Fadime Çelebi: Barış demeye devam edeceğiz

  • 13:28 19 Temmuz 2018
  • Hukuk
ANKARA - Efrîn operasyonunu eleştirdikleri için yargılanan siyasetçilerden ESP Başkanvekili Fadime Çelebi, siyasi iktidarın isteği üzerine yargılandıklarını belirterek, 5 yıl değil 5 bin yıl ceza verilse de barış demeye devam edeceklerini belirtti. 
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve Barış Akademisyeni Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanvekili Fadime Çelebi’nin tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasında yargılananlar savunma yapmaya başladı. Kimlik tespitinin ardından avukat Pınar Aydemir, davada tutuksuz yargılanan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Musa Piroğlu, Serpil Kemalbay ve Tülay Hatimoğulları’nın milletvekilli seçildikleri için yargılanmalarının durdurulmasını istedi. 
 
Mahkeme heyeti ise, talebin daha sonra değerlendirilmesine karar verdi.
 
‘İktidar intikam alma duygusu güdüyor’
 
Duruşmada ilk olarak tutuklu yargılanan Fadime Çelebi savunma yaptı. Fadime, yarın üçüncü yılını geride bırakacak Suruç Katliamı’nın yıldönümünü hatırlatarak, patlamada yaşamını yitirenleri anarak savunmasına başladı. 9 Şubat’tan bu yana 5,5 aydır tutuklu bulunduğunu hatırlatan Fadime, “Özellikle yaptığımız basın açıklaması yıllardır yaptığımız açıklamalardır. Ben yıllardır ESP’de siyaset yapıyorum. Genel başkan yardımcısıyım, yıllardır kadına dönük her türlü saldırıya karşı sokakta oldum. Gelinen noktada siyasi iktidarın intikam alma duygusu güttüğünü söyleyebilirim” ifadelerini kullandı. 
 
‘5 yıl değil 5 bin yıl da verilse de barış demeye devam edeceğim’
 
Açıklamayı savaşa karşı oldukları için yaptıklarını söyleyen Fadime, şöyle dedi: “Efrîn operasyonu, kadınların öldürülmesi, çocukların öldürülmesidir. Ben de bir anneyim. Tarih savaşın acısını yazmıştır. Bugün Efrîn halkı ile Türkiye halkları arasında herhangi bir sorun yoktur. Yaptığımız basın toplantısının içeriği barışa, halkların kardeşliğine dair bir metindi. Ancak siyasi iktidarın bu operasyonla bir dizi rant elde etmiş olduğunu da gördük. Bir birey olarak da bunu söylemeye devam edeceğim; barış halkların geleceğidir, kadınların ölmemesidir, çocukların özgür yaşamasıdır. 5 yıl değil 5 bin yıl da verilse bunu söylemeye devam edeceğim. Bunun suç olduğunu düşünmüyorum.”
 
‘Bu davanın gerçek bir hükmü yok’
 
Fadime, Türkiye’deki siyasi gelişmelere bağlı olarak yaptıkları açıklamaların delil olarak gösterildiğini belirterek, “Siyasi partilerin gerçek anlamda siyaset yapma hakkı nerede kalıyor? Bugün tek partili sisteme mi geçmiş durumdayız. Sadece siyasi iktidar mı çalışmasını yürütecek? Bu davanın gerçek anlamda bir hükmü yok. Siyasi iktidar istediği için bugün buradayız. Bu davanın derhal düşmesini istiyorum” diyerek, savunmasını tamamladı.
 
‘Suç işlediğimizi kabul etmiyoruz’
 
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eş Sözcüsü Kezban Konukçu Kok da savunmasında, Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olan HDP’nin bir bileşeni olduklarını ve açıklamanın da HDP’nin büyük kongresi öncesinde yapıldığını anımsattı. Kezban, kongre öncesi yaptıkları tartışmalar üzerine ülkede yaşanan süreçle ilgili fikirlerini açıklama özgürlüğünü kullanarak bir açıklama yaptıklarının altını çizdi. Açıklama içeriğinin tamamen barış yanlısı olduğuna dikkat çeken Kezban, itham edilen suçlamayı kabul etmediğini vurguladı. 
 
Her zaman barıştan yana duruş sergilediklerini kaydeden Kezban, “Yine dosyada ‘işgal’ kavramı üzerinde durulmuş. Bir ülkenin başka bir ülkenin sınırlarını işgal etmesi evrensel hukukta işgal olarak tanımlanmaktadır” diye belirtti. 
 
Onur Hamzaoğlu’nun savunmasının ardından Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşbaşkanı Özlem Eylem Tuncaeli çok kısa yaptığı savunmasında, “Barışı savunmak benim en temel doğrumdur” diyerek, yaptıkları açıklamanın savaş karşıtlığı üzerinden partisinin program ve tüzüğünde olduğuna dikkat çekti.  
 
‘Söylemlerimiz terörize ediliyor’
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Hacer Özdemir ise, DBP’nin iki eş genel başkanı Mehmet Aslan ve Sebahat Tuncel’in de siyasi faaliyetlerinden dolayı yargılandığını ifade ederek, DBP’nin de binlerce üye ve yöneticisinin tutukluluğuna işaret etti. “Kürt sorunu çözülmedikçe buna benzer yargılamalar olacak” diyen Hacer, “Demokratik siyasetin önünün tıkılması noktasında geldiğimiz aşama bizi kaygılandırıyor. Türkiye açık bir cezaevine dönüştü. Muhalif olarak kabul görülmüyor ve söylemlerimiz ‘terörize’ ediliyor. Siyasi iktidar politikalarımızı beğenmiyorsa eleştirebilir ama hukuken yargılama konusu yapılması bu ülkenin ayıbıdır” dedi.
 
Hacer’in savunma yapmasıyla yargılananların savunması sona erdi. Duruşmaya ara verildi. Duruşmaya müdafi avukatlarının savunmasıyla devam edilecek.