'Kadın bedeni, muhafazakâr politikaların işlevi haline getirildi'

  • 12:09 17 Ekim 2017
  • Sağlık/Spor

HABER MERKEZİ- TTB Merkezi Konseyi, geçen günlerde medya üzerinden servis edilen ‘vajinal sülük uygulaması kursu’na ilişkin yazılı açıklama yayınlayarak, “Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında dayatılanlar kadın bedeni, muhafazakâr politikaların yaşama geçirilmesinin bir aracı işlevini görmektedir” dedi.

 
Türkiye Tabipler Birliği Merkez Konseyi, 13 Ekim 2017 tarihinde sosyal medya üzerinden duyurulan “vajinal sülük uygulaması kursu”nun tıp camiasında büyük bir kaygıyla karşılanması üzerine kadın sağlığının tehdit altında olduğu uyarısında bulunduğu yazılı bir açıklama yayınladı. TTB, 13 Ekim 2017 tarihinde sosyal medyada bir internet adresinden duyurulan ve ebe olan bir kişi tarafından verileceği bildirilen “vajinal sülük uygulaması kursu”  duyurusunun tıp camiasında kaygıyla karşılandığına dikkat çekti.
 
‘Hayata geçirilen uygulamalardan büyük rahatsızlık yaşıyoruz’
 
Son yıllarda hızla yaygınlaşan ve herkesin katılımına açık olan hacamat terapisi öğretme kurslarına şimdi de vajinal sülük kursunun eklendiğinin ifade edildiği açıklamada, “Cinsiyet organlarının anatomisi, fizyolojisi, hastalıkları, bu hastalıkların önlenmesi ve tedavisi konularında bilimsel eğitim almış, bu eğitim sonucunda kazanılan bilgi ve beceriye dayalı olarak bu hastalıkları tedavi etme yetkisine yasalarla sahip olmuş hekimler olarak, sülük tedavisi adı altında yapılmak istenen uygulamalar konusunda büyük bir rahatsızlık yaşıyoruz” denildi.
 
Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında yürütülen ve sağlık sisteminde çöküşe neden olan politikalara dikkat çekilen açıklama şu şekilde:
 
“Toplumda yarattığı güvensizlik ve bunun yanı sıra yaşamın tüm alanlarında dayatılan muhafazakârlaşma özellikle kadınların yaşamını kuşatma altına almaktadır.  Öyle ki, kadın bedeni, muhafazakâr politikaların yaşama geçirilmesinin bir aracı işlevini görmektedir. Bunun bir sonucu olarak, birçok kadın, cinsiyet organlarıyla ilgili kanamalı hastalıkların teşhis ve tedavisine ulaşamamakta ya da geç ulaşmakta; hâkim politikalar doğrultusunda kendilerine seçenek olarak sunulan bilim dışı yöntemlere başvurmak dışında bir çare bulamamaktadır.
 
‘Kadının yaşamını tehlikeye sokan uygulamalar kabul edilemez’
 
Bu duruma bağlı olarak, çağdaş tıp yöntemleriyle erken teşhisi ve tedavisi mümkün hastalığı olan kadınlar, tedavide gecikme ve bunun sonucunda ortaya çıkan ciddi sağlık sorunları nedeniyle kaybedilebilmektedir. Öte yandan, yazılı ve görsel basında yer alan haberlerde, geleneksel değerlere uygun olduğu için başvurulan bu tür uygulamalarda, uygulayıcıların kişinin özelde de kadının bedenini istismar ettiğine ilişkin örneklere sık olarak rastlanmaktadır. Hayatın kaybına kadar giden riskler taşıyan, aynı zamanda da insan bedeninin mahremiyetini ihlal eden bu tür uygulamalar asla kabul edilemez.  
 
‘Toplum sağlığını riske atan uygulamalar derhal denetime alınmalıdır’
 
Türk Tabipleri Birliği olarak, devletin acilen yasalarla belirlenen sorumluluklarını yerine getirerek tüm insanların gereksinim duyduğu sağlık hizmetine erişiminde karşılaşılan sorunların giderilmesi; başta kadınlar olmak üzere toplum sağlığını tehdit eden uygulamaları desteklemekten vazgeçilmesi; hacamat, sülük gibi geleneksel adı altında kabul edilen uygulamalara yönelik olarak denetim görevinin yerine getirilmesi; bu konuda yapılan kampanyaların, duyuruların, kursların yasaklanması, kurs ve tedavi veren merkezlerin kapatılması, uygulayıcılar ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması; bu yöntemlere başvuruya olanak sağlamayacak nitelikli sağlık hizmet sunumunu içeren bir sağlık politikasının acilen  oluşturulması öncelikli talebimizdir.   
 
Türk Tabipleri Birliği olarak, etkililiği ve güvenliği belirlenmemiş, yarar zarar değerlendirmesi yapılmamış, bilimselliği kanıtlanmamış, toplum sağlığını riske atan tüm bilim dışı uygulanmaların karşısında olduğumuzu; nitelikli, bilimsel, çağdaş tıp yöntemlerine dayalı hizmet sunumunu tavizsiz olarak savunacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”