
Ankara katliamı davası yarın devam edecek
- 20:05 2 Ağustos 2018
- Hukuk
ANKARA - Ankara Gar katliamının karar duruşması üçüncü gününde sanık savunmalarıyla devam ederken, mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
10 Ekim 2015 tarihinde düzenleyeceği "Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi" öncesinde DAİŞ, Ankara Tren Garı'nda bombalı saldırı düzenledi. Katliamda 103 kişi hayatını kaybetti. Katliamla ilişkin Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, 19'u tutuklu 36 sanık hakkında açılan davanın karar duruşması, FETÖ sanıkları için özel olarak inşa edilen Sincan Ceza İnfaz Kurumu içerisindeki salonda görülüyor. Salı günü başlayan duruşmanın son günü ise, sanık avukatlarının ve sanıkların savunmaları ile devam ediyor.
'Bu açılışı yapanlar suçlanmıyorsa bizde suçlanamayız'
Sanık Resül Demir'in 1 buçuk saatlik savunmasından sonra mahkeme heyeti ara verdi.
Verilen aranın ardından sanık Burak Ormanoğlu yaptığı savunmada, dosyada yer alan belgelerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, belgelerde yer alan resimlerdeki kişinin kendisi olmadığını ileri sürdü. Söz alan bir diğer sanık Yakup Karaoğlu, "İŞİD üyesi olduğumu ispat etmek için belirledikleri delillerden birisi IŞİD daha kurulmadan önce gittiğim bir piknik. Bank Asya'nın açılışında Gülen, Erdoğan ve Abdullah Gül vardı. Ancak şimdi bu bankaya para yatıranlar suçlu sayılıyor. Önceden bu açılışı yapanlar suçlanamayacağı gibi biz de suçlanamayız" demesi dikkat çekti.
'Eşimi bu yola sokan Yakup Karaoğludur'
Sanık Yakup Karaoğlu, savunmasını yaparken sanık Esin Altuntuğ araya girdi. Bombacıları Ankara'ya getiren Halil İbrahim Durgun'un eşi olan Esin, şunları söyledi: "Eşim Halil'in firar ettiği gece Yakup'un onu kaçırdığını söyledi. Zorla evimizde ders yaptırdı misafir getirtti. Yabancı misafirleri gelirdi. Benim evime de getirtmek istedi, ama müsaade etmedim. Hiçbir şey yapmamış gibi şimdi yalan söylüyor burada. Benim eşimi bu yola sokan, bizim hayatımızı mahveden kişi Yakup'dur. Suriye'den gelen insanlara evini açıyordu. Dini toplantılar yapıyor, beyinlerini yıkıyordu. Eşleri Suriye'de ölen kişiler, Türkiye'ye bunları vesilesiyle geliyordu. Eşleri Suriye'de ölen kişileri Yakup Karaoğlu Suriye'den getiriyordu. Halil yurt dışına çıkacağını 14 Ekim günü söyledi. (Yakup'un Halil İbrahim Durgun'u kaçırdığını kast ederek) Yakup geldi beni aldı götürdü."
'Ben nasıl işler yapıyorum anlamadım'
Konuşmasını sürdüren Yakup Karaoğlu, "Ben şimdi neyle suçlandım" dedi ve Esin Altuntuğ'un kendisi hakkında söylediklerini inkar ederek, "Kendi evime Suriyeli birini niye götüreyim. Öyle hale geldi ki kocasını benim öldürdüğümü söyledi. Ben Halil İbrahim Durgun'u aranıyorsun diye aramadım. Kaçması yönünde bir şey söylemedim. Ben nasıl işler yapıyorum anlamadım ki" dedi.
'Katliam, katliam'
Sanık Metin Akaltın ise savunmasında, 10 Ekim katliamına "Ankara olayı" demesine aileler tepki göstererek, "Olay değil, katliam katliam" diye belirtti. Metin devamında, Kur- an'dan ayetler okuyarak savunmasını sonlandırdı. Sanık İbrahim Halil Alçay, bombacıların Ankara'ya getirildiği aracın kendisini ait olmadığını ileri sürerek, "Ben bu aracı satmıştım. Araç olay için tahsis edilmemişti. Halil İbrahim Durgun'a aitti araç ve onun olaya özel tahsis edildiğine dair bir tane belge yok" sözleriyle kendini savundu.
