Çağlayan Adliyesi’nden haykırdılar: Mücadeleden geri adım atılmayacak

  • 12:44 16 Temmuz 2018
  • Hukuk
İSTANBUL - Tutsak gazeteciler İsminaz Temel, Havva Cuştan ile avukatlar Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş ilk kez hâkim karşısında. Duruşma öncesi yapılan açıklamada, ne olursa olsun mücadeleden geri adım atılmayacağı vurgusu yapıldı.  
 
İstanbul'da 19 Ekim 2017 tarihinde Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) üyeleri ile Etkin Haber Ajansı (ETHA) çalışanlarına yönelik düzenlenen operasyonda tutuklanan gazeteciler ve avukatlar, 9 ay sonra ilk kez hâkim karşısında. ETHA’nın tutsak editörü İsminