Emmy Noether’in fikirleri bugüne ışık tutuyor

  • 09:12 14 Nisan 2020
  • Portre
 
HABER MERKEZİ - Emmy Noether, kadınların bilim alanında “ısrarla” dışlandığı yıllarda, “inatla” varlık mücadelesi vererek kendini var eden bilim insanlarından. Matematik alanında önemli çalışmalara imza atan Emmy’nin teoremi, döneminin bilim insanlarına göre “Pisagor teoremiyle yarışacak düzeyde”dir.
 
Kadınları da fikirlerini de yok sayan bir dönemde, kadınlara kapıların kapatıldığı bilim alanında kendini var edebilmiş sayısız kadının hikayesi bugüne dek geldi. Tarihe iz bırakan kadınlardan biri de Emmy Noether. 85 yıl önce bugün hayata gözlerini yuman bilim insanı Emmy’nin yaşam öyküsünü paylaşıyoruz.
 
Emmy Noether, 23 Mart 1982’de Bavyera’nın Erlangen kasabasında Yahudi bir ailenin ilk çocuğu olarak doğar. İlk ismi annesi ve babaannesinin adına Amalie’dir ama genç yaşta orta ismini kullanmaya başlamıştır. Ailesinde ve çevrede “akıllı ve arkadaş canlısı” olarak bilinen Emmy, miyoptur ve çocukluğunda kekeler. Bir aile dostları, yıllar sonra Emmy’nin bir bulmacayı hızla çözerek erken yaşta üstün zekasını belli ettiğini anlatır. 
 
Emmy için ‘akademik düzeni bozar’ engeli
 
Emmy, eğitim süreci için Fransızca ve İngilizce öğrenmeyi planlar, ancak geleceği pek de planladığı gibi olmaz ve matematikçi olan babasının ders verdiği Erlangen Üniversitesi’nde matematik okur. Fransızca ve İngilizcede erken yetkinlik gösteren Emmy, 1900 baharında iki dil için de öğretmenlik sınavına girer ve sınav sonucu “çok iyi” olarak notlandırılır. Bu performansı “kız okullarında” ders verme hakkı kazandırır Emmy’e ama o Erlangen Üniversitesi’ndeki çalışmalarına devam etme kararı verir. Ancak bu alışılmadık bir karardır. İki yıl öncesinde Üniversite Senatosu karma eğitimin “akademik düzeni bozacağını” açıklar ve 986 öğrenciden oluşan bir üniversitedeki yalnızca iki kadın öğrenciden biri olan Emmy’nin derse katılmasından ziyade denetim yapmasına izin verilir. Bunun için de dersine katılmak istediği profesörlerden özel izin alması gerekir. Emmy, bütün engellere rağmen 14 Temmuz 1903'te Nürnberg’de bir Realgymnasium’da mezuniyet sınavını geçer.
 
Kadınların önündeki engeller kalktı
 
Emmy, 1903-04 kış dönemini Göttingen Üniversitesi’nde okur. Kısa bir süre sonra kadınların üniversitede katılımına dair kısıtlamalar yürürlükten kaldırılır. Sonraki yedi yıl (1908-15) Erlangen Üniversitesi Matematik Enstitüsü’nde maaş almadan, zaman zaman hastalığı nedeniyle ders veremeyecek durumda olan babasının yerine geçerek öğretmenlik yapar Emmy.
 
Üniversiteye girişine engel
 
1915 baharında Emmy, David Hilbert ve Felix Klein tarafından Göttingen Üniversitesi’ne dönmesi için çağrılır. Fakat bu işe alma gayretleri yersiz kalır. Felsefe Fakültesi öğretim üyeleri, dil bilimci ve tarihçiler, kadınların privatdozent (Germenik üniversitelerde, profesörlük makamına sahip olmaksızın bağımsız olarak ders verebileceği anlamını taşıyan unvan) olmamaları konusunda ısrarcıdırlar. Hatta bir fakülte üyesi, “Askerlerimiz üniversiteye döndükleri zaman, bir kadının ayağında öğrenim görmeleri gerektiğini öğrenince ne düşünecekler?” diyerek protesto eder Emmy’nin gelişini. David Hilbert ise karşılık verir: “Adayın cinsiyetini ‘privatdozent’ olarak kabul edilmesine karşı bir sav olarak görmüyorum. Sonuç olarak biz bir üniversiteyiz, hamam değil."
 
