Bir tarihin akışını değiştiren kıvılcım: Rosa Parks
- 09:04 24 Ekim 2018
- Portre
HABER MERKEZİ - Yaptığı "sivil itaatsizlik" eylemi ile hafızalara kazınan Rosa Parks'ın aramızdan ayrılmasının üzerinden 13 yıl geçerken, yaptığı eylem ise halen halkının kazanımı olarak yerini koruyor.
Erkek egemen akıl ile yazılmış dünya tarihinde aslında direniş ve mücadele yöntemleri ile hafızalara kazınarak hemcinslerine ilham veren devrimci kadınlar da var. Kimilerinin isimleri anılmasa da ardılları onların mücadelesini ve direniş yöntemlerini bugünlere taşımayı başardı. Tıpkı 1 Aralık 1955 günü, Amerika'nın Alabama Eyaleti'ne bağlı Montgomery şehrinde siyahi olan Rosa Parks'ın belediye otobüsünde yaptığı sivil itaatsizlik eyleminin uluslararası etki yaratacağını o dönem kimsenin tahmin edemediği gibi. Rosa'nın eylemi bugün siyahilerin yasal birçok haktan faydalanmasının ve toplumda kabul görmesinin de önünü açtı.
'Renkli bedenimi elbiselerimin içine gömmeye çalıştım'
Rosa, 4 Şubat 1913 tarihinde ABD'nin Alabama eyaletinde doğar. Siyahi olduğu için o dönem ailesi ile birlikte birçok ayrımcılığa maruz kalan Rosa, 1943'te Amerikan Yurttaş Hakları hareketine katılır. Terzilik yapan Rosa, Alabama'nın Montgomery şehrinde 1955'in 1 Aralık günü işinden akşam saat 18.00’da çıkar. O gün Rosa, çok yorgun olması nedeniyle tek istediği bir an önce evine ulaşmaktır. Rosa, belediye otobüsünün ortasındaki “değişken” statülü koltuklardan birine oturur. Bazı beyaz derili yolcular ayakta kalınca şoför yerinden kalkıp arkaya doğru yürüyerek, “değişken” statülü koltuklardaki siyahilere “kalkın” şeklinde bir el işareti yapar. Rosa, o anları "Şoförün yaklaştığını görünce renkli bedenimi, elbiselerimin içine adeta gömmeye çalıştım" diye anlatır. Şoförün uyarısı üzerine “değişken” statülü koltukların ilk sırasındaki, üçü de erkek olan diğer siyahi yolcular kalkarak arkaya yönelir. Rosa da hareketlenir ancak kamu düzeninin aksi tarafına… Cam kenarındaki koltuğa kayar ve artık yorgunluktan bitkin düşmüş bir insana özgü kayıtsızlıkla, hiç hesapsız hiç plansız şoförün gözlerine bakmaya başlar. Herkes büyük bir şok yaşar. Çünkü kamu düzeni artık tehdit altındadır. Şoför James Blake, "neden kalkmıyorsun?" diye kızgınlıkla sorunca Rosa, insanlığa yakışan şu cevabı verir: "Çünkü kalkıp yerimi bir başkasına vermem gerektiğine inanmıyorum."
Rosa'nın eylemi var olan düzene isyan
Rosa, çok sonrasında ''Otobüslerdeki bu muameleye direnişim 1 Aralık günü başlamadı. Montgomery'de otobüse binmek yerine işe yürüyerek gidip geldiğim çoktur'' diye anlatır. Aslında Rosa, yaptığı eylem ile 1900'lerin başından bu yana uygulanan yasaya göre belediye otobüslerinde ilk 4 sıradaki koltukların derisi beyaz olan yolculara ait olma tabu ve yasasını yerle bir etmiştir. Çünkü siyahi insanlar, belediye otobüslerinin yolcularının çok büyük bir oranını oluşturmalarına rağmen, onlara otobüslerin en arka koltukları ayrılmış ve ortadaki “değişken” statülü koltuklarsa beyazların sıraları doluncaya kadar siyahilerin de oturabilecekleri koltuklar olarak belirlenmiştir. Beyaz sıralar dolduğunda ya da şoför istediğinde siyahiler oturdukları bu koltukları boşaltıp daha arkaya geçmek zorundadır. Ama Rosa, o gün bunu yapmayarak var olan düzene isyan eder.
'Ne kadar taviz versek baskı da o oranda artıyor’
Rosa'nın tepkisinin ardından şoför, otobüsü durdurarak polisi arar ve Rosa tutuklanır. Rosa, o anı da "Tutuklanırken tek bildiğim, bir daha asla bu aşağılamayı kabullenmeyeceğim ve bu utancın yolcusu olmayacağımdı" diye anlatır. Rosa, otobüste verdiği tepkiyi ise şu cümlelerle ifade eder: "İnsanlar, benim o gün çok yorgun olduğum için koltuğumdan kalkmayı reddettiğimi söyleyip duruyorlar. Doğru, yorgundum ama sebep bu değildi. İş günü olmasının fiziksel yorgunluğu değildi bu. Yaşlı da değildim, 42 yaşındaydım. Çok yorgundum. Sürekli haksızlığa uğramaktan ve bunu kabullenmekten yorgundum. Aşağılanmak istemiyordum. Parasını ödediğim koltuktan kaldırılmak istemiyordum. Tutuklanmak gibi hevesim yoktu. Zaten işim başımdan aşkındı. Ancak o yol ayrımına gelince, direnişi seçmekte tereddüt etmedim. Çünkü buna artık yeterince katlandığımızı hissettim. Ne kadar taviz versek, ne kadar sussak, baskı da aynı oranda artıyordu."
