Sağlık çalışanları: Yaşam hakkını savunduğumuz için yargılanmamızı kabul etmiyoruz
- 13:01 28 Eylül 2018
- Hukuk
MARDİN - İlk duruşması görülen Cizre 'Yaşam Koridoru' davasında savunma yapan 14 sağlık emekçisi, yaptıklarının suç olmadığına vurgu yaparak, "Hastaları tedavi etmek suç ise biz bu suçu Hipokrat'tan beri her zaman işliyoruz. Burada yargılanan mesleğimizdir, bunu kabul etmiyoruz. İnsan yaşamı için mücadele etmeye devam edeceğiz" mesajını verdi.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde 2015 yılında uygulanan sokağa çıkma yasakları döneminde kente girerek yaralıları almak ve sağlık koridoru açmak isteyen 14 sağlık çalışanı hakkında Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Örgüt üyeliği" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. Yargılanan sağlıkçılara destek olmak için duruşmaya onlarca sağlık emekçisi gelirken, duruşma salonunun küçük olması gerekçesi ile salona az sayıda kişi alındı. Duruşmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Semra Güzel, Saliha Aydeniz, Necmi Pekyüz, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, uluslararası alandan gelen gazeteciler ile insan hakları aktivistleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Halkevleri üyeleri de izledi.
'Sadece takip etmedik, içinde yer aldık'
Yapılan kimlik tespitinin ardından mahkeme heyeti iddianamenin özetini okudu. Sağlık çalışanlarının Cizre'de Cudi Mahallesi'nde mahsur kalan yaralılara yardım etmek istedikleri gerekçesi ile "Örgüt propagandası" yaptıkları iddia edildi. Suçlamaların okunmasının ardından sağlıkçılar savunmalarını yapmak üzere söz aldılar. İlk olarak hakkındaki suçlamalara karşı savunma yapan Dr. İncilay Erdoğan, sokağa çıkma yasağı döneminde yaşananları anlatarak, Cizre'de sağlık ihtiyacı isteyen insanlara yardım etmek ve sağlık koridoru açabilmek için yola çıktıklarını söyledi. O tarihlerde yaralılara ulaşmaya çalışan sağlık çalışanlarının da yaşamlarını yitirdiklerini hatırlatan İncilay, ambulansın zamanında gitmemesi nedeniyle çok sayıda yaralının yaşamını yitirdiğini belirtti. Yaşamını yitiren sivillerin isimlerini sırayla okuyan İncilay, "İşte biz TTB ve SES sağlık çalışanları olarak bu süreci yakından takip ettik. Türk Tabipler Birliği ve SES olarak sadece takip etmedik, içinde yer aldık. Nerede olursa olsun takip de ederiz" dedi.
'Burada yargılanan mesleğimizdir'
İncilay, "Bizim için asıl olan yaşam hakkının kendisidir" diyerek dönemin CHP milletvekili Aytuğ Atıcı'nın Meclis kürsüsünden yaptığı çağrıyı okudu. Hekimleri yollara döken nedenlerden birinin de bu çağrıların olduğuna işaret eden İncilay, "Biz de hekimler olarak o gün o ambulanslardaydık. Görevimizi yerine getirmek, sağlık hakkının yerine getirilmesi için yola çıktık. Ancak engellendik. Cizre'de de ambulanslar vardı ancak yaralılara ulaşmaları engelleniyordu. Sağlık Bakanlığı'na yapılan çağrılar sağlık kuruluşlarına sevkini sağlamaktı. Tüm amacımız o sağlık koridorunu açmak ve insanları sağlık kurumlarına iletmekti. Hastaları tedavi etmek suç ise biz bu suçu Hipokrat'tan beri her zaman işliyoruz. Bundan sonra da sağlık ihtiyacı olanların yardımına koşmaya, dertlerine derman olmaya devam edeceğiz. Burada yargılanan mesleğimizdir, mesleğimin etikliğidir. Oraya giderken bütün resmi başvurulara yaparak, gitmeden önce basın açıklamamızı yaparak yola çıktık" ifadelerine yer verdi.
Sağlık yardımına koşmanın suç olmadığına vurgu yapan İncilay, son güne kadar da görevlerini yapmaya devam edeceklerinin altını çizerek, geri adım atmayacaklarını ve yaptıklarının kutsal bir görev olduğunu belirtti.
