İSTANBUL - ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu yargılandığı davadan tahliye edilmezken, bir sonraki duruşma 25 Aralık'a ertelendi. 

 

"Örgüt üyesi" olduğu iddiasıyla 1 yılı aşkın süredir Sincan Cezaevi'nde tutulan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Çiçek Otlu'nun da aralarında olduğu 6'sı tutuklu toplam 14 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya SEGBİS ile Çiçek Otlu ve avukatları ile bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar katıldı.

 

Duruşmada ilk olarak tutuklu sanık Bedran Çoğaltay savunmasını yaptı. Bedran, yaklaşık 1 yıldır tutuksuz olarak yargılandığı davaya daha sonra tutuklu olarak eklendiğini belirterek, "Cenazelere ve basın açıklamalarına katıldım. Anayasal olarak güvence altına alınmış eylem ve etkinliklerdir bunlar. Berkin Elvan'ı anmak neden suç? Başkalarının da katıldığı bir cenazede neden benim katılımım suç olsun?" diye sordu.

 

Dava dosyası bakımından atılı suçları kabul etmediğini söyleyen Bedran, Suriye sınırındaki akrabalarını ziyaret etmek için gittiğini belirtti. "Ancak yine de örgütsel suç gibi algılandı ve işkence gördüm" diyen  Bedran, sınırın diğer tarafında kalmadığını söyledi. Bedran, kaçma şüphesi ile tutuklanmasının da yaşamın doğal akışına aykırı olduğunu ifade ederek, tahliyesini istedi.

 

'ESP illegalize edilmeye çalışılıyor'

 

Daha sonra söz alan ESP Genel Başkan vekili Fadime Çelebi savunmasını yaptı. Cezaevlerindeki siyasi tutsakları selamlayarak konuşmasına başlayan Fadime, "Türkiye'nin toplam siyasetine bakıldığında Türkiye siyasetinin toptan tek tipleştirilmek isteniyor. Bugün iktidar gibi düşünmediğimiz için tüm üyelerimiz yargılanıyor. Doğalında ben partinin örgütsel çizgisini yaymakla görevliyim. Bugün AKP, MHP ve CHP kendi siyasal faaliyetini yürütmeye çalışıyorsa ESP de kendi politik felsefesini geniş kitlelere yayar. Benim de görevim tüm illerdeki toplantılara ve çalışmalara katılmaktır. Katıldığımız eylem ve anmalardan dolayı yargılanıyoruz. ESP'nin kuruluş felsefesi yargılanıyor.  Sanki ESP illegal bir partiymiş gibi tüm işler illegalize edilmeye çalışıyor. Benim şahsımda yapılan da budur" dedi.

 

Türkiye'de siyasetin iç kriz yaşadığını söyleyen Fadime, "Ben sosyalist bir kadın olarak görevlerimi yerine getirdiğimi düşünüyorum. Tek tip siyaset ve toplum yaratmaya çalışıyorlar. Çoğulcu demokrasi ve insan haklarının olduğu yaşanılır gerçek anlamda bir sistem yaratma mücadelesi yürüttüğümüzü söylemek istiyorum" diye belirtti. 

 

'DAİŞ'le mücadele edenlerin cenazesine katılmak suç değildir'

 

Dosyadaki suçlamaları kabul etmeyen Fadime,  "DAİŞ'e karşı mücadele etmiş halkın ve kadınların cenazesine katılmak suç değildir. Suriye açısından değil, tüm dünya açısından DAİŞ tehlikeli bir örgüttür. DAİŞ'le mücadele ederken yaşamını kaybedenlerin cenazelerine katılmanın suç olmadığını düşünüyorum" ifadesini kullandı.

 

Fadime son olarak beraatini istedi.

 

Savcı 6 tutuklu sanıktan 3'ünün tahliyesi yönünde görüş bildirdi.

 

Daha sonra söz alan tutuklu Çiçek Otlu, "Bugün Ulucanlar Katliamı'nın yıl dönümüydü, orada yaşamını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Bugün Erdoğan Almanya'da siyasi liderlerle görüşüyor. Bugün ben bir Alman ve Amerikan vatandaşı olsaydım belki ben de tahliye olabilirdim" şeklinde konuştu. 

 

Bu sırada mahkeme heyeti başkanı Çiçek'e sözlü müdahale ederek, "Siz bunu neden söylüyorsunuz bunun size ne faydası var?" dedi.   Çiçek son olarak  "kaçma şüphesi"nin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Ben bu ülkede işçi ölmesin istiyorum Kürtlerle Türklerin kardeş olmasını istiyorum ben bu ülkede yaşamak istiyorum. Ben bu ülkeden kaçmam" diye devam etti. 

 

Mahkeme kararlarının siyasi olduğunu vurgulayan Çiçek son olarak, "Bu ülkede siyaset yapmaya devam edeceğim" dedi.

 

Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklardan sadece Çağdaş Kaplan'ın adli kontrol şartının kaldırılmasına Adar Temel ve Yücel Karadağ'ın adli kontrol şartı ile  tahliye edilmesine karar vererek, bir sonraki duruşmayı 25 Aralık'a erteledi.