Suruç Katliamı davasında sanığın mahkeme salonuna getirilmesi talebi reddedildi

  • 15:29 28 Ağustos 2018
  • Hukuk
URFA -Suruç Katliamı davasının 6'incı duruşması Urfa T Tipi Cezaevi Kampüsünde görüldü. Avukatların sanık Yakup Şahin'in mahkeme salonuna getirilmesi talebi reddedilirken, duruşma eksiklerin toplanması için 22 Kasım'a ertelendi. 
   
Urfa'nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi'nde 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobanêli çocuklara oyuncak götürmek için Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelen 300 kişi, basın açıklaması yaparken DAİŞ'in canlı bomba saldırısına maruz kalmış ve 33 kişi yaşamını yitirirken, 100'ü aşkın kişi de yaralanmıştı. Katliama ilişkin Urfa 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın 6'ıncı duruşması, Urfa T Tipi Cezaevi Kampüsündeki duruşma salonunda görüldü.
Duruşmaya Suruç'ta yaşamını yitirenlerin aileleri, Suruç'ta yaralananlar, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekilleri Ayşe Sürücü, Nusrettin Maçin, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Vekili Fadime Çelebi, SGDF MYK üyeleri ve dernek üyeleri, dava avukatları ve HDP il, ilçe örgütü üye ve yöneticileri ile çok sayıda kişi katıldı.
 
Duruşmanın yapıldığı yer ablukaya alındı
 
Cezaevi kampüsü önünde ve duruşma salonunda jandarma ablukası görülürken, davayı takip etmek için çeşitli kentlerden gelen Suruç aileleri ve Suruç yaralıları cezaevi girişinden araçları durdurulup araçlarından indirildi. Duruşmaya katılanlar Cezaevi kampüsü önünde uzun süre bekletildikten sonra didik, didik arandıktan sonra duruşma salonuna alınırken, duruşmayı takip etmek isteyen gazetecilerin içeriye telefonlarını dâhil almalarına izin verilmedi.  
 
'Katliamı yaptın geceleri rahat uyuyor musun?'
 
Duruşma kimlik tespitlerinin ardından başladı. Duruşmaya tek sanık Yakup Şahin bulunduğu Cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada ilk olarak söz alan bombalı saldırıda yaşamını yitiren Uğur Özkan'ın babası Mehmet Özkan, sanık Yakup Şahin'e dönerek, "Yakup Şahin'e soruyorum vicdanın rahat mı. Bu katliamı yaptın geceleri rahat uyuyor musun" diye sordu. Sanık Yakup Şahin'in "Evet vicdanım rahat. Çünkü ben bir şey yapmadım. Geceleri rahat uyuyorum" demesi aileler tarafından tepki ile karşılanırken, mahkeme başkanı araya girerek sanığın  susmasını istedi.  
 
'Taleplerimiz yerine getirilsin'
 
Ardından söz alan aynı patlamada yaralanan Erkan Keskin "Bu mahkemenin kitle katliamına toplumsal katliamlara örnek bir sonuçla sonuçlanmasını istiyorum" dedi. 
Yaşamını yitiren Çağdaş Aydın'ın babası Fethi Aydın ise şunları belirtti. "Bu katliamcı Yakup Şahin dinleme cesareti bile gösteremiyor. Yakup piyondur biz onun mahkeme salonuna getirilmesini istiyoruz. Bu piyonu yönetende yargılansın istiyorum. Artık taleplerimizin yerine getirilmesini istiyoruz. Bu katliamcılardan hesap soracağız. Mahkeme heyetine de şunu söylüyorum bu devran böyle gitmez bu Saray'ın iktidarı böyle yönetemeyecek sizi. Bağımsız yargı olması dileğiyle" diye konuştu.
 
'Yakup Şahin duruşma salonuna getirilsin'
 
Ardından yaşamını yitiren Cemil Yıldız'ın eşi Sultan Yıldız söz alarak, "6'ncı duruşma oldu bir ilerleme kaydedilmedi. Yakup Şahin katliam yapmaya cesareti varsa mahkeme salonuna gelsin" dedi. 
 
Patlamada oğlunu yitiren Şemsa Yurtgül ise "Benin çok Türkçem yok çünkü benim dilim de yasak ama inşallah benin yaşadığım acıyı onlarda yaşar" şeklinde konuştu.
Yaşamını yitiren İsmet Şeker'in kızı Yağmur Şeker ise "Evimize bir tebligat geldi. Babamın üzerinden çıkan bilyeler var. Babamın eşyaları bir yana babamın üzerinde bir poşet bilye çıktı. Ben bu pislik adamdan hesap sormak için buraya gelmesini istiyorum" dedi. 
Bu sırada araya giren sanık Yakup, Yağmur'a hakaret etti. Bunun üzerine duruşma salonunda gerginlik yaşandı. 
 
'Yakup Şahin ile işleri bitti'
 
Mahkeme başkanının araya girmesi ile gerginlik durulurken, yaşamını yitiren Çağdaş Aydın'ın kardeşi Yoldaş Aydın, "Bu davayla yüzleşmek çok zor ama yüzleşemezsiniz bu çok daha zor günler demek. Bu davanın peşini kimse bırakmayacak. Ortada işleyen bir devlet yapısı kaldı mı? Yakup Şahin şunu anlamalı; sizi harcadılar işiniz bitti ondan bugün bu kadar gergin . Size cennet vaat ettiler cezaevine girdi. Yakup Şahin'i susturuyorlar. Onu susturanlar nerde peki? Sayın yargıçlar insanlar size güvenmiyor. Suruç davasını yürütmek sizin için zor olsa gerek. Cezaevinde insanları susturmak için ayağı takıldı öldü diye haberler çıkıyor" diye belirtti. 
 
'Bu dosyada adalet talebi var'
 
Ailelerin konuşmalarının ardından avukatlar söz aldı. İlk olarak söz alan Avukat Ruken Gülağacı, 6 duruşmadır davada bir ilerlemenin olmadığını belirtti. Her duruşma olay yeri görüntülerinin dosya ya girmesini talep ettiklerini dile getiren Ruken, "Bu dosyada toplumun adalet talebi var sadece ailelerin değil. Talebimizi yeniliyor. Tekrardan Yakup Şahin'in duruşmada hazır olmasını istiyorum" dedi.
 
Ardından söz alan Avukat Serdil İzol, hukuk dışı bir taleplerinin olmadığını, sanığın burada olmasının bir zararın olmadığını düşündüklerini söyledi. Etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirten Serdil, şöyle devam etti "Çünkü iddianamede katliam öncesi ve sonrası güvenlik görüntüleri yer almıyor. O gün oradaki polisler GBT kaydı yapıyor ancak bu kayıtlar dosyaya konulmadı. Hatta dosyada yargılanan polislerden biri o gün GBT kaydı aldıklarını söyledi. Bu kayıtların dosyaya girmesini istiyoruz."
 
'Dosyanın siyasi yönü ağır basıyor'
 
Söz alan avukat Sevda Çelik Özbingöl, "Özellikle ülkemizin toplumsal barışını yok edecek bir katliam gerçekleştirildi Önü alınmazsa tüm ülke kana bulanacak. Bu dosyaların siyasi yönü hukuki yönünden daha ağır basıyor. Mağdurların suçlu bulunduğu 3 yıl geçirdik. Avukatlarımız mağdurlar. Duruşma salonundaki adalete gerçekten ulaşılması demek toplumsal barışın sağlanması demek" şeklinde savunma yaptı. 
 
'İstihbari bilgiye rağmen önlem alınmadı'
 
Avukat Gülhan Kaya ise görüntü kayıtları dosyaya neden getirilmediğini sorarak şunları ekledi: "Suruç asliye ceza mahkemesinde 2 polis hakkında görevi kötüye kullanmaktan haklarında dava açıldı. Aslında bu davanın açılmasının nedeni istihbari bilgiler var. Bu bilgilerden biri canlı bomba ihtimaline karşı güvenlik önlemi alındı. Ancak bu istihbari bilgiye rağmen önlem alınmıyor. Zaten kasıtları olduğu için dava açılıyor. Yargılanan polislerden Ahmet Oğuz hakkında soruşturma açılınca o güne dair GBT yaptığı belgeyi istediğini ancak bu belgenin kendisine verilmediğini söylüyor. Ve o belge dosyaya konulmadı" diye konuştu.
 
Avukatlar ayrıca Abdullah Ömer Arslan'ın ifadesinin tekrar alınmasını talep etti. 
 
Avukatların savunmalarının ardından mahkemeye ara verildi.
 
Aranın ardından mahkeme sanık Yakup Şahin'e söz vererek beyanını sorularak savunması alındı. 
 
Duruşma ertelendi
 
Yakup Şahin'in konuşmasının ardından mahkeme heyeti, dava avukatlarının taleplerinin kabul edilmesine, İlhami Bali'nin eşi Hülya Bali'nin tanık olarak beyanının alınmasına, yine o gün Suruç'ta yurttaşlar tarafından şüpheli bulunarak kolluk kuvvetlerine teslim edilen Abdullah Ömer Arslan'ın tanık olarak dinlenmesine, patlama günü ve sonrasına ait görüntülerin hazırlanması  için Suruç ilçe emniyet müdürlüğüne yazı yazılmasına, yine o güne ait Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan GBT tutanakları ile telsiz konuşmalarının hazırlanması için Suruç İlçe Emniyetine yazı yazılmasına, Yakup Şahin'in duruşma salonuna getirilmesi talebinin reddine ve Suruç Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2 polis hakkında görevi kötüye kullanmaktan açılan davanın bu davayla birleştirilmesi talepleri ret edilmesine karar vererek duruşmayı 22 Kasım tarihine erteledi.