
Efrîn paylaşımları suç sayılan gazeteciler: Gazetecilik suç değildir
- 13:50 6 Eylül 2018
- Hukuk
ANKARA - Efrîn saldırısı ile ilgili yaptıkları sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle tutuklu yargılanan gazeteciler, gazeteciliğin suç olmadığını belirterek beraatlerini talep etti.
Ankara'da sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle aralarında gazeteciler Hayri Demir, Sibel Hürtaş, Barış Ceyhan ve İnsan Hakları Derneği (İHD) MYK üyesi Nuray Çevirmen'in de bulunduğu 3'ü tutuklu 12 kişinin "örgüt propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek" iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Tutuklu sanıklardan gazeteci Barış Ceyhan Kayseri Cezaevi'nden SEGBIS ile bağlanırken diğer tutuklu iki kişi, tutuksuz yargılananlar ve avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu. Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı gazeteci Hüseyin Aykol, TGS Ankara Şube Başkanı Sinan Tartaloğlu, ÇGD temsilcisi Çınar Livane Özer, Sınır Tanımayan Gazeteciler Platformu’ndan Erol Önderoğlu ve İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan izledi.
Kimlik tespiti ardından yargılananların ifadeleri alındı. Bengü Aslı Bayramoğlu, savcılık ifadesini kabul ettiğini ve ekleyecek başka bir şeyi olmadığını söyledi. Hakimin sürekli avukatlara 'düzeni bozacak yorumda bulunmayın' uyarısında bulunması dikkat çekti. Avukatlar ile hakim arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Hakim "mahkeme düzeninden ben sorumluyum" diye yanıt verdi.
'Başlamayan operasyonu nasıl karalayabilirim'
Gazeteci Hayri Demir ise savunmasında, "Soruşturmanın tamamı gazetecilik faaliyetimdir. Çünkü tweetler gazetecilik faaliyetinin bir parçasıdır. Haber kaynaklı paylaşımlardır. Soruşturma dosyasındaki Efrîn operasyonunu karaladığım iddia edilmiştir. Ancak operasyon 20 Ocak'ta benim paylaşımlarım ise 19 Ocak'ta yapılmıştır. Başlamayan operasyonu nasıl karalamış olabilirim" diye sordu.
'Gazetecilik suç değildir'
Hayri, Efrîn'e ilişkin 19 Ocak'ta yayınladığı bazı haberleri mahkemeye sundu. Hayri, savunasına şöyle devam etti: "Gazetecilik suç değildir. Beratımı istiyorum. Paylaşımlarımda bir haberin öğeleri vardır. 5N1 K kuralı var. Açık kaynak araştırma ve soruşturma da operasyonu karaladığım iddia ediliyor. Ama sadece gazeteciliğim yargılanıyor. 5 tweetten yargılanıyorum. Beş tweet 111 kelimeden oluşuyor. 720 harf yapıyor. Harf başına 6 yıl ceza isteniyor hakkımda. Gazetecilik yapmak bu kadar suç olmaması gerekiyor. Gazetecilik suç değildir.”
HDP milletvekili Kemal Bülbül'ünde sanık olarak yargılandığı davada dosyası ayrıldı.
'Tek amacım barıştı'
Tutuklu sanık Lezgin Tekay da savunmasında şunları kaydetti: "Yaptığım olumsuz eleştiriler tahammül edilmemektedir. Efrîn harekatında büyük bir üzüntü ile takip ettim. Üzüldüm ülkemin Ortadoğu bataklığında savaşa girmesine. Barışı neden savunduğum ortadır. Eleştiriler de dilim dikkatliydi. Tek amacım barış istemekti. Başka bir amacım yoktu. Polislere kendi isteğimle teslim olmama rağmen kaçma şüphesiyle tutukluyum.”
'Nasıl propaganda yaptığım ortada yok'
Tutuklu yargılanan gazeteci Barış Ceyhan ise savunmasında, "9 aydır tutukluyum. İlk tutuklandığımda Sincan M Tipi Cezaevinde 17 gün 2 metrelik hücrede kaldım. Gardiyanların, memurların hem fiziksel hem psikolojik işkencesine maruz kaldım. Şikayetçiyim. Hakkımda 3 satırlık bir iddianame hazırlanmış ve ben 9 aydır tutukluyum. Propaganda yaptığım iddia ediliyor ama nasıl yaptığım ortada yok" diye konuştu.
'Efrîn'de ölen bir çocuğun Türkiye'de ölen bir çocuktan ne farkı var'
İki paylaşımdan birinin haber sitesinden yer aldığını diğerinin ise savaştan yaralanan bir çocuk olduğunu belirten Barış, "Bir çocuğun fotoğrafını paylaşmam nasıl suç olabilir. Efrîn yerine Filistin yazsaydım bugün tutuklu olmayacaktım. Efrîn'de ölen bir çocuk Türkiye’de bir çocuğun ölmesi arasında ne fark var" diye sordu. Barış, paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Tutuklanmadan önce göz tedavisi gördüğünü aktaran Barış, cezaevinde tedavi olmadığını ve diğer gözünde de görme kaybı olduğunu kaydetti.
İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen savcılık ifadesini tekrar ederek, ekleyecek bir şeyi olmadığını söyledi. Ali Osman Konukçu da emniyet ifadesini tekrar ederek, suçlamaları ret etti.
'Savunmam 3 kelime: Gazetecilik suç değildir'
Sibel Hürtaş ise savunmasında şu ifadeleri kullandı: "Suçlamayı anlayamadım. Suçlandığım iki tweet var ancak Efrîn’e ilişkin başka tweetler de var. Yasa gereği hem lehte hem de aleyhte delil toplanır. Tarafsız bir gazetecilik olarak faaliyette bulundum. Tarafsızlık gazeteciliğin birinci ilkesi sizin elinizde cımbızlanmış kısmı var. Benim yaptığım iş gazeteciliktir. Tek sesli yayın yapsaydım propaganda yapmış olacaktım. Ama ben tek düşünce değil herkesin fikrini kamuoyuna taşıyorum. Mantıksal açıdan bu iddianameye yaklaşmam mümkün değil" diye konuştu.
Dosyada suç unsuru olarak oğlunun fotoğrafının kullanılmasını trajikomik olarak yorumlayan Sibel, "Gazeteci olarak bu iddianame gelseydi haber değeri yok diye yapmazdım. Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Haberleri retweet etmekle suçlanıyorum. İfade ve düşünce özgürlüğü anlamında çok sıkıntılı bir durumdur. Savunmam 3 kelime olacak. Gazetecilik suç değildir" dedi.
Sanık savunmaları ardından avukatların savunmasıyla devam etti. Avukat Şevin Kaya, "Müvekkili Barış Ceyhan'ın cezaevinde gardiyanlar tarafından hedef gösterilmiştir. Adli tutukluların hakaretine uğramıştır ancak terörist olan halkı kin ve düşmanlığa sevk eden müvekkilim olmuştur. Çünkü Barış'ı hedef gösterenler devlet görevlisi olduğu için karışılmıyor" ifadelerinde kullandı.
Tutuklu sanıklar tahliye edildi
Avukat savunmalarının ardından, İddia makamı, tutukluların tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak adli kontrol talebiyle tahliyelerini istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, propaganda suçunun gelişmesi ve arttırılması halinde sanıklara ek savunma için süre verilmesine, dijital materyallerin sahiplerine iadesine, iddianame içeriğinde sanıklara isnat edilen paylaşımların tarihlerinin saptanmasına, hangi paylaşımın hangi tarihte gerçekleştireceğine yönelik rapor düzenlenmesine, tutuksuz yargılananların yurtdışı yasaklarının devamına, tutukluların ise tahliye edilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 22 Kasım tarihine ertelendi.