Otobüsler boykot edildi
Rosa'nın tutuklanması ilk başta pek dikkat çekmese de siyah hakları aktivist organizasyonu NAACP'nin Montgomery Şube Başkanı Sendikacı Edgar Nixon ve Rosa'nın bir arkadaşının 100 Dolarlık kefaleti ödemesi üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılır. Kadınların Politik Konseyi (WPC) üyesi ve Alabama Eyalet Üniversitesi profesörü Jo Ann Robinson'un konudan haberdar olması üzerine aynı gece 35 bin el ilanı hazırlanır ve Montgomery halkı otobüsleri boykot etmeye çağırılır.
Kadınların Politik Konseyi'nin de boykota desteği ve Montgomery Advertiser Gazetesi'nin de habere ilk sayfasında yer vermesiyle eylem bütün şehirde duyulur. "İnsani muamele görünceye, siyahi şoförler de işe alınıncaya ve ortadaki değişken statülü koltuklara 'ilk gelen oturur' statüsü verilinceye kadar" boykota devam kararı alınır.
Siyahiler Rosa'nın eylemi ile örgütlendi
5 Aralık günü Rosa mahkemeye çıkarılırken, Montgomery tarihinin en önemli gününü yaşar. Yağmurlu bir gün olmasına karşın tüm siyahiler boykot için alanları terk etmemekte kararlı davranır. Bazıları özel arabalarıyla taşıyabildiği kadar siyahi insanı gideceği yerlere taşır. En az 40 bin belediye otobüs yolcusu o gün yürüyerek işine gider. Bazıları belediye otobüsüne binmeyerek 32 kilometre yol yürür.
Boykot başarıya ulaşmış ve şehirde bir duyarlılık oluşmuştur. Rosa, o gün mahkeme tarafından kamu düzenine itaatsizlikten 14 Dolar para cezasına çarptırılır. O akşam aralarında Rosa'nın da olduğu bir grup aktivist, Mt Zion Kilisesi'nde bir araya gelerek yol haritalarını tartışır. Montgomery Improvement Association adlı bir birlik oluşturmayı kararlaştırırlar. Başkanlığına, Dexter Avenue Baptist Kilisesi'nin rahibi olan Martin Luther King Jr. seçilir ve boykota devam kararı alınır.
Belediye otobüslerini işleten şirket zarara uğradı
Rosa'nın para cezası aldığı haberi Associated Press Haber Ajansı’nda o gün ilk kez geçilince, olay bütün ülkede duyulur. 7 Aralık günü J. Edgar Hoover'ın FBI'ı, Montgomery'de ajitatör ve provokatörlerin huzuru bozmak için faaliyet içinde olduğunu ilk kez resmi kayıtlarına geçirir ve Hoover'ın Martin Luther King'e karşı takıntısı başlar. Şehirdeki siyahiler tam 381 gün boyunca otobüslere binmeyerek, işlerine ve okullarına yürürler. Siyahiler buldukları her özel araçla, belediye otobüsü bilet fiyatına yolcu taşımaya başlar. Siyahi olmayan bazı ev kadınları da arabalarıyla eyleme destek verir. Belediye otobüslerini işleten şirket büyük maddi zarara uğrar.
Rosa'nın eylemi sonuç verdi
ABD Yüksek Mahkemesi'nin 1956 yılı Aralık ayı başında, benzeri bir başka dava kapsamında (Browder v. Gayle) ırk ayrımcılığını yasaklayan içtihadının zoruyla, Montgomery'deki belediye otobüslerinde ayrımcılık kalkar. Bunun üzerine Montgomeryli siyahiler, otobüs boykotunu 20 Aralık 1956 günü sona erdirir. Eylem başarıya ulaşmıştır. Irkçıların ise duruma tepkisi sert olur ve Martin Luther King'in evine saldırılar devam eder, otobüslere silahlı saldırılar gerçekleştirilir, siyahiler darp edilir ancak hayata geçirilen direniş artık başarıya ulaşmıştır. Martin Luther King'in liderliğinde devam eden sivil haklar hareketi, 1964 yılında Sivil Haklar Yasasının çıkmasını sağlar.
Rosa'ya saldırılar devam etti
Rosa, 1957'de ölüm tehditleri ve ırkçıların ona iş vermemesi nedeniyle önce Virginia'ya bir yıl sonra da ölünceye kadar yaşayacağı Detroit'e taşınır. Bir yandan çalışmaya bir yandan da sivil haklar hareketinde mücadelesine devam eder. 24 Ekim 2005 günü 92 yaşında yaşamını yitirir.
Martin Luther King, 1958'de yayınlanan Stride Toward Freedom (Özgürlüğe doğru adım) adlı kitabında Rosa için şu ifadeleri kullanır: "Kimse, bardağın dolması kuralını bilmeden Rosa Parks'ın eylemini anlayamaz. An gelir insan 'artık yeter daha fazlasını kaldıramam' der ve taşar."
Rosa'nın hayatı beyaz perdede
Öte yandan Rosa'nın siyahilerin yaşamında bir dönüm noktası olan yaşam mücadelesi 2002 yılında "Rosa Parks'ın Öyküsü" (The Rosa Parks Story) filmiyle beyaz perdeye taşınır.
ABD Başkanı Rosa'nın indirildiği otobüste
1 Aralık 2013 günü dönemin ABD Başkanı Barack Obama ise, Detroit'teki Henry Ford müzesinde sergilenen o ünlü otobüste, Rosa'nın zorla kaldırıldığı koltuğuna oturmuş düşünürken görüntülendi.