Van Barosu: Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi'nde işkence suçu işleniyor
- 13:58 11 Aralık 2018
- Hukuk
VAN - Van Barosu Cezaevi Komisyonu'nun bir heyet oluşturarak gittiği Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan insanlık dışı muamele ve işkenceye ilişkin açıkladığı raporda, tutsaklara yönelik işkence suçunun işlendiği aktarıldı.
Van Barosu Cezaevi Komisyonu, Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı Cezaevi Komisyonu adına Fehim Yacan yaptı. Açıklamada, Van Barosu'na insanlık dışı muamele ve işkenceye maruz bırakılan tutsakların yaptığı başvurular sonucu bir heyet oluşturarak Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi'ne yaşanan hak ihlallerini tespit edip ona göre bir rapor hazırlamak amacıyla gidildiği belirtildi.
'Hükümlüler falakaya yatırılıyor'
Cezaevi'ne gönderilen tutsakların XR cihazından geçmeden önce çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını beyan ettikleri kaydedilen açıklamada, "Bunu kabul etmeyen hükümlü ve tutuklular toplu olarak bir odaya alınıyor oradan dövülerek üstleri çıkarılıyor. Düzenli bir şekilde her gün ayakta sayım yapılıyor ve devamlı olarak şiddet görülüyor. Bazı hükümlülerin falakaya yatırılma durumu söz konusu oluyor. Gerek bizim hukukumuzda gerek uluslararası hukuka baktığımız zaman işkence her yerde yasaklanmış bir durumdur. Cezaevine götürülen tutsaklar hiçbir sağlık kontrolünden geçirilmemiş ancak açık görüş saatine 15 dakika kala bu tutsaklar hastaneye rapor tutmak üzere götürülmüştür. Uzun süre geçtiğinden darp izlerinin çoğu geçmiş durumdaydı. Biz heyet olarak bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını düşünüyoruz" sözlerine yer verildi.
Açıklamanın devamı şöyle:
"Heyet olarak gidip görüşmek istediğimizde bir takım engellemelerle karşı karşıya kaldık. Cezaevi müdüründen görüşme yapamamamızın gerekçesini yazılı bir şekilde sunmamıza rağmen ne yazılı bir beyan alabildik ne de müdürle bir görüşme sağlayabildik. Orada ısrarla bizi oyalamaya ve yıldırmaya çalıştılar. Heyet olarak görüşmemiz engellendi. Tekli görüşme sağlamak istediğimizde ise birçok hükümlü avukat görüşünü doldurduğu gerekçesiyle bizimle görüştürülmedi. Buna rağmen altı kişiyle görüştük tutanaklarımızı tuttuk. Çok ağır boyutlarda yaşanan işkence sistematik bir hal almış durumda. Tutuklu ve hükümlülerce yaşanan bu işkenceler sırasında kameralar kapatılıyor. Biz raporlarımızı hazırladık. Raporumuzu kamu kurum ve kuruluşlarına da göndereceğiz. "
Raporda Cezaevi Komisyonu'nun gözlemleri şu şekilde:
"*Ceza infaz kurumu idaresinin görüşme taleplerini hiçbir yazılı cevap vermeden gerekçe göstermeden heyetin idare ile görüşme talebini reddetmiştir. Akabinde tutuklu/hükümlüler ile heyet halinde görüşme talebi de aynı şekilde reddedilmiştir. Yine bir kısım hükümlünün üç avukat ile vekaletnamesiz görüşme hakkının dolduğu bu nedenle görevlendirme yazısı dikkate alınmaksızın görüş yaptırılmamıştır.
*İlgili kurum personellerine saat 09:15'te görevlendirme yazısı gösterilip kayıt için avukat kimlikleri ibraz edilmesine rağmen kayıt işlemleri ancak 10.30'da tamamlanabilmiştir. Bu noktada sistemsel hata verildiği şeklinde gerekçe sunulmuş, bu sırada açık görüş için bekleyen ailelere tutuklu/hükümlülerin acilen revire sevk edildiği söylenmiştir.
*Görüşme yapılan tutuklu/hükümlülerden Mahsum Yüksekbağ'ın sol gözünün beyaz kısmının vişne rengi tonunda kan topladığını, aynı göz çevresinin darbe etkisiyle ekimoz sonucu yeşilimsi renk aldığı, gözün 2 cm altında 2x1 cm ölçülerinde koyu renkli şişlik olduğu, sağlıklı göremediği, yine burnunun sağ dış duvarında göz çukuruna yakın kısmında 2x0.5 cm ölçülerinde kahverenginde kabuk atmış yara izi olduğu, vücudunda ve özellikle ellerinde genel bir titreme olduğu, yine sol elinin dış yüzeyinde yüzük parmağının bittiği yerde 1x1 cm ölçülerinde yuvarlak kabuk tutmuş yara izi olduğu tespit edilmiştir.
*Görüşme yapılan tutuklu/hükümlülerden Kerem Karagöz'ün sağ gözünün beyaz kısmında açık renk kırmızılık olduğu, göz çevresinde şişlik olduğu, sağ şakağında, alnında, sol yanağının orta yerinde kırmızı renkte kabuk bağlamış yara izleri olduğu, alnında kaşlarından itibaren seyrek saçın başladığı kafatasını ortasına kadar üç tane derin, koyu pembe kalın çizginin oluştuğunu, sol kolu kullanmakta zorluk yaşadığını, omuz ve kolda ağrı hissettiği ve sol elin orta parmak ve yüzük parmağında tepki vermediği, öte yandan sol kolunu öne arkaya ve yukarı doğru maksimum 45 derece açıyla kaldırabildiği, zorladığı takdirde ciddi acı çektiği gözlemlenmiştir."
Raporun sonuç bölümünde ise şu bilgiler yer aldı:
"Sonuç itibariyle Beşikdüzü T Tipi Kapalı C.İ.K.'e sevk edilen tutuklu/hükümlülerin çıplak arama adı altında çırılçıplak soyulmak istenmesi ve herhangi bir usule tabi olmayan sayımların askeri düzen dahilinde duvar dibinde ve tek sıra halinde yapılmasının dayatılması AİHS 3. Madde bağlamında insan onuru ile bağdaşmayacak tutum ve davranışların sergilendiğini göstermektedir. Bu noktada bu durumu kabul etmeyen tutuklu/hükümlülerin beyanları, heyet tarafından yapılan tespitlerden de anlaşılacağı üzere darp ve işkenceye maruz kaldıkları tartışmasızdır. Öyle ki arada yaklaşık iki haftalık bir süre geçmiş olmasına rağmen darp ve işkence izleri halen belirgin bir şekilde fark edilmektedir. Bu noktada tutuklu/hükümlülere karşı işkence suçunun işlendiği gözlemlenmiştir. Ayrıca sevk edilen tutuklu/hükümlülerin tutulduğu koşullar yine AİHS 3. Madde bağlamında açıkça kötü muamele kapsamına girmektedir."