ŞIRNAK- Cizre bodrumlarında katledilen Tuba Eminoğlu'nun ölümüne ilişkin ailesi tarafından yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma, Tuba'nın ateş başında çekilen ve tarihi kesin olmayan fotoğrafı "örgüt üyeliği" gerekçe gösterilerek takipsizlikle sonuçlandırıldı.

 

Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015'te ilan edilen sokağa çıkma yasağından sonra yaşanan çatışmalarda yüzlerce kişi katledildi. Kamuoyunda "Cizre bodrumları" diye anılan 200'den fazla insanın katledildiği bodrumlar ile ilgili başlatılan soruşturma süreçleri ya birkaç sayfalık gerekçeli kararlarla takipsizlikle sonuçlandı ya da tozlu raflara kaldırıldı.

 

Takipsizlik kararı verilen dosyalardan biri de üniversite öğrencisi Batmanlı Tuba Eminoğlu'nun dosyası. İki gizli tanık beyanı ve ( silahsız) olduğu bir fotoğrafın delil olarak gösterildiği dosyaya takipsizlik verildi. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından önce görevsizlik daha sonra da kovuşturmaya yer yok kararı verildiği dosyada, Tuba'nın ölümüyle ilgili sadece gün içinde yapılan ev araması raporu bulunuyor. 300 sayfalık dosyanın sadece 10'a yakın sayfasında Tuba ile ilgili bilgilere yer veriliyor.

 

DEM-GENÇ faaliyetleri suç!

 

Cenazenin bulunduğu gün, otopsi raporu ve defin ruhsatına yer verilen birkaç sayfa dışında geriye kalan bütün sayfalarda Tuba'nın DEM-GENÇ'in faaliyetleri ve sosyal medya paylaşımlarına yer verildi.

 

Cenaze tamamen yandı

 

Dosyada, 10 Şubat 2016 tarihinde Cudi Mahallesi Niran Sokak'ta bulunan 7 (C-3158) numaralı binada yapılan arama sırasında bu alanda 8 cenazenin bulunduğu, onun dışında toplamda çıkarılan 12 cenazenin zırhlı araçlarla hastaneye götürüldüğü bilgisi yer alıyor. Bu cenazelerden birinde yapılan ölü muayene ve otopsi raporunda tamamen yanmış halde olduğu için doku ve kan örneğinin alınamayan cenazelerden biri Tuba Eminoğlu'na ait.

 

Kimsesizler mezarlığına defnedildi

 

Tuba'nın cenazesi üzerinde yapılan otopsi sonucunda kayıtlara, ölüm nedeninin kesin olmadığı ve vücudundan geriye kalan göğüs bölgesinin ağırlık miktarı yazıldı. Otopsinin ardından Habur Sınır Kapısı'nda bulunan kimsesizler mezarlığına defnedilen Tuba, babasının verdiği DNA örneğinin ardından Batman'a götürülerek defnedildi.

 

İki gizli tanığın bulunduğu dosyada, "Batıkan" ve Metin Yümlü isimli tanıkların, "Kendisi öğrenci ve DEM-GENÇ üyesi olarak çatışmalarda dışarıdan geldiğini bilmekteyim" ifadelerine yer verildi.

 

Fotoğraf örgüt üyeliği kanıtı sayıldı!

 

Yasak devam ettiği sırada cenazelerin alındığı bir evde bulunan hafıza kartının bulunduğu bilgisinin yer aldığı dosyada, söz konusu kartta Tuba Eminoğlu'nun ateş başında çekilen bir fotoğrafının bulunduğu belirtildi. Ne zaman çekildiği konusunda bir kesinlik olmamasına rağmen polislerin tarihleriyle oynayarak çatışmaların yaşandığı tarihler arasına ayarladığı fotoğraf da kovuşturma kararına gerekçe gösterildi.

 

'Ateşin başında otururken çekilen fotoğrafı…'

 

Savcılık, gizli tanık ifadeleri ve ateşin başında otururken çekilen fotoğrafı gerekçe göstererek, kovuşturma kararı verdiği dosyada, "Ölü olarak ele geçirildiği yerde çok sayıda silah bulunması ve Tuba Eminoğlu dışında 7 cenazenin daha bulunması… Bölgede yine çok sayıda kalaşnikov silahlar ve şarjörleri, kalaşnikov mermi kovanları ele geçtiği… Bütün bunlar göz önüne alındığında Tuba Eminoğlu'nun PKK üyesi olduğu, Cizre ilçesinde PKK doğrultusunda hareket ettiği… İlçede sözde öz yönetim doğrultusunda silahlı faaliyet gösterdiği…" ifadelerini kullandı.

 

Örgüt üyesi öldüren polise ceza verilmez!

 

Gerekçenin devamında şu ifadelere yer verildi: "Güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyon esnasında öldürüldüğü değerlendirilen Tuba Eminoğlu'nun ölümünde güvenlik güçlerinin yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda almış oldukları operasyon emrini yerine getirdikleri, bu emrin yerine getirilmesi esnasında kendilerine güvenlik güçlerine ve sivil halka örgüt mensuplarınca yöneltilen, gerçekleşen gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız saldırıları o anda hal ve koşullara göre… Bir hukuka uygunluk olduğu dosyadaki delil durumundan da anlaşılacağı gibi örgüt üyesi olduğu anlaşılan kişiyi öldürenlere ceza verilemeyeceği anlaşılmıştır."