'Görevimizdi, pişman değilim'
Hemşire ve Eski SES Diyarbakır Eş Başkanı Selma Atabey de, ortak bir amaç ve ortak bir duygu ile yola çıktıklarını dile getirdi. Amaçlarının bir sağlık koridoru açmak olduğunu ancak bunu başaramamanın üzüntüsünü yaşadıklarını kaydeden Selma, "Bizim amacımız burada yaralıları alabilmek ve tedavi edebilmekti. Sağlık ihtiyacı duyanlara sağlık hizmetini yetiştirmekti. Ancak bunu başaramadık ve şu an halen sayısını bile bilmediğimiz yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Yaptığımız doğruydu ve yine olsa yine yaparız. Aslında takdir edilmemiz gerekilirken, biz burada yargılanıyoruz" sözlerine yer verdi.
Hemşire Yekta Yıldız da, üzerine atılı suçlamaları reddederek, "23 yıllık sağlık çalışanıyım ve yaptığım şeyi doğruluğuna olan inancımla yaptım. Pişman değilim, bu benim görevimdi ve illegal yollarla değil legal yollarla gidiyorduk" dedi. Yekta, üzerine atılı diğer suçlamalara ilişkin ise yazılı savunma sunacağını belirtti.
'Yaşam hakkı için mücadele etmeye devam edeceğim'
Dr. Çağla Demir de "Burada mesleğimiz ve uluslararası sağlık kuralları yargılanıyor. Cenevre sözleşmesi görevini yerine getiren tıbbi personelin öldürülmesini veya engellenmesini yasaklar. Savaş durumlarında bile sağlık personelinin savaş bölgelerine girerek burada görevini yerine getirmesini öngörür. Burada hekim olarak yaşam hakkını savunduğumuz için yargılanmamızı kabul etmiyorum. Yaptıklarımız doğruydu ve bundan sonra da insanların yaşam hakkı için mücadele etmeye devam edeceğim" dedi.
'Koridor açmayanlar yerine açmak isteyenler yargılanıyor'
Ardından avukatların savunmasına geçildi. İlk olarak savunma yapan avukat Ziynet Özçelik, savcılığın soruşturmaya dair bir araştırma içine girmediğini kaydederek, "Sözde bir ihbarcı var ve bu ihbarcı bu bilgileri vermiş savcı beyde bu nedenle soruşturma başlatmış. Kimdir bu ihbarcı? Bu bilgileri nereden temin etmiş? Hepsi bir kenara, ceza muhakemesine göre savcılığın ihbarcının ifadesini alması gerekmez mi? Onu bile yapmamış. Cizre'de 23 numaralı bodrum için örgüt karargahı olduğu söylenmiş ama bir tespit yok.' Örgütün talimatı' deniliyor ama 23 numaralı bodrumdaki insanların kurtarılması için dosyada bahsedilen örgütün talimatı yok. En temel insan hakkının yargılandığı bu davada karar vererek, yaşam hakkını savunan bu insanlar hakkında beraat vermelisiniz. Gezi eylemleri sırasında da benzer bir dava açılmak istendi. Ancak dava kabul edilmedi. Sağlık çalışanlarının görevine atıf yapıldı. Keşke Cizre'de de bu koridor açılabilseydi. Ancak açılmadı. Bunun için yargılama başlatılacağına koridor açmak isteyenlere dava açıldı" ifadeleri ile hukuka aykırı bir yargılama olduğuna işaret etti.
Duruşma ertelendi
Avukatların savunma yapmasının ardından iddia makamı İncilay Erdoğan ve Ömer Faruk Erin'e Cizre'ye gidişlerine dair karar alan yönetim kuruluna herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığını sordu. Bunun üzerine ne Sağlık Bakanlığı tarafından ne de Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yönetim kurullarına herhangi bir soruşturma açılmadığı belirtildi. Mahkeme heyeti, bunların Sağlık Bakanlığı'na sorulması ve bir sonraki celseye kadar eksik olan ifadelerin tamamlanması ve dosyanın yeniden incelenmesi için süre tanınmasına karar vererek, duruşmayı 26 Aralık tarihine erteledi.