33'lerin kök saldığı Amara Kültür Merkezi'nde mücadele sarmaşık misali büyüyor
- 09:08 21 Temmuz 2018
- Kadının Kaleminden
Duygu Ciniviz
33 'düş yolcusunun' yaşamını yitirdiği o kültür merkezinde bulunan etrafına oyuncakların konulduğu ve gövdesinde tek yaprak dahi olmayan ağacın şuan etrafı sarmaşıklarla çevrili… Sanki 33 'düş yolcusu' köklerini saldığı kültür merkezinde tüm dünyaya 'Katletseniz de köklerimiz bugün bu merkezde filizlenmeye devam ediyor' diye haykırıyor. Evet, o ağaç şimdi gövdesine sarılan sarmaşık gibi 33 'düş yolcusunun' izlerini taşıyor.
20 Temmuz 2015'te, Sosyalist Gençlik Dernekler Federasyonu'nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê'ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç'ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi'nde basın açıklaması yaptıkları sırada DAİŞ tarafından bombalı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda 33 'düş yolcusu' yaşamını yitirdi. SGDF'li gençler, 2015 yılının Temmuz ayında Kobanê'den yükselen 'hawar' çığlıklarını umuda çevirmek için Türkiye'nin birçok kentinden yüzlerce düş yolcusu ile adımlarını birleştirmişti. Gezi'de mücadeleyi ortaklaştırarak halklar arasında köprü oluşturan gençler bu kez enternasyonalist görev ve sorumlulukla Kobanê'ye gitmek üzere Akçakale Sınır Kapısı yakınlarında bulunan Suruç'a doğru yola koyulmuşlardı.
Planlı bir saldırı
"Yaşamak şakaya gelmez" demişti ya şair bizim çocuklar da öyle yaptılar. Büyük bir ciddiyetle, sosyalistçe yaşadılar. Öyle ya insanlığa karşı işlenen suç tam da böyle değil miydi? 33 düş yolcusunun katli coğrafyamızın ölüm fermanıydı. Çevresine ölüm saçanların, hayatı savunanlara reva gördüğü bir zulümdü. Kürtlerin Rojava ve Kobanê'deki atılımlarına Paramaz Kızılbaş'ın, İvana Hoffmann'in yükselttiği enternasyonalist dayanışmaya gözdağı vermeye yönelik devreye konulan planlı bir saldırıydı Suruç… Polislerin katliamın ardından yaralılara "sırıttığı", yaralıları taşıyanlara saldırması devlet destekli bir katliam olarak karşımızda duruyordu…
Reddedilen soru önergeleriyle yeni saldırıların önü açıldı
Kadına, yaşama ve insanlığa düşman DAİŞ tehdidi altında ki çocuklara umut olmak için oyuncak götüren, çoğu tıp fakültesi, hukuk fakültesi, sosyoloji ve psikoloji öğrencisi olan ve her biri Türkiye'nin karanlık tarihini değiştirme kararlılığında olan gençler bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Suruç ile başlayan katliamların arkasında ki güçleri ortaya çıkarmak, gerçek sorumluları tespit etmek için Meclis'e verilen tüm araştırma önergelerini reddeden iktidar, Türkiye'nin en büyük saldırılarının önünü açtığının da işaret fişeğini vermişti aslında.
Türkiye siyaseti açısından yanardağ özelliği taşıyan Suruç, iktidar politikalarının daima hedefi haline geldi. 2015 yılında canlı bomba saldırısıyla başlayan, Ceylanpınar'da tezgâhlanarak öldürülen 2 polis ve son olarak 14 Haziran günü Esvet, Cemal ve Adil Şenyaşar ailesine dönük saldırı ile birlikte iktidarın kanlı politikalarının yansıdığı ayna haline getirildi.
33'lerin kökleri Amara Kültür Merkezi'nde filizleniyor
33 'düş yolcusunun' yaşamını yitirdiği o kültür merkezinde bulunan etrafına oyuncakların konulduğu ve gövdesinde tek yaprak dahi olmayan ağacın şuan etrafı sarmaşıklarla çevrili… Sanki 33 'düş yolcusu' köklerini saldığı kültür merkezinde tüm dünyaya 'Katletseniz de köklerimiz bugün bu merkezde filizlenmeye devam ediyor. Korktuğunuz o çocuklar bugün bizlerin yarım bırakmak zorunda kaldığı o zorlu yolu korkmadan, durmadan, hızlı adımlarla yürüyor' diyor. Evet, o ağaç şimdi gövdesine sarılan sarmaşık gibi 33 'düş yolcusunun' izlerini taşıyor. Kültür merkezinde yaşanan katliama bire bir tanıklık edenler bugün o ağacı karşılarında yemyeşil ve yapraklarla sarılı halde görenler gülümseyerek yanından geçiyor.
"Ölüm toplasa da çiçekleri, çiçekte tohum biter mi?" sorusu bir yana sahi, sinsice kol gezen kıyamet girdabına rağmen yola çıkmaktan, düş kurmaktan, umudu büyütmekten vaz geçmeyen düş yolcularının taptaze duran anıları karşısında yok olmaya çalışırken korkmuyor musunuz?