
Yerel mahkemeden Gülser Yıldırım'a ceza ısrarı
- 16:04 19 Ekim 2018
- Hukuk
MARDİN - "Örgüt üyeliği" gerekçesiyle hakkında verilen 7 yıl 6 ay hapis cezası Gaziantep Bölge Ceza Mahkemesi’nce bozulan HDP eski dönem Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, bugün görülen duruşmada yine tahliye edilmedi. Gülser, “Ne olursa olsun Türkiye'de yaşatılan Kürtleri inkar ve imha etme siyaseti başarıya ulaşamayacaktır. Bu politikalara karşı da biz mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım'a, Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla verilen 7 yıl 6 ay hapis cezası, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Bozularak geri gönderilen dosyanın karar duruşması Mardin 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada aileler ve avukatlar hazır bulunurken Gülser Yıldırım'da Kandıra F Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmaya HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, Ebru Günay ile HDP ve DBP'li yöneticiler de katıldı.
Avukatlarının başvurusunu esastan inceleyen mahkeme, Gülser hakkında Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de aynı iddiayla görülen bir davanın olduğuna dikkat çekmiş ve dosyayı geri göndermişti. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada bulunan avukatlar, istinaf mahkemesinin verdiği karara ekleyecek bir şeylerinin olmadığını kaydetti.
Savcı tutukluluğun devamını istedi!
Savcı, cezanın verildiği süreci anlatarak, "Sanık hakkında usulde açılan davada daha önce karar verildiği ancak Mardin 2'nci ağır mahkemesinde devam eden olayda yargılamasının devam edildiği, o yüzden dosyanın istinaf mahkemesinden geri gönderildiği... Sanığa istinat edilen suçun vasıf ve mahiyeti dosyada somut delilerin olması alması muhtemel ceza birlikte değerlendirildiğinde sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi kamuoyuna talep ve mütalaa olur" ifadelerini kullandı.
‘Savunma yapmanın bir manası kalmamıştır'
Verilen mütalaaya karşı savunma yapan Gülser Yıldırım, "Bozma kararına karşı bir diyeceğim yoktur. İlk olarak yaşamını yitiren İbrahim Ayhan'ı ve bu yolda yaşamını yitiren herkesi anıyorum. Var olan durumdan dolayı savunma yapmanın bir anlamı kalmamıştır. Çünkü bugün Türk yargısı ne bağımsız ne de adildir. Şuan ki mahkeme şahsında değil genel olarak kullanıyorum bu sözleri. Bugün yaşananları görüyoruz mahkeme özgün verdiği karardan sonra baskı altına alınıyor ve verdiği kararı başka şekilde değiştiriyor. Ama biz her zaman söylediğimiz şeyleri söyleyemeye devam edeceğiz. Bildiğimiz doğrulardan asla geri adım atmayacağız" dedi.
'Üyesi olduğum tek yer HDP'dir'
Yargının adil olmadığının en iyi şekilde geçen günlerde yaşanan Brunson davasında kendini gösterdiğini ifade eden Gülser, "Bu davada yargı kendi başına bağımsız bir karar vermedi. Bu da gösteriyor ki yargı başka yerlerden, saraydan gelen emirler ile karar veriyor. Bunun üzerinde hakkımda ceza veren mahkemeyi de ben suçlamıyorum. Sonuçta onlarda özgür değil. Bana bir örgüt üyesisin diyorlar. Ben de mahkemeye soruyorum bir örgütün üyesi olmak ne demek? Ben milletvekiliydim nerenin üyesi olduğumu soruyorlarsa ben HDP'nin üyesiyim. Barışı ve birlikteliği savunuyorum. Eğer Türkiye'de insanların demokratik yaşamını, özgürlüğü ve barışı savunmak suçsa biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz. Her ne kadar iddia makamı ve dosyalar bana başka şeyler yüklemek istese de ben daima HDP'nin bir üyesi olduğumu söylemeye devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
'Yapılanları sineye çekecek değiliz'
Türkiye'de ki temel sorunun var olan sistemin despotçu ve baskıcı tavrı olduğunu söyleyen Gülser, bu tavırlar nedeniyle sadece Kürtlerin değil Türkiye'de yaşayan herkesin ağzını açamadığını ifade etti. Sadece yargının değil Türkiye'deki bütün kurumların AKP'nin despot siyasetinin bir aracı haline getirildiğine dikkat çeken Gülser, "Söylenecek çok şey var, biz biliyoruz ki biz ne desek bir şey değişmeyecek. Söylenmesi gereken şeyler hukuki ve ahlakidir. Kürtler üzerinde başlayan baskılar önce vekiller daha sonra belediyeler şimdi de muhtarla yapılmaya devam ediliyor. Bunlarla Kürt halkının iradesini yok etmek istiyorlar. İnsan ahlak ve vicdandan meydana gelmiştir. Eğer biri elini vicdanına koyarsa bunların ne kadar yanlış olduğunu görür. Birçok insan bu yapılanları sineye çekebilir ama biz doğru bulduğumuz yoldan yürümeye ve bu yanlışları dile getirmeye devam edeceğiz. Bugün bir Kürt kadını olarak siyaset içerisinde yer alıyorsam HDP'nin ilkeleri kadın, insan ve eşitlikçi yapısını en iyi şekilde gösteriyor. Şimdilik bunları söylemek isterim. Ne olursa olsun Türkiye'de yaşatılan Kürtleri inkar ve imha etme siyaseti başarıya ulaşamayacaktır. Bu politikalara karşı da biz mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
'Yargılama kişiye özel yapılmıyorsa tahliye edilmesi gerekiyor'
Gülser’in savunmasının ardından avukatlar iki dosyanın birleştirilmesi gerektiğini söyledi. Duruşmada konuşan Avukat Erdal Kuzu, "Delillerin neden yanlış değerlendirildiğini bize izah edin. Bizim bu usule ilişkin taleplerimizin mahkeme tarafından değerlendirilmesini istiyoruz. Eğer tutuklama kişiye özel olarak devam ediyorsa Gülser Yıldırım’a has özel bir yargılama yapılmıyorsa o zaman müvekkilin çoktan tahliye edilmesi gerekiyordu. Burada kişinin mensup olduğu siyasi parti objektif hukuk çerçevesinde değerlendirilecekse mahkemenin buna uygun şekilde tahliye vermesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Duruşma 9 Kasım'a ertelendi!
Avukatların savunmasının ardından karar için mahkemeye 10 dakika ara verildi. Verilen aradan sonra mahkeme heyeti, Gülser’in tutukluluk halinin devamına, iki dosyanın birleştirme ve istenilen bütün taleplerin reddine karar verdi. Duruşma 9 Kasım tarihine ertelendi.