Göttingen’e davet
 
1915'te David Hilbert bazı meslektaşlarının, kadınların üniversitede öğretim vermemesi gerektiği görüşlerine karşı çıkarak Emmy’i Göttingen Üniversitesi matematik bölümüne davet eder.
 
Emmy, Nisan’ın sonuna doğru Göttingen’e yola çıkar. Göttingen’de ders verdiği ilk yıl resmi bir pozisyonu olmaz ve maaş verilmez. Ailesi, odasını, tahtasını ve akademik işlerini destekler bu süreçte. Dersleri çoğunlukla David’in adı altında duyurulur ve Emmy çoğu zaman “yardım”da bulunur.
 
‘En önemli matematik teoremlerinden biri’
 
Göttingen’de şimdi “Noether teoremi” olarak kabul edilen, korunma yasalarının türevlenebilir fiziksel bir sistemin simetrisiyle ilişkili olduğunu gösteren teoremi kanıtlayarak yeteneklerini gösterir. Amerikalı fizikçiler Leon M. Lederman ve Christopher T. Hill, kitapları Symmetry and the Beautiful Universe’de Emmy teoremini “Kuşkusuz şimdiye kadar kanıtlanmış en önemli matematik teoremlerinden biri, modern fiziğin gelişimine yol göstermekte Pisagor teoremi ile yarışacak düzeyde” diyerek tanımlar.
 
Göttingen Üniversitesi’ndeki matematik bölümü Emmy’e ders verme hakkını, ders vermeye başladıktan dört yıl sonra, 1919’da verir.
 
Ders verme hakkını kazanır
 
Birinci Dünya Savaşı bittiğinde 1918-1919 Alman Devrimi sosyal tavırda kayda değer bir değişime neden olur ve bu değişime kadın haklarındaki artış da dahildir. 1919’da Göttingen Üniversitesi Emmy’e ders verme hakkını verir. Sözlü sınav Mayısın sonunda yapılır ve Haziranda Emmy başarıyla “ders verme hakkını” alır.
 
Emmy’nin çalışmaları, öğrencisi olan Bartel Leendert van der Waerden’nin 1931 tarihli “Modern Cebir” kitabının ikinci cildini de ilham kaynağı olur. Bartel, Emmy’nin çalışmalarının önde gelen yorumcusu olur aynı zamanda.
 
1933 yılında Nazi hükümeti, Yahudileri üniversite pozisyonlarından çıkartır ve Emmy, Pensilvanya’daki Bryn Mawr Üniversitesi’ne geçmek üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) taşınır. Emmy, 1935'te yumurtalıklarındaki kist için ameliyata girer, ancak iyileşme belirtilerine rağmen dört gün sonra 53 yaşında yaşamını yitirir.
 
Emmy’nin matematiğe katkıları
 
Noether’in matematik çalışmaları üç döneme ayrılır. İlkinde (1908-19), cebirsel değişmezler ve sayı alanları üzerine etkin katkılar sağlar. Varyasyonlar hesabındaki diferansiyel sabitler üzerine çalışmaları, “Noether teoremi”, “modern fiziğin gelişmesine yol gösteren şimdiye kadar kanıtlanmış en önemli matematik teorilerisi” olarak sayılır. İkinci dönemde (1920–26), “soyut cebri değiştiren” çalışmasına başlar. Yaşamı boyunca ve hatta bugün bile Emmy, Pavel Alexandrov, Hermann Weyl ve Jean Dieudonné gibi matematikçiler tarafından tarihteki en iyi kadın matematikçi olarak gösterilir. Emmy, Idealtheorie in Ringbereichen (Theory of Ideals in Ring Domains, 1921) isimli makalesinde değişmeli halkalarda idealler teorisini geniş kullanıma sahip kuvvetli bir araç haline getirir. Artan zincir koşulunu zarifçe kullanır ve bu sebeple bu koşulu sağlayan nesnelere Noetherian denir. Üçüncü döneminde (1927-1935), değişmez cebirler ve hiperkompleks sayılar hakkında başlıca işler yayınlanır ve grupların representation teorisi ve modüller ve idealler teorilerini birleştirir.