Duruşmanın devamında söz alan sanık Nihat Ürkemez'in avukatı Hüseyin Almaz ise, müvekkilinin sadece bir dosyada fotoğrafının olduğunu söyleyerek, "Bu fotoğrafın nerede, ne zaman çekildiğine dair bir delil mevcut değildir. IŞİD Eylül 2013 tarihinde terör örgütü olarak kabul edildi. Fotoğrafın çekildiği zaman mütalaada belli değilse nasıl bunu örgüt üyeliğine delil olarak kabul edeceğiz" ifadesini kullandı. Hüseyin, Zaman Gazetesi'ne yapılan operasyon sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun olay yerine gidip fotoğraf çektirdiğini hatırlatarak, "Kılıçdaroğlu şimdi örgüt üyeliğinden tutuklu mu? Değil. O zaman fotoğraf örgüt üyeliğine delil değil" diye müvekkilini savundu.
'Müvekkilim Suriye'de bulundu ama İŞİD kampına gitmedi'
Hüseyin, müvekkilinin Suriye'ye gittiğini ancak DAİŞ kampına gitmediğini iddia ederek, "Arapça eğitimi almak için Suriye'de bulundu. Yine İHH yardım kamplarında bulundu. Müvekkilim DAEŞ (IŞİD) kampında bulunduğuna dair somut delile dosyada rastlamadım. Çektirdiği fotoğraftaki silah gerçek mi değil mi? Dosyada tespit yok" diye konuştu. Ailelerden gelen tepkiler üzerine sanık avukatı Hüseyin, Mahkeme Başkanı'na "22 yılıdır avukatım ilk defa böyle bir şey görüyorum" dedi. Mahkeme Başkanı Giray, "Avukat bey provake etmeyelim" dedi. Hüseyin, ifadelerine devam ederken, salondan itirazlar da sürdü. Hüseyin, "Neşet Ertaş'ın bir sözü var, kendi kendisinden utanmayan. yeryüzünde hiç kimseden utanmaz" diye sözünü sürdürürken, Mahkeme Başkanı Giray, "Avukat bey kaçıncı kez söylüyorum savunmanıza devam edin" sözleriyle sanık avukatını bir kez daha uyardı.
Mahkeme Başkan'ın uyarısından sonra savunmaya devam eden Hüseyin, müvekkilinin uzun süre tutuklu olduğunu belirterek, "10 Ekim katliamı dosyasından yargılanmasaydı en fazla 1 yıl sonra tahliye olurdu" dedi.
'Elazığ'da İŞİD derneklerinin hangi başkanı tutuklandı'
Sanık Nihat Ürkmez ise, 10 Ekim katliamıyla ilgisi olmadığını ileri sürerek, "Bu kadar dosya ortaya çıktı. Bu dosya kapsamında ismimin i'si bile yok. Bu kadar şahıs ve gizli tanık ortaya çıktı. Bir kişi deseydi bu fotoğraftaki kişi Elazığlı" diye konuştu. Nihat, DAİŞ ile irtibatlı derneklere gittiğinin iddia edildiğini söyleyerek, "Elazığ'da İŞİD ile irtibatlı hangi dernek gözaltına alındı, hangisinin başkanı tutuklandı. Şimdi gittiğim için ben mi suçluyum?" diye sordu. Nihat, akrabalarının DAİŞ üyesi olması hakkında "Bu suç bana mı özel. Benim akrabalarım İŞİD üyesi diye. Şimdi PKK'nin kurucusunun akrabası milletvekili" ifadelerini kullandı.
'Hakan Şahin ile yakın arkadaş olduğum için yargılanıyorum'
Sanık Yakup Yıldırım, savunmasını yapmaya kolundaki askerler eşliğinde geldi. Yakup Yıldırım'ın ayağının kırık olduğu görüldü. Yakup, Hakan Şahin'in yakın arkadaşı olduğunu ve bu yüzden suçlandığını söyleyerek, "Hakan Şahin ile konuşmalarımda suç unsuru varsa ona göre konuşalım" dedi. Yakup, Mahkeme Başkanı'na Hakan Şahin ile olan konuşmalarının yer aldığı kağıdı verdi. Yakup, (bombacılar gelmeden önce Ankara'da keşif yaptığı ileri sürülen sanık) Hakan Şahin'in telefonunu birkaç kez kullandığını ekledi. Yakup savunmasında terör örgütü üyesi olmadığını dair beyanlarda bularak, beraatını istedi.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.