devam edecektir de.”