ŞIRNAK - Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un ölümü ile ilgili başlatılan soruşturmaya verilen takipsizlik kararının ardından, avukatları Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

 

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 ile 2 Mart 2016 tarihleri arasında ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında, onlarca kişi ile birlikte mahsur kaldığı evin bodrumunda katledilen Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un ölümüne ilişkin açılan soruşturmaya Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16 Nisan günü takipsizlik kararı verilmişti. Ardından ise dosya, Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Mehmet Tunç’un ailesinin avukatları tarafından 5 Haziran’da yapılan itiraz başvurusu da 13 Haziran’da reddedildi. Avukatlar, itiraza verilen ret kararının arından dün Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.

 

AYM’ye tedbir başvurusu da yapılmıştı

 

Yaptıkları itirazın bir hafta gibi bir süre içinde reddedildiğini söyleyen Özgürlükçü Hukukçular Platformu’ndan (ÖHP) Avukat Newroz Uysal, “Ret üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptık” dedi. Yasak sürecinde, Mehmet Tunç ve aynı bodrumlarda katledilenler için AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptıkları tedbir kararı başvurusunu hatırlatan Newroz, “Bu kişilerden birinin katledilmesinin ardından yeniden farklı bir başvuruyu önlerine götürmek hukuksuzluğun boyutunu ve yargının etkisizliğini göstermektedir” diye konuştu.

 

Mehmet Tunç’un yaşamını yitirmeden önce Özgür gün TV, IMC, Sterk ve Med Nuçe televizyonlarına bağlanarak, yaralıların durumu hakkında bilgi verdiğini hatırlatan Nerwoz, “Cenazesi en son konuşmasını yaparken bildirdiği Cudi Mahallesi Niran Sokak’taki (2’nci bodrum) adreste yanmış halde bulunurken TV’lerde verdiği bilgilerin doğruluğu soruşturmalardaki bilgilerle ortaya çıkmıştır” dedi.

 

Soruşturma böyle yürütüldü

 

Soruşturmada takipsizliğe giden süreci değerlendiren Newroz, “Savcılık ilk yapması gereken araştırmaları halen yapmamış. Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün tutanak ve belgeleri, tamamına hiçbir zaman erişemediğimiz telsiz tutanakları, olduğu söylenen ama bir türlü tarafımıza verilmeyen olay yeri görüntüleri, gerçekte varlığı öğrenilemeyen gizli tanık beyanları ve benzeri belgeler ile soruşturmalar yürütülüp sonuçlandırılıyor” şeklinde konuştu.