Anal bölge hastalıklarında kadınlar doktora gitmeye çekiniyor
- 09:13 7 Ocak 2020
- Sağlık/Spor
Medya Üren
DİYARBAKIR - İnanç, utanma/çekinme ve aile baskısı gibi nedenlerle anal bölge hastalıklarında kadınların doktora gitmekte zorlandığını ifade eden Genel Cerrah Zeynep Şener Bahçe, “Çoğu hastamız doktora gitmeyip tedavisini kendi yapmaya çalışıyor. Muayene ettiğimizde kanser olduğunu öğreniyoruz” uyarısında bulundu.
Halk arasında basur ya da mayasıl olarak da bilinen hemoroid, toplumda yetişkinlerin dörtte birinde ortaya çıkabilen yaygın bir hastalık. Genel olarak makatta kanama, dışkılamada değişiklik, kaşıntı ve ağrı gibi belirtiler olduğu gibi bu belirtiler başka hastalıkların da habercisi olabilir. Kadınlarda sıklıkla görülen basurun 20 ila 50 yaş arasında görülme oranı yüzde 30’ken, 50 yaştan sonra iki kişiden birinde basur oluşuyor. Genel Cerrah Zeynep Şener Bahçe hemoroidin (basur) belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve aynı belirtiye sahip olan hastalıkları anlattı.
Kronik kabızlık da basura sebep olan etkenlerden
Hemoroidin oluşma evresine değinen Zeynep, oluşumuna yol açan sebepleri şöyle açıkladı: “Anal kanalımızda toplardamarlarımızdan oluşmuş üç tane yumak vardır. Uzun süreli kabızlıklarda bu damarlar şişer ve dışarıya doğru çıkarlar. Bu olaya hemoroid yani basur deniliyor. Hemoroid en çok uzun süreli oturanlarda görülür. Sekreterlik, avukatlık, şoförlük gibi meslek dallarında çalışan kişilerde sıkça rastlanır. Uzun süre tuvalette kalmak da bu hastalığa yol açan faktörlerden biridir. İnsanlar bilgisayarlarla, telefonlarla, gazetelerle tuvalette uzun vakit geçiriyorlar. Kimi zaman 20 dakika tuvalette kalınıyor ancak tıbben uygun gördüğümüz süre 3 ila 5 dakikadır. Bir diğer önemli sebep ise sürekli ıkınma. Kabızlığı haftada ikiden az tuvalete çıkmak olarak tarif edebiliriz. Kronik kabızlık da basura sebep olan etkenlerden. Kadınlarda özellikle gebelik döneminde karın içindeki çocuk büyüdükçe alt bölgeye basınç çok olduğu için basur oluşumu görülüyor.”
‘Her basur ameliyat edilmez’
Hemoroidin 4 evreye ayrıldığını dile getiren Zeynep, ilk evrede ıkınma sonucu dışarıya çıkmadığını kaydetti. İlk evrede yalnızca kaşıntı ve akıntı olduğunu belirten Zeynep, kanamanın çok nadir olarak gerçekleştiğini söyledi. Zeynep, “İkinci evrede ise basur dışarı çıkar ancak sonra kendiliğinden içeri girer. Üçüncü evrede de ıkınma ile dışarı çıkar ancak kişi onu kendi eliyle içeriye koyabiliyor. Son evrede ise dışarı çıkan basuru elle dahi içeriye koymanız mümkün değil ve ağrısı maksimum düzeydedir. Her basur ameliyat edilmez ancak 4’üncü evre basurun yüzde 90’ında ameliyat gerekmektedir. İlk evrelerde hastalar medikal yöntemlerle tedavi edilebilir. Ameliyatsız tedavide basurun tekrarlama oranı yüzde 10 ila 20’dir. Ameliyat yapılan hastalarda ise tekrar oranı yüzde 5 ile 15 arasında” diye konuştu.
‘Fazla oturulmamalı sıklıkla hareket edilmeli’
Bazı durumlarda halk arasında boğma adı verilen teknikle kan dolaşımını bozup hemoroidin bir iki hafta içerisinde dökülmesinin sağlandığını ifade eden Zeynep, lazerle tedavi yöntemlerinin de mevcut olduğunu ancak her evrede uygulanamadığını aktardı. Zeynep, “Bunun yanında basurun yakıldığı yöntemler de gerçekleştirilebiliyor. İlaç ve ameliyat dışında başka tedavi yöntemleri var. Kişi öncelikle diyete dikkat etmeli. Kabızlığa sebep olan yiyeceklerden uzak durmalı. Günde 2, 2 buçuk litre su içilmeli, yürüyüş yapılmalı ve her gün aynı saatlerde düzenli olarak tuvalete gidilip maksimum 5 dakika tuvalette kalınarak bağırsaklara bir alışkanlık kazandırılmalı. Özellikle çay, kahve, kola gibi içecekler ve katı besinler kabızlığa sebep oluyor. Acı hemoroide sebep olmaz ancak mevcut olan yaranın ağrımasına sebep olur. Fazla oturmamayı aksine sıklıkla hareket etmeyi öneriyoruz. Bu şekilde dikkat edilirse kabızlık önlenebileceği için kabızlık riski ortadan kalkıyor” dedi.
‘Hastalarımız utandığından kaynaklı doktora gitmiyor’
Kadınların hemoroid için hastanelere çok geç gittiklerine dikkat çeken Zeynep, anal bölge hastalıklarının kadınların doktora gitmesini güçleştiren hastalıklar olduğunu dile getirdi. Kadınların doktora görünmesinde çeşitli faktörlerin rol oynadığını söyleyen Zeynep, “Kadınlar dini hassasiyetleri, aile ve eş baskısı, toplumsal olarak işlenmiş utanma duygusu gibi kimi sebepler yüzünden doktora görünmüyor. Anal bölge hastalıkları olarak basur yanında siğiller, apseler, çatlaklar gibi birçok hastalık var. Tüm bu sebepler sonucu bu hastalıkların teşhisi konusunda geç kalınıyor. Çoğu hastamız utandığından kaynaklı doktora gitmeyip tedavisini kendi yapmaya çalışıyor. Muayene ettiğimizde kanser olduğunu öğreniyoruz” diyerek erken teşhisin önemine dikkat çekti.
‘Her kanama basur değildir’
Kanamanın hemoroid belirtisi olduğu gibi bağırsak kanseri belirtisi de olabileceğinin altını çizen Zeynep, bağırsak kanserinin dünyada üçüncü ölüm sebebi olduğunu vurguladı. Erken teşhisin hayat kurtaracağını kaydeden Zeynep, “Her kanama basur değildir ya da her kanama kanser de değildir. Bağırsak hareketleriniz de normalin dışına çıktığında ya da bir rahatsızlık hissediyorsanız mutlaka bir doktora görünmeniz gerekmektedir. Yine kanama olduğu zaman hızlı bir şekilde tahlil yaptırılmalı. Doktor kan tahlilleri yaparak bilgi sahibi olabilir. 40 yaşın altındaki kanaması olan tüm hastalara RSS dediğimiz bağırsağın yaklaşık 40, 50 santimine kadar giden bir kamera yöntemimiz var. 40 yaşın üzerinde ise kolonoskopi dediğimiz bağırsağı inceleyen bir yol izleniyor. Hastalıklara ‘önemli değil, bir şey olmaz’ şeklinde yaklaşılmamalı ve mutlaka ilgili doktora başvurulmalı” diye vurguladı.