
Şengal’de ihanete karşı direniş ve mücadelenin ifadesi: Nujiyan Erhan
- 09:15 22 Mart 2019
- Güncel
HABER MERKEZİ - Şengal’de soykırıma uğrayan halkın yanında ihanetin karşısında duran Nujiyan Erhan, 2 yıl önce bugün yaşamını yitirdi. Nujiyan’dan geriye, inanç, irade ve tamamlanmayı bekleyen kadın hikayeleri kaldı. Çalışma arkadaşı gazeteci Rojbin Ekin, “Şengal’i savunmasız bırakanlar Nujiyan’ın da katilleri” dedi.
Gazeteci Nujiyan Erhan’ın (Tuba Akyılmaz), Şengal’in Xanesor kasabasında haber takibi yaptığı sırada Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı güçler tarafından hedef alınarak katledilmesinin üzerinden 2 yıl geçti. 3 Mart 2017 tarihindeki saldırıda başından vurularak ağır yaralanan Nujiyan, kaldırıldığı Hasekê Hastanesi’nde 22 Mart’ta yaşamını yitirdi. Nujiyan da tıpkı Gurbetelli Ersöz, Ayfer Serçe, Deniz Fırat ve daha nicesi gibi Kürt kadın basının mihenk taşlarından biri oldu. Nujiyan geride, yetiştirdiği çok sayıda kadın basın çalışanını, sevdalı olduğu Şengal’i, tamamlanmayı bekleyen kadın hikayelerini, özgürlük dağlarını ve hakikat arayışçılığını bıraktı.
Son durağı Şengal
Urfa’nın Hilvan ilçesinde doğan Nujiyan, 2005 yılında özgür basın çalışmalarında yer almaya başladı ve birçok yeri gezerek hakikatin peşinden koştu. Nujiyan’ın son durağı ise DAİŞ’ten kurtarılan Şengal oldu. Nujiyan’ın, Şengal’de bulunduğu süre zarfı içinde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Jin Haber Ajansı (JINHA) ve Gazete Şujin’de haberleri yayınlandı, ÇiraTv’de ise program sundu. Her anını DAİŞ’in en acımasız yüzüne şahitlik eden Ezîdî halkının sesini duyurmaya ayıran Nujiyan, özgün basın alanına da çok sayıda Ezîdî kadını kattı.
‘Işığıyla yol göstermeye devam ediyor’
Nujiyan’ın çalışma arkadaşı gazeteci Rojbin Ekin, yaşadıklarının fiziki bir ayrılık olduğunu belirterek, Nujiyan’ın verdikleri mücadelede yaşamaya devam ettiğini belirtiyor ve ekliyor: “Bulunduğu yerden, koşarak gittiği Şengal’den güneşin yörüngesine yakın bir yıldız gibi hep bize görünmeye, ışığıyla yol göstermeye devam etti. İşte tam da bu yüzden ‘ayrıldık’ diyemiyoruz.”
‘Hep kavganın içerisinde bulunmayı tercih ederdi’
Rojbin, birlikte çalıştığı her insanda etki bırakan Nujiyan’ın kişiliğini ise şu sözlerle özetliyor: “Arkadaşlığı oldukça sıcak, samimi ve etrafındaki herkesi kendisiyle birlikte hareketlendiren, ortama canlılık katan bir kişiliğe sahipti. Yaşama sevinci, heyecanı ve bağlılığı oldukça büyüktü. Zorluklar karşısında inatçı ve asla pes etmeyi kabul etmezdi. Risk almayı seviyordu, önüne çıkabilecek engellerden, zorluklardan korkmazdı ve hiçbir badire ona geri adım attırmazdı. Eğer doğruluğuna inanıyorsa, gidilecek yol, yapılması gereken çalışma ne kadar zorlu olursa olsun, sonuna kadar gitmeyi tercih ederdi. Böyle cesur ve aynı zamanda devrimci bir kişiliğe sahipti. Hırslıydı ve bilmediği, daha önce yapmadığı herhangi bir çalışma ve iş karşısında ‘ben yapamam’ demeyi kabullenmezdi. Deneyimleyerek öğreniyor, öğrenerek deneyimliyordu. Kendisine öz güveni tam ve gücüne inanıyordu. Bu yüzden de hep kavganın, sıcak ortamların içerisinde bulunmayı tercih ederdi.”
