
Tutsak ailelerine çağrı: Özgürlükleri için mücadele edelim
- 09:12 2 Ekim 2018
- Hukuk
DİYARBAKIR - Bakırköy Kadın Cezaevi'nde tutsak bulunan Ece Gökdağ, 3 yıldır yargılandığı davadan 7 yıl 5 ay hapis cezası aldı. Karar karşı AYM’ye başvurduklarını belirten abla Zehra Gökdağ, dosyada suç sayılabilecek tek bir delilin dahi olmadığını belirtti. Tutsak ailelerine çağrıda bulunan Zehra, “Yazık değil mi bu gençlere, bu insanlara? Özgürlükleri için elimizden geleni yapalım” dedi.
Cezaevlerinde artan hak ihlallerine her geçen gün yenisi eklenirken, uzun tutukluluk süresi, sürgün ve dayatılan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savunmaların engellendiği yargılamalar sonucu verilen cezalar, binlerce tutsağın yaşamını etkiliyor. Yaşanan hukuksuzluğa maruz kalan tutsaklardan biri de Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunan Ece Gökdağ.
Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nden Bakırköy Kadın Cezaevi'ne sürgün edilen Ece, Diyarbakır Adliyesi’nde görülen duruşmaların çoğuna katılamadı. 3 yıl süren yargılama sürecinde uzun tutukluluğuna rağmen tahliye edilmeyen Ece, Mayıs ayında görülen karar duruşmasında “örgüt üyesi olma” ve “örgüt propagandası yapma” iddialarıyla 7 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.
‘Aileler ellerinden geleni yapmalı’
Cezaevinde birçok hak ihlaline de maruz kalan Ece’ye hücre, disiplin ve iletişim cezaları gibi çok sayıda ceza verildi. Aldığı cezalardan dolayı da uzun süre ailesiyle iletişime geçemeyen Ece’nin ablası Zehra Gökdağ, hem cezaevlerinde yaşananlara hem de yargılama süreçlerine karşı mücadeleyi sadece tutsaklara bırakmamak gerektiğini belirterek, tutsak ailelerine “özgürlükleri için elimizden geleni yapalım” çağrısında bulundu. Kardeşinin hukuka aykırı bir şekilde içeride tutulduğuna vurgu yapan Zehra, "Birçok insan dosyasında yargılanmaya yetecek delil olmamasına rağmen yıllarca içeride tutuluyor. Ece neredeyse 3 yıldır cezaevinde. Önce Diyarbakır'daydı sonra sürgün edilerek Bakırköy Cezaevi'ne getirildi. 3 yıl boyunca yargılaması sonuca bağlanmadı ve cezaevinde kaldı. Buraya getirildikten sonra da defalarca sorun yaşadığını duyduk" dedi.
'AYM’ye başvurduk'
Aileler olarak görüşe gittiklerinde gardiyanların çok sert ve kaba yaklaşımlarına maruz kaldıklarını söyleyen Zehra, "Bize böyle kaba davranıyorlarsa tutsaklara içeride nasıl davranıyorlardır kim bilir. Ece yaşadığı sorunlarını çoğunu bize aktarmıyor. O bize anlatmasa da biz sesinden ya da görüşe gidince duruşundan anlıyoruz. Kardeşimin tahliye edilmesi için avukat karara itiraz etti fakat itiraz kabul edilmedi. Şimdi de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yapacağız. Bir sonuç almayacağımızı biliyoruz ama biz yine de elimizden gelen her şeyi yapacağız. Kürt gençlerinin cezaevlerinde sürünmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Onlarca hasta tutsak var cezaevlerinde, hepsinin durumu ağır ama onların tahliyesi için de hiçbir şey yapılmıyor" ifadelerini kullandı.
'Tek bir delil yok ama 3 yıldır cezaevinde'
Ailelerin cezaevleri için mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Zehra, şöyle devam etti: "Belki bir sonuca ulaşamayacağız ama yakınlarımızın pisipisine cezaevlerinde yaşlanmalarına göz yummamalıyız. 'Nasılsa geri adım atılmayacak kaderimize boyun eğelim' deyip yerimizde oturmamalıyız. Elimizden gelen her şeyi yapalım. İçeride zaten koşullar çok ağır, en azından koşulların yumuşamasını bile sağlayabiliriz. Ece'nin dosyasında tek bir delil yok ve buna rağmen 3 yıldır cezaevinde ve belki bir 3 yıl daha kalacak. Onun gibi yüzlerce insan var. Bazıları hiçbir delil olmamasına rağmen müebbet bile alabiliyor. Yazık değil mi bu gençlere, bu insanlara? Biz özgürlükleri için elimizden geleni yapalım."