Dikkat eksikliği görülen çocuklar için en büyük sorumluluk anne-babalara düşüyor

  • 13:06 28 Kasım 2018
  • Sağlık/Spor
HABER MERKEZİ - Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun, özellikle çocukluk döneminde görülen bir nörogelişimsel bozukluk olduğunu söyleyen uzmanlar, dikkat eksikliği görülen çocukların genellikle çok fazla göz teması kurmadığına dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu konuda anne ve babalara önemli görevler düştüğünü söylüyor. 
 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu hakkında önemli bilgiler veren Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi'nden Uzman Klinik Psikolog Duygu Barlas, "Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu özellikle çocukluk döneminde görülen bir nörogelişimsel bozukluktur Özellikle dikkat problemleri, aşırı hareketlilik ve dürtüsellikle karakterize olan bu durumun, genellikle çocuk ve ergenlerde olduğu bilinir; fakat yetişkin kişilerde de gördüğümüz bir durumdur" diyor.
 
Çocuk, dikkatini yaşıtları gibi sorumluluklarına veremiyor
 
Duygu devamında "Bir dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu durumuyla kliniğimize başvuran çocuk veya ergende sıklıkla yaşına uygun, yaşıtları gibi dikkatini görevlere, ödevlerine veya verilen sorumluluklara veremediğini, çok aşırı hareketli olduğunu ve kendi davranışlarını kontrol etmekte zorlandığını sıklıkla görebilmekteyiz" diye belirtiyor. 
 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu altında çeşitli alanlar olduğunu ifade eden Duygu,  bu alanları şöyle dile getiriyor: "Dikkat eksikliği ağırlıklı olabileceği gibi, dürtüsellik ve hiperaktivite bozukluğunun daha ağır bastığı alt tipleri de olabiliyor. Özellikle dikkat eksiliği gözden çok kaçırılabiliyor. Genellikle halkın arasında şöyle bir inanış var: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu denilen şey aslında çok hareketli olan çocuklara söylenen bir terimmiş gibi lanse ediliyor; ancak dikkat eksikliği burada çok gözden kaçırılabiliyor. Örneğin; derste dikkatini çok veriyormuş gibi görünen bir çocuğa aslında görüşmelerimizde sorduğumuzda, 'Ben aslında dikkatimi vermiyorum, o sırada hayal kuruyorum, öğretmenlerim ya da arkadaşlarım bunu anlamıyor' diyebiliyor." 
 
Dikkat eksikliği olan çocuk, ödevlerini unutuyor
 
Dikkat eksikliği olan çocukların, aynı cinsiyette ve aynı yaş grubunda olan akranlarına göre uygun bir şekilde dikkatini veremediğini kaydeden Duygu, şöyle devam ediyor: "Özellikle sevilmeyen zor görevlerde; ödev veya verilen eğlenceli olmayan sorumluluklar gibi durumlarda dikkatini yaşına ve aynı cinsiyet grubunda olan kişilere oranla beklendiği şekilde sürdüremez. Dikkat eksiliğinde genellikle verilen ödevleri çok sık unutuyorlar. Silgilerini, kalemlerini, kendilerine verilen, emanet edilen şeyleri çok sıklıkla unutabilirler. Anne- babalar genelde bu şekilde yakınırlar: 'Ödevini unutuyor, hırkasını okulda unutuyor, silgisini kaybediyor."
 
'Kendisi ile konuşulduğunda, dinlemiyormuş gibi görülebilir'
 
Çocuğun kendisi ile konuşulduğunda dinlemiyormuş gibi görülebileceğini ifade eden Duygu, bunun hem dikkat eksikliğinde, hem de hiperaktivite ve dürtüsellik kısmında da olabileceğine işaret ediyor. Ancak bu durumun dikkat eksikliği alt grubunda daha sık görüldüğünü dile getiren Duygu, "Çocuk genellikle çok fazla göz teması kurmayabilir, kursa bile 'Sanki beni dinlemiyor' veya 'Çocuğumuzun sağır olduğunu düşünüyoruz' diyen anne-babaların çok fazla başka alan ve doktorları da gezmek gibi durumları olabiliyor. Aslında çocukla göz teması kursalar ya da direkt söylemek istediklerini anlatsalar belki çocuk orada dikkatini sürdürebilecek" diye belirtiyor. 
 
'Çocuğunuza iki aşamalı yönergeler verin'
 
Dikkat eksikliği olan çocukların basit yönergeleri aklında tutmak konusunda zorlandığına değinen Duygu şunları belirtiyor: "Bu çocukların, uzun süreli hafızayla ilgili bir problemleri olmayabilir ama kısa süreli hafızayla ilgili, örneğin; 'Bana su getirebilir misin, su getirdikten sonra da şu oyuncağını odana götürebilir misin' gibi iki aşamalı komutlar, yönergeler verildiğinde, çocuklar bir komutu yerine getirip ikincisini yerine getirmediğinde, anne-babalar bunu dikkat eksikliği gibi değil de 'Bizim söylediğimize, kurallarımıza uymuyor' gibi yorumlayabilirler. Ama burada şuna dikkat etmek gerekiyor; acaba çocuk bunu karşıt olmak, karşı gelmek için mi yapıyor, yoksa aklında sizin verdiğiniz komutları ve yönergeleri tutamadığı için mi yapamıyor? Genellikle karşıt olma-karşıt gelme şeklinde de bizim kliniklerimize çok başvuru oluyor. Bu, sıklıkla dikkat eksikliği alt grubunda gördüğümüz bir şeydir."
 
'Hiperaktivitenin teşhisi, dikkat eksikliğine göre daha kolay'
 
Aşırı hareketliliğin ve dürtüselliğin dikkat eksikliğine nazaran daha kolay teşhis edilebildiğini söyleyen Duygu,  "Zaten anne-baba da hemen alırlar, 'Bu çocukta çok hareketlilik var, yaşıtlarına veya aynı cinsiyet grubundan olan çocuklara göre daha hareketli, yerinde hiç durmuyor, sürekli dolanıyor, çok hızlı konuşuyor, kelime hataları yapıyor, çok hızlı okuyor, sınıfın içinde beklenen süre içerisinde ne yazık ki oturamıyor, sürekli kalkıp arkadaşlarına sataşıyor, sınıfın içerisinde dolaşmak istiyor veya yürümek yerine çok hızlı bir şekilde koşuyor' gibi belirtiler verebilirler" diye ekliyor. 
 
'Tedavide anne-babaların rolü büyük'
 
Çocuğun yaşı büyüdükçe hiperaktif belirtilerin azalmasına, ancak dikkat eksikliğinin ise daha sabit kalması ve kronikleşmesi söz konusu olduğunu vurgulayan Duygu, "Genelde hareketlilik yaşla beraber toparlarken, dikkat eksikliği pek toparlayamaz ve anne-babaların bu konuda yardım alması gerekir" diye ifade ediyor. 
 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun sebeplerinden söz eden duygu, bu sebepleri şu şekilde özetliyor: "Multidisipliner bir şekilde yaklaşılması gerekir bu çocuklara. Bizler tedavimizde özellikle çocuk-ergen psikiyatri uzmanları ile beraber çalışıyoruz. Burada tedavimiz çok basamaklıdır. Hem anne-babanın, hem psikiyatri uzmanının, hem psikoterapistin, hem de çocuğun yapacağı şeyler vardır. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse, anne-baba ile çalışma oranı o kadar çok artar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda kesinlikle anne-baba tedavinin dışında bırakılmamalı, özellikle karşınızdaki çocuk ve ergense ve özellikle çocuksa, özellikle 3 yaştan ortaokul çağına kadarki dönemde anne-babaların tedaviye mutlaka alınması gerekiyor. Ayrıca çocuk okula gittiği için, öğretmenleri ve rehber uzmanlarını da devre dışı bırakmamız çok sağlıklı olmaz." 
 
'Çocuğunuzu etiketlemeyin'
 
Duygu son olarak şöyle diyor: "Her çocukta ve ergende evet tanı çok önemli bir şeydir; ama bizler, psikoterapitler olarak tanıdan ziyade, o çocuğun özelinde hangi davranış ve belirtiler var, bunlarla ilgileniriz. O yüzden anne-babalardan istediğim; tanıya çok fazla odaklanmamaları, bunu bir sorun haline getirmemeleri ve çocuklarını etiketlememelerini rica ediyorum. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bir isim; ama bu çocuk bunu nasıl yaşıyor, aile bunu nasıl kontrol ediyor, bunlar her aile ve çocuğa biricik ve özeldir."