‘Koşarak gitti Şengal’e...’
DAİŞ çetelerinin 2014 yılında Şengal’i işgal edip 73’üncü fermanı gerçekleştirdiği zaman Nujiyan ile birlikte olduğunu dile getiren Rojbin, “DAİŞ’in Şengal işgali ve gerçekleştirmiş olduğu katliamlar, esir aldığı kadın ve çocuk haberleri karşısında Nujiyan, hiçbir şey yapamamanın, onların ‘hawar’ına yetişememenin mahcubiyeti içerisindeydi. Şengal halkının sesini duyurmak istiyordu ve oraya gitme noktasında ısrarcı oldu. Şengale gitmeyi kabul ettirmek için de çok uğraşmış ve sonunda başarmıştı. Koşarak gitti” diye belirtiyor.
‘O’nun sesiyle Şengal’in tamamen özgürleştirildiğini duyduk’
Nujiyan’ın DAİŞ katliamından kurtulan ve Şengal dağlarına sığınan Êzidî halkının arasında yer bulduğunu ifade eden Rojbin, devamında şunları ifade ediyor: “Onların acılarını, gözyaşlarını, beklentilerini her fırsatta dünya kamuoyuna aktarmayı sürdürdü. Êzidî kadın ve erkeklerinden oluşan YBŞ ve YŞJ’nin DAİŞ’e karşı operasyonlarını takip etmekten tutalım esir alınan kadın ve çocukların hikayelerini aktarmaya kadar Nujiyan, Êzidî halkıyla yaşamın ve mücadelenin her anında yer aldı. En etkili kadın hikayeleri onun kalemiyle, onun sözleriyle ulaştı bize, onun kadrajına sığan yaşam ve insan kareleriyle, hikayeleriyle insan olan tüm yanlarımız acıdı. Nujiyan’ın aktardığı trajik kadın ve hayat hikayelerinde kurtuluş umudu daima vardı. YBŞ ve YJŞ savaşçılarının direniş gerçeği, Şengal’in mutlaka bir gün DAİŞ çetelerinden özgürleştirileceği umudunu aşılıyordu ve Şengal’in tamamen özgürleştirildiği haberini de kamuoyuna ilk aktaranlardan oldu. O’nun heyecanla çıkan sesiyle, mutluluğuyla Şengal’in tamamen özgürleştirildiğini duyduk.”
‘Şengal’i savunmasız bırakanlar Nujiyan’ın da katilleri’
Nujiyan’ın yarım bıraktığı ve yapmayı planladığı birçok çalışmasının olduğunu ifade eden Rojbin, özellikle kadın hikayelerine özel bir önem verdiğini vurguluyor. Rojbin, Nujiyan’ın yanına alıp eğittiği Êzidî genç kadınlara tamamlanması gereken çalışmalarını bıraktığını belirterek, “Şimdi onlar onun bıraktığı yerden devam ediyor. Nujiyan’ın öğrettikleriyle adım adım ilerliyorlar. Hepimizin kanayan yarası olmaya devam eden ve hala sarılamayan bir yaradır Şengal. Nujiyan gibi, Şengal halkı gibi ve vicdan sahibi olan herkes Şengal’in neden ve kimler tarafından savunmasız bırakıldığını sorguluyor. Savunmasız bırakılarak soykırıma uğramalarına yol açanlardan bir özür bekliyor. Nujiyan’ın arkadaşları olarak biz de Nujiyan’ı katledenlerden hesap sorulmasını ve yargılanmasını bekliyoruz. Çünkü Şengal’i savunmasız bırakanlar Nujiyan’ın da katilleri” diyor.
‘Yalana karşı hakikatin savunucusu’
Nujiyan’ı asla unutmayacaklarının altını çizen Rojbin, “O inancı, kararlılığı ve iddiasıyla karanlığa karşı aydınlığı, yalana, haksızlığa, hukuksuzluk ve adaletsizliğe karşı hakikati savunanlarla yol almaya devam edecek. Daima bize cesareti aşılamayı sürdürecek ve ışığımız olarak kalacak. O’nun da inandığı ve savunduğu gibi erkek egemenlikli gericiliğe karşı kadınların sesi olmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullanıyor.