Mezara saldıranların pişkinliği: Pimi çekilmiş bomba gibiyim!

  • 11:57 18 Ekim 2018
  • Hukuk
ANKARA - Hatun Tuğluk’un cenazesine saldıranların yargılandığı dava da duruşma öncesi solanda bekleyen saldırganlardan birinin polise “Kendimi bomba gibi hissediyorum. Her şey güzel olacak. Pimi çekilmiş bir bomba gibi hazırım” ifadeleri kullanması da dikkat çekti. Duruşma ise 27 Kasım’a ertelendi. 
 
Hatun Tuğluk'un Ankara'daki cenazesine 14 Eylül 2017’de düzenlenen saldırının faillerinin yargılandığı davanın 7’nci duruşması Gölbaşı 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme öncesinde sanıkların salonda selfie çekmesi dikkat çekti.  Mahkeme salonunda saldırgan 19 sanık ve avukatları ile müşteki avukatları da hazır bulundu.
 
‘Pimi çekilmiş bomba gibiyim’
 
Duruşma da mahkeme başkanını beklerken sanıklardan birinin polise “Kendimi bomba gibi hissediyorum. Her şey güzel olacak. Pimi çekilmiş bir bomba gibi hazırım” ifadeleri kullanması da dikkat çekti. Kimlik tespiti ardından mahkeme başkanı duruşmaya gelen bilgi ve belgeleri okudu.  TRT'den videoları çözümleme talebine cevap verildiği dosyaya CD ve fotoğrafların getirildiği,  ancak karşılaştırmanın yapılmadığı belirtildi.
 
‘Cenaze gelmesiyle gürültü başladı’
 
Ardından saldırı anında cenaze defin işleminde bulunan tanık Arif Yıldız dinlendi. Arif, “Kızı milletvekili olduğu için Hatun Tuğluk’u tanıyordum. Cenaze günü baştan itibaren olay yerindeydim. Cemevi’nden çıktıktan sonra önceden mezarlığa geldim. Karanlık çökmek üzere cenaze geldi. Mezarlık görevlisiyle orada sohbet ettim. Biz geldiğimizde kimse yoktu mezarlık görevlisi tek vardı. Cenaze gelmesiyle birlikte bir gürültü başladı. Cenaze ile ilgileniyorduk hakaret ediyorlardı.  Mezarın başına biri gelerek, ‘Buraya defnedemezsiniz sizler teröristsiniz’ dedi” diye konuştu.
 
Mahkeme Başkanı bu sırada Arif’e arkasına bakmasını ve o gruptan kimseyi teşhis edip edemeyeceğini sordu.
 
‘Zor olan topraktan geri çıkarmaktı’
 
“Toprağa vermiştik ve bizim için zor olan onu topraktan geri çıkarmaktı” diye devam eden Arif, “Grubu yöneten yönlendiren kimseyi göremedim. Gruptan kimsenin yüzünü hatırlamıyorum. Cenaze sahibi olay büyüyecek diye cenazeyi mezarlıktan çıkarmamızı istedi. Cenazeyi topraktan çıkardık. Hangi inanç gereği olursa olsun insanları topraktan çıkarmak kabul edilemez. Cenazenin güvenliği yoktu. Grup hala durmadan, çoğalmaya devam ediyordu. Aldık ve cenaze aracına koyduk ama grup hala ordaydı. Mezarlığın boşaldığını gördüler. Cenazeyle birlikte çıktım. Cenazeyi çıkarmamıza rağmen hakaret ve saldırılar devam etti. Olayın büyümesini istemiyorduk ama devam etti. Biz ayrılırken grup oradaydı. Polisler geldiğinde biraz geri geri gittiler. Ama küfür ve hakaret devam ediyordu. Mezarlıkta 2 saat kaldık” ifadelerini kullandı.
 
Ardından müşteki avukatı Kenan Maçoğlu tanık Arif’e “Mezarlık başında kimse gelip, gitti mi?” diye sorması üzerine Arif, bir kişinin ısrarla yanlarına gidip geldiğini belirtti. 
 
Müşteki avukatı Atiye Arıkan ise, “Mezarlıktan içeriye mi girdiler, dışardalar mıydı? Polisler içerde miydi?” diye sordu. Arif de, “Mezarlık içinde polisler vardı. Grup dışardaydı” diye cevapladı. 
 
‘Teröristleri buraya gömdürmeyiz’
 
İkinci müşteki tanığı Abdurrahman Ayhan, “Aysel Tuğluk HDP Eş Genel Başkan Yardımcısıydı. Partili olduğum için kurumsal olarak tanıyorum. Cenaze günü Cemevin’deydim.  Cenaze aracı ile birlikte 6-6.30 gibi mezarlığa geldik. Emniyet görevlileri vardı. Gittiğimiz de bir grup vardı. Mezarlığın dışında bekliyorlardı. Yaşlı ve sakallı biri mezarlığın içindeydi. Bahçe duvarından 6-7 kişi atlayarak, mezarlığın içine girdiler. Bizlere ‘Ermeni mezarlığı değil, aile mezarlığı, teröristleri buraya gömdürmeyiz’ diyerek küfür ettiler. Emniyet görevlileri uyardı ama küfür edip, saldırıya geçmeye çalışıyorlardı” diye belirtti.
 
 Sanıkları teşhis etmek için sanıklara bakan Abdurrahman,  “Bilemiyorum ama ben mahallenin muhtarıyım diye biri geldi. Karanlıktı. Gelen kişi ‘ Köyün muhtarıyım burası aile mezarlığı, şehitlerimiz yatıyor. Buraya terörist gömdürmeyiz’ dedi. Emniyet araya girdi, dışarı çıkardılar. Grup, gittikçe arttı biz defin işlemine devam ederken “Ya Allah Bismillah”, “Şehitler ölmez, Vatan Bölünmez” sloganları atmaya başladılar. Benzerlikler var ama net kimseyi göremedim” dedi.
 
Sanık kendisini ‘Bizim Kürt, Alevi komşumuz var’ diye savundu
 
Ardından söz alan sanık Murat Alp ise,  “Tanık beyanında  ‘Alevileri istemiyoruz ‘diye bir beyan kullandı. Biz öyle bir şey demedik. Bizim köyümüzde Kürt’te var. Alevi de var. Bunlarla da iç içe yaşıyoruz. Bize ‘terörist gömülüyor’ denilince tepki gösterdik. Sadece ‘terör deyince’ ona tepki gösterdik” diye kendini savundu.  
 
Susma hakkını kullandı
 
Müşteki avukatları sanığa “Alevi söylemleri dışındaki diğer söylemleri kabul ediyor musun? Terörist gömüleceğini sana kim söyledi” sorularını yöneltti. Sanık Murat, susma hakkını kullanarak, cevaplamak istemediğini belirtti.
 
Avukat: Bizde tanığız
 
Ardından söz alan müşteki avukatı Alişan Şahin, “Bu saldırı topyekûn bir saldırıydı. Bizlerde oradaydık. Bizler bu olayın tanığıyız. Bizlerin de tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. İlk duruşmada tanıklık yapan bir kişi vardı. Onlar beyaz bir jeep ile 5-6 kişi geldiler. Aysel Tuğluk’u koruyan Jandarma Komutanı’na da hakaret etti. Beyanlarımın tutanaklara geçmesini istiyorum. Bu kişi hakkında mahkemeniz tarafından suç duyurusunda bulunulmasını ve sanık olarak yargılanmasını istiyoruz” dedi.
 
Ardından karar veren mahkeme başkanı, “Bilirkişilere dosyanın yeniden tevdii ile celse arasında gelen fotoğraflarla karşılaştırmalı olarak, inceleme yapılarak, yeniden ek rapor talep edilmesine, köy muhtarı olduğu söylenen ve dosyada tanık sıfatı ile yer alan şahıs ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebin diğer delillere göre değerlendirilmesine” karar verdi. Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 27 Kasım tarihine erteledi.