Zeynep Yılmaz’ın davası 'zaman aşımına' bırakıldı!

  • 09:06 26 Temmuz 2018
  • Hukuk
ŞIRNAK - Cizre'de evinin önünde katledilen Zeynep Yılmaz için açılan dosyada "failleri bulamayan" savcılık, "Daimi arama kararı" alarak dosyayı zamanaşımı ile yüz yüze bıraktı. Oysa eşi Ömer Yılmaz'ın olay anına ilişkin anlatımları şüphelilere ilişkin önemli bilgiler verirken, görgü tanıklarının ifadelerinin alınmaması dikkat çekti. 
 
Zeynep Yılmaz (45), Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının 7. gününde Cudi Mahallesi'ndeki evinin kapısında göğsüne isabet eden tek kurşunla yaşamını yitirdi. Zeynep'in ölümüne dair başlatılan soruşturmada Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı yılda bir kere inceleme şartıyla "Daimi arama kararına" bıraktı. 25 yıl zamanaşımı süresi bulunan dosya, herhangi bir fail bulunmazsa 2040 yılında zamanaşımına uğrayacak ve kapatılacak. 
 
'Örgüt üyeliğine' dair bir kanıt bulunamadı
 
Savcılığın kararında, "Bu eylemi gerçekleştiren şüpheli veya şüphelilerin yapılan araştırmalara rağmen kimliklerinin tespitinin mümkün olmadığı" iddia edilerek, "Olayın faillerinin zamanaşımı tarihine kadar sürekli aranmasına, düzenlenecek olan araştırma raporlarının tekide mahal verilmeksizin yılda bir düzenli olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesine karar verildi" diye kaydedildi. 
 
Dosyada Zeynep'in iddia edildiği gibi "örgüt üyeliği" ile tek bir bağlantısının olmadığı yazılırken, otopsi raporunda da göğsünden giren kurşunun sırt bölgesinden çıktığı, atış yapılan kurşunun cinsinin tespit edilemediği ifadeleri yer aldı.
 
Cenaze götürülürken aileye izin verilmedi
 
Ancak Zeynep'in eşinin anlatımları o kurşunun nereden geldiğine dair önemli bilgiler içeriyor. Zeynep'in eşi Ömer Yılmaz şunları belirtti: "25 yıldır evliyiz. 9 çocuğumuz var. Sokağa çıkma yasağında mahallemize sürekli toplar atılıyordu, her yere keskin nişancılar yerleştirilmişti. Biz sokağa çıkamaz duruma gelmiştik. Elektrik ve sularımız kesildi. Sokağa çıkma yasağının 7. gününde Cudi Mahallesi'nin yukarısında bulunan tepedeki okulda konuşlanan keskin nişancılar eşim Zeynep Yılmaz'ı sokak kapısı önünde hedef alarak tek kurşunla göğsünden vurdu. Zeynep'in kapının önünde yığıldığını gördüm. Komşularımız Zeynep'i Cudi Taziye Evi’nin önüne kadar taşıdılar. Bu taşıma sırasında eşimin hayatını kaybettiğini söylediler. Cenaze bir gün taziye evinde kaldı. Daha sonra belediyeye haber verdik. Belediyenin cenaze aracı akşama doğru geldi. Yasak olduğu için sokağa giremediğinden cenazeyi araca kadar battaniye ile taşıdık. Daha sonra cenazeyle gitmemize izin verilmedi. Cenaze 10 gün boyunca Şırnak Devlet Hastanesinde kaldı."  
 
'Ne görgü tanıkları dinlendi ne de olay yeri incelemesi yapıldı' 
 
Daha sonra oğlu Mehmet Yılmaz'ın arandığını ve cenazenin Cizre Devlet Hastanesi morgunda olduğunu, alınmaması halinde kimsesizler mezarlığına defnedileceğinin söylendiğini anlatan Ömer, "En fazla 2 kişi gelebileceğimizi söylediler. Bunun üzerine 2 kişiyle defin olamayacağını en az 4-5 kişiyle gelebilmemize müsaade edilmesini talep ettik. Ancak bizi telefonla arayan polis memurları, bu talebimizi reddettiler. Biz de can güveliğimiz olmadığı için gidemedik. Daha sonra cenaze biz olmaksızın defnedildi. Eşim Zeynep vurulduğu anda gelinim Sıdıka Yılmaz oradaydı ve vurulma anını görmüş. Biz gelinim Sıdıka ile aynı evde ikamet etmekteyiz. Bu olayla ilgili görgü tanıkları dinlenmediği gibi herhangi bir olay yeri incelemesi de yapılmamıştır. Cenazemiz biz olmaksızın defnedildiği için tarafımızda otopsi raporu da bulunmamaktadır" dedi.