İstismara maruz kaldılar ardından göç, yoksulluk ve yalnızlığa...

  • 09:03 28 Ağustos 2018
  • Hukuk
VAN - Geçici köy korucusu Tekin G. tarafından cinsel istismara maruz bırakılan 3 kardeş ve ailesi toplum ve yargı yüzünden göçe ve yoksulluğa mahkum edilirken, zanlı Tekin G.'ye ise 20 aydır devam eden davada hala ceza verilmedi. "Suçlayan" bakışlardan ve toplum baskısından dolayı göç etmek zorunda bırakılan aile yoksullukla ve yalnızlıkla mücadele ediyor. Aile, başta kadın hukukçular olmak üzere herkese dayanışma çağrısında bulunuyor. 
 
Van'ın Gürpınar ilçesinde bağlı bir köyde geçici köy korucusu Tekin G. tarafından cinsel istismara maruz bırakılan 3 kardeş ve ailesi toplum ve yargı yüzünden göçe ve yoksulluğa mahkum edildi. Çocuğa yönelik cinsel istismarın önlenmesi konusunda devlet tarafından sadece "hadım" tartışmaları yürütülürken, suçu işleyen erkek, yargının yanı sıra toplumda da 'aklanıyor'. İstismara maruz kalanlar ise 'suçlu' muamelesi görüyor. Tekin G.'ye 20 aydır ceza verilmezken, köyde "suçlayan" bakışlardan ve toplum baskısından dolayı göç etmek zorunda bırakılan aile yoksullukla ve yalnızlıkla mücadele ediyor. 19 Eylül'de görülecek olan 6'ncı duruşma için, aile başta kadın hukukçular olmak üzere herkese dayanışma çağrısında bulundu.
 
20 aydır dava erteleniyor
 
15 Aralık 2016 tarihinde yaşanan istismardan dolayı açılan davada aradan geçen 2 yıla rağmen bir sonuç elde edilemedi. Dava sürecinde ise STK'ler, kadın örgütleri ve kamuoyu da istismara maruz kalan 3 kardeş ve ailesini yalnız bıraktı. Aile yaşadıkları yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldı. İstismara maruz kalan iki çocuğun sevgi evlerine yerleştirildiği, 22 yaşındaki kadının ise mahalleye yakın bir rehabilitasyon merkezine kaydedildiği belirtiliyor. Tek gelirleri engelli bir kardeşin 500 TL'lik maaşı olan aile, maddi ve manevi büyük zorluklar yaşıyor.
 
'Suçluya en ağır ceza verilmeden…'
 
İstismara maruz bırakılan çocuklardan ikisi sevgi evlerinde kaldıkları için ailenin diğer bireyleri onları çok özlediklerini söylüyorlar. Annenin  "Ailem dağıldı" sözlerine baba "O istismarcı erkeğe en ağır ceza verilmeden köyüme dönmem" diye ekliyor. 
 
'Arkamızda duran kimse yok' 
 
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinden yaklaşık 20 yıl önce Gürpınar'a taşındıklarını dile getiren anne şunları anlatıyor:  "Köyde eşim rençberlik yapıyordu. Toprak da olsa kendi evimiz, bize ait arsamız vardı. İstismarın ortaya çıktığı gün ben taziyeden kaynaklı Yüksekova'ya gitmiştim. Eşim ise koyunların önündeydi. Okulda kızım öğretmenine anlatmış. Hemen döndüm. 20 aydır da mahkeme heyetine istismarı inandırmaya çalışıyoruz. Çünkü arkamızda kimse yok. Oysaki kızlarım hastaneye gitmişlerdi. Daha birçok ispatlanmış delil vardı. Neden hala erteleniyor anlayamıyorum." 
 
'Köyde suçlayan bakışlardan kaçtık'
 
Anne Tekin G.'nin her duruşmaya büyük bir kalabalıkla katıldığını, kendilerinin ise kimsesi olmadığı için "suçluymuş" gibi koridorlarda dolaştıklarını söylüyor. Anne, "Köyde kızlarımın başına bu felaket geldikten sonra aynı hafta içinde istismarcı Tekin G.' nin minibüsüyle ilçeye geldik. Kendime o kadar çok öfkelendim ki. Onlar zengindi köy onların elindeydi. Evimizin yakınlarında büyük bir arazileri vardı. Köylüler onlardan çok çekiniyordu. Varlıklıydılar. Köydekilerin o suçlayan bakışlarından kurtulmak için göç ettik. Şimdi burada hiçbir gelirimiz yok ama bizi burada kimse tanımıyor. Bu bile bizi huzurlu ediyor" sözlerini kullanıyor. 
 
Duyarlılık çağrısı
 
Aileyi bu süre zarfında mahkeme koridorlarında yalnız bırakmayan bağımsız aktivist Songül Özünver ise duyarlılık çağrısı yaparak şunları söylüyor: "Maalesef toplumda o 'namus' kavramından kaynaklı aile topraklarını bırakıp büyük bir yoksullukla mücadele ettirilerek ikinci kez mağdur ediliyor. Ben de o her defasında 'namus' diyen zihniyete sesleniyorum; neredesiniz? Bu kadar namusunuza düşkün olsaydınız çocukları, aileyi yalnızlığa, sefilliğe mahkum etmezdiniz."