Dünyanın Tacı Düştü!
- 11:52 17 Mart 2018
- Kadının Kaleminden
"Bir kız çocuğunun allı morlu saç tokası-tacı, kanlı morgun kapısında yere düştü! Kireç gibi beyazlaşmış yüzüne bulaşan kan dünyanın yüzünde bir leke gibi duruyor."
Medya Doz
Bir kız çocuğunun allı morlu saç tokası-tacı, kanlı morgun kapısında yere düştü! Ölü bedenini içeri taşıdılar… Sokakta oynarken vurulan kızın ne annesi ne de babası yok burada. Vurulduğunu görenler sokaktan alıp getirmiş. Ona hayat veren ana ve baba ne zaman öğrenecek hayatın kızlarından çalındığını, bilinmez! Küçük kızın ismini bilen bile yok şimdi. Kireç gibi beyazlaşmış yüzüne bulaşan kan dünyanın yüzünde bir leke gibi duruyor.
Efrîn'in merkezini cehenneme çevirdiler
Neden bilmiyorum ağlayamıyorum artık. Kalbim kurumuş olamaz... Dişlerimi sıkı kenetlediğim ve sıktığım için sızlıyorlar. Saç köklerim acıyor. Kalbim, kalbim beni terk edip bir uçurumdan atmak istiyor kendini... Efrîn şehir merkezini cehenneme çevirdiler. Annelerin feryadı patlama sesinden daha yüksek geliyor bana. Çocukların o inatçı suskunluğu, top ve uçak seslerinden daha çok yankı yapıyor içimde. Sayıyorum 40 saniyede 14 obüs topu sağa sola değiyor. Şarapnel parçaları vızıldayarak üstümüzden uçuyor, sonra yanımızda yöremizde şıngırtı çıkararak yere düşüyor, biraz sonrada soğuyor o ateş parçası şarapnel.
En çok çocuklar vuruluyor
Ambulans sesleri sanki ağlamayan herkes yerine ağlıyormuş gibi. Sanki birikmiş bütün ağlamaları şehrin orta yerine koyuveriyormuş gibi sirenlerini çalıyor. Çoğu çocuk olan bedenlerden kan sızıyor... Bazı kanlı ve parçalanmış bedenler bir umut belki yaşıyordur diye önce hastaneye götürülüyor, sonra hakikatin bütünlüğü bozulup parçalanınca artık yaşamınla mümkün olduğu anlaşılıyor ve beden bütünlüğünü yitiren canlar morga taşınıyor. Morga gelenlerin bazıları anne, bazıları baba ama çoğunluğu çocuk... Neden bilmiyorum en çok çocuklar vuruluyor... Bütün günahkârlığımızı yüzümüze vurup can veriyorlar.
Morg kapısında yeşeren çiçek
Morg duvarının kenarında yeşeren minnacık otlar sallanıp duruyor. Defalarca gördüğüm bu ot şimdi neden bu kadar dikkatimi çekiyor? Bunca ölüm görmesine rağmen yaşayabiliyor olmasına mı şaşırıyor çocuk kalan yanım. Bu bitki ironi mi yapıyor. Yeşerecek başka bir yer mi kalmadı; gelip morgun kapısında yeşermek te neymiş!.. İyi de kimse nerede yeşermek ister misin diye sormuş mu ki? Kimsenin bize sizin ülkeniz burasıdır demediği gibi. Buralarda kök saldığımız gibi... Kürdistan'da yeşerdiğimiz ve kanla sulandığımız gibi... Morg kapısında yeşerdiği ve bu da yetmiyormuş gibi hâlâ yaşadığı için mi bu kadar tuhafsamam? Bir bitkiye yaşama şansı veren evrenin, Kürt için neden bu kadar cömert davranmadığını düşündüğüm için mi? Bilmiyorum!
Düşünün ki; yurdunuzdasınız ve birileri gelip üstünüze ateş yağdırıyor. Yuvanızı yıkıyor, yavrunuzu öldürüyor. Cenazenizi kaldırırken uçakla üstünüzde alçak uçuş yapıp ölümden aldığı o tarifsiz zevki haykırıyor.
Sokaklar kan gölüne döndü, bütün dünya izledi!
İşgalci Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün insani meziyetlerin yüzüne tükürüğünü saçarak, eşref-i mahlûkat adına birikmiş bütün değerlerin üstüne kan sıçratarak konuşup "Bu gece Afrin'e gireceğiz" deyip bir kaç saat sonra Efrîn'de katliam yaptı. Sokaklar kan gölüne döndü. Kanlar kendine yol bulup Efrîn caddelerinde aktı. Bir kaç dakika sonra da akan kan donup kalıp tuttu. Bütün dünya izledi…
Hayat hiçbir şekilde eskisi gibi olmayacak
Soykırımın sancısını biz kadar derin yaşayanlardan korkuyorum. Bu vahşeti gören gözlerimden korkuyorum. Ölülerin bedenine dokunan ellerimden korkuyorum. Kana bulaşmış hafızamdan korkuyorum. Ölmekten değil, yaşamaktan korkuyorum. Eğer sağ kalırsak hiç birimiz gördükleri bu manzaralardan sonra normal olamayacak. Bize bunca acı ve ölümü reva gören dünya da eğer biraz akıllıysa korksun bizden... Mümkünse dünyanın bütün vahşileri toplanıp biz kalanları da bedenen öldürsün. Zira bu her türlü vahşete tanık olan bizler artık yaşasa da sadece bizlere bu acıyı reva görenler için ölüm kurgulayacak... Bize yaşama şansı vermeyenlerin yaşamasına tahammül edemeyecek... Ben bizim sağ kalan her hücremizden korkuyorum. Artık hayat hiçbir şekilde eskisi gibi olmayacak. Bugün sesimizi duymayanların ya yarın bizde sesini duymasak diye korkuyorum.
Dünyanın onur tacı Efrîn morgunda!
Günlerdir Efrin de yapılan her ölümün, her katliamın resmini, videosunu çekip insanlığın gözüne gözüne sokuyoruz hala "iddia edilen" katliam diye haber geçen site ve kanallar var. Bu nasıl bir acımasızlıktır? Körüm deyin! Görmüyorum deyin! Sağırım deyin! Lalım deyin! İddia demeyin!
O, küçük kızın başından düşen kanlı taç var ya; o, onun tacı değildi. O, dünyanın başından düşen onur tacıydı, şimdi dünya tacını bulmak istiyorsa Efrîn morgunun kapısına gelsin...
Morgun duvarı kenarında yeşillenen ot hala rüzgarda sallanıyor...
Kaynak: Yeni Özgür Politika/Efrîn Güncesi 29. Bölüm