İzmir Tabip Odası koronavirüse ilişkin panel düzenledi
- 08:41 21 Şubat 2020
- Sağlık/Spor
İZMİR - İzmir Tabip Odası “Yeniden Koronavirüs” adlıyla düzenlediği panelde Çin’de ortaya çıkan koronavirüsün ne olduğu, yayılma ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.
İzmir Tabip Odası (İTO) Çin’de ortaya çıkan koronavirüse ilişkin “Yeniden Koronavirüs” başlığıyla oda binasındaki Orhan Süren Konferans Salonu’nda panel gerçekleştirdi. Dr. Aylin Zeytinoğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği panelde Dr. Arzu Sayıner, Dr. Mehmet Sezai Taşbakan ve Dr. Sema Alp Çavuş sunum yaptı. Açılış konuşmasını İTO Genel Sekreteri Lütfi Çamlı gerçekleştirdi.
‘Sars virüsüne benziyor’
Panelde ilk olarak konuşan Dr. Arzu Sayıner “Salgının epidemiyolojisi, mikrobiyolojik tanı” başlığıyla yaptığı sunumunda Uluslararası Komite’nin “Sars Koronavirüs Tip 2” ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) “Covit 19” olarak adlandırdığı virüsün hem insanlarda hem de diğer hayvanlarda görülebildiğini belirtti. Virüsün 2002-2003 yıllarında binlerce insanın ölümüne neden olan sars virüsüne yüksek oranlarla benzediğini ifade eden Arzu, “Zarflı virüslerde olduğu gibi ribo nükleik asidin (RNA) bir kılıfı ve onu çevreleyen zarfı var. İnsanlarda solunum sistemleri, sindirim ve nadiren de sinir sisteminde tutunabiliyor. İnsan vücudunda tutunma proteini buna karşılık gelen reseptör ilişkisinden hangi hayvanlardan geçtiği ve nasıl bir ilaç geliştirilebileceği hakkında ipucu sağlıyor” dedi.
‘İlaç ve tedavi çalışmaları sonlanmak üzere’
Virüsün hayvanlardan insana geçmesi için iki kez evrim geçirmesi gerektiğini, tahminlere göre önce yarasada ortaya çıkan virüsün aracı bir hayvanda mutasyona uğradıktan sonra insana geçtiğini ve burada da mutasyon geçirdikten sonra insandan insana bulaşabildiğini söyleyen Arzu, “Çin’in kırsal kesimlerinde yapılan çalışmada halkta yüzde 3 kadar insan koronavirüs taşıyor. Ancak yine de aracıyı bilemiyoruz. Üç önemli protein üzerinden ilaç ve tedavi çalışması var. WHO’nun çalışması birkaç haftaya kadar sonuçlanacak. Virüsün insandan insana bulaşmasının yeni olduğunu ve kasım ayında gerçekleştiğini düşünüyoruz. Hayvandan insana bulaşma sürecini çoktan geçti yani. Kasım, aralıkta Çin’de artan sayıda pinomoni sayısı var. Ocak ayında tanı konuyor. Çok hızlı bir ilerleme var” ifadelerini kullandı.
‘Kolay bulaşıyor ama daha zor enfekte oluyor’
Çin’de 15 şehrin karantina altına alındığını ancak yeni yıl öncesi 5 milyon insanın Çin’den ayrıldığını bunun da uluslararası etkilerinin olduğunu kaydeden Arzu, şunları belirtti: “Yaklaşık 75 bin firma var ve Çin dışında yüzde 1 vaka var. Ama bulaştırma sars veya kızamıkla karşılaştırılamayacak kadar az. Kolay bulaşıyor ama daha zor enfekte oluyor. Daha çok sağlık çalışanlarında oluşuyor. Malzeme, personel sorunu var ama hızla hastane yapılabileceğini gördük. İlk genomlar ile tanı yöntemleri geliştirildi. Tıbbi test üretmek için çalışan 30 civarında ticari firma var. Bu nedenle tanı testi piyasada var. Sağlık Bakanlığı da bir rehber hazırladı ve yayınladı. Vaka için örnek alınacak ve bir form alınarak bakanlığa gönderilecek. Ankara Ulusal Biyoloji Referans merkezine gönderilecek.”
‘Hastalıktan çok ötekileştirmeyle mücadele ettik’
Enfeksiyon Kontrol Komite Başkanı Sema Alp Çavuş ise “Vaka yönetimi ve korunma” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Hastalıkla beraber birçok mitin ortaya çıktığını söyleyen Sema “Çinlilerin ötekileştirilmesi ortaya çıktı. Hastalıktan çok diğer konularla mücadele etmek zorunda kaldık. 15 Ocak’ta Çin’in farklı yerlerinde yayılmıştı. 31’inde ilan edilen virüs 15 gün sonra ABD’de ortaya çıktı. Hızlı bir dönemde yaşadığımız için daha fazla dikkatli olmamız gerekiyor. Güven inşa etme, erken duyurma ve şeffaflık mitlerin önüne geçmiş olacak. Bizim için önemli olan şey inhibisyon. Hasta olan kişi ayrılmalı. Ne yolla bulaştığı önemli” dedi.
‘Hasta bulunduğu yerde karantina altına alınacak’
Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, herhangi bir akut solunum yolu enfeksiyonu olan kişinin Çin’e seyahat ettiyse test edilmesi gerektiğini, farklı bir ülkede ise hastalığın bulunduğu sağlık kurumunda test edilmesi gereken olgu sınıfına girdiğini belirten Sema, “Hasta hangi hastanedeyse orada kalacak, personel de bulaşma önlemlerini alacak. Henüz Türkiye’de vaka olmadı. İzmir’de Suat Seren ve Tepecik Hastaneleri referans hastaneleri. Antibiyotik ve destek tedavi dışında tedavi yöntemi yok ancak mümkün olduğu kadar kortizon verilmemeli. Hasta kişi evinde ise çıkınca cerrahi maske takacak” diye konuştu.
Panel soru ve cevap bölümünün ardından sona erdi.