
Eren Keskin'den tecrit yorumu: Türkiye sivil siyasetten korkuyor
- 15:44 19 Mart 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - "Tecrit ve Açlık Grevleri, Hakikatler-Sorumluluklar" adlı söyleşide konuşan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinin son derece doğal bir eylem olduğuna değinerek, "Her hükümlü hafta sonu hariç görüşme hakkı vardır. Abdullah Öcalan da aynı haklara sahip fakat tecrit uygulanıyor. Türkiye sivil siyasetten korkuyor, silahlı mücadelenin şiddetin sürmesini istiyor" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İHD eski Genel Başkanı Akın Birdal'ın katılımıyla İHD Diyarbakır Şube binasında "Tecrit ve Açlık Grevleri, Hakikatler-Sorumluluklar" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiye avukatlar, STK'ler ve çok sayıda izleyici katıldı. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun söyleşinin moderatörlüğünü yaptı.
'90'larla aynı dönemi yaşıyoruz'
İlk olarak konuşan Eren Keskin, Leyla Güven'in yanından geldiklerini söyleyerek, "Daha önce cezaevindeyken onu gördüm. Leyla Güven'i ve diğer mahpusları yaşatmanın yolunu arıyoruz. İki gün önce bir arkadaşımız yaşamına son verdi. Leyla hanımla konuşurken 90'larla ne kadar aynı olduğunu gördük. Bu mesele AKP'nin meselesi değil. Derin devlet yapısı söz konusudur. Karşımızda soykırıma adanmış bir devlet var. Tecrit yöntemi nerden çıktı diye araştırmıştık. Hatta bir kitap halinde de çıkardık. Tecrit kişinin kendinden vazgeçmesi için yapılan uygulamadır. Abdullah Öcalan tutuklandığında avukatlık örgütlemesini ilk yapanlardan biriyim" dedi.
'Silahlı mücadelenin sürmesi isteniyor'
Eren, Abdullah Öcalan İmralı'da iken görüşmeye gittiklerinde Mudanya savcısı kendisinin izin veremeyeceğini kaydettiğini ve şu anda da aynı durumların yaşandığına dikkat çekti. Eren, Leyla, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinin son derece doğal bir eylem olduğuna değinerek, "Her hükümlü hafta sonu hariç görüşme hakkı vardır. Abdullah Öcalan da aynı haklara sahip fakat tecrit uygulanıyor. Türkiye sivil siyasetten korkuyor, silahlı mücadelenin şiddetin sürmesini istiyor. HDP ne zamanki barajı aştı işte o zaman saldırılar başladı" dedi.
'Kürtlerin mecliste yeri yok'
Eren ayrıca, "HDP'ye eleştirim olacak. Leyla Güven'i gördükten sonra bir kere daha ona borçlu olduğumuzu gördük. Bence HDP ve Kürtlerin mecliste yeri yok. Önderim dediği bir insan tecritte ve açlık grevleri var. Leyla Güven'i ziyaret edince bir daha HDP'nin Meclis'te yeri olmadığına kanaat getirdim. Bu benim kişisel fikrimdir" şeklinde belirtti.
'Geçmişte açlık grevlerine tanıklık ettik'
Ardından konuşan Akın Birdal, "Günlerdir yüreğimiz Amed'de çarpıyordu. Gelirken farklı gelmek istedik. Gelirken tecrit son bulsun diye gelmek istedik. Ama ne yazık ki olmadı ve bir sonuç alamadık. Ankara'da dört beş gün kaldık. Birçok yetkili ile görüşmek istedik ama bir muhatap yok. Geçmişte açlık grevlerine tanıklık ettik. Bir muhatap bulunmuş ve çözülmüştü. Şimdi ise oluşturduğumuz heyette yer alan Ziya Halis arkadaşımız Adalet Bakanlığı'nı yokluyor bize akşam dönüleceği söyleniyor, seçim bahaneleri üretip görüşülmüyor. Tecrit hepimizi kuşatıyor. Bir mahpus bir halk ona Önderim diyorsa bunun hukukiden çok siyasi bir boyutu var. Bu haksızlığın bir kere teşhirini istiyor Leyla Hanım. Kürt sorununun çözümsüzlüğüne dikkat çekiyor. Cezaevi koşullarının ağırlığını bize gösteriyor. 261 bin tutuklu 480 binde denetimli serbest" diyerek tutuklu sayısına dikkat çekti.
'İyi bir haberle gelmek istemiştik'
Tecridin olumsuz sonuçlarına değinen Akın, "Tecrit şahsa uygulandığında onun şahsında bütün halklarına hukuksuzluk yapılıyor, dil, kimlik ve birçok sorunu beraberinde getiriyor. Bugün gittik Leyla Hanım'a iyi bir haberle gelmek istedik. Ama sürekli yurt dışı ziyaretlerinde olduğu söyleniyor. Leyla'yı yeniden hayata döndürmek için yapabileceğimiz her şeyi yapıyor muyuz? Bugün yerel seçimlerdeyiz. Aslında 31 Mart Türkiye rejimi için milat olacak. İnsanlar hak aramak için bedenlerini ölüme yatırıyor. Ama muhalefet ve ana muhalefet partileri başkanı, eşbaşkanı dile getirmiyor. Leyla'nın dikkat çektiği başka bir şey ise uluslararası topluluklarının kirli yüzünü de teşhir ediyor. Selçuk Kozağaçlı ve diğer açlık grevinde olan avukatlardan kimin haberi var? Barolarının haberi var mı? Uluslararası arası topluluklar sadece endişe ya da büyük endişe duyduklarını söylüyor" ifadelerini kullandı.
Akın, son olarak vekillerin bir şey yapması gerektiğine vurgu yaparak, "Meclis'le sokağı buluşturmak gerekiyor ve sivil itaatsizlikler olmalıdır. Neler yapılabileceğini Amed ve Kürdistan cevabını vermiştir" diye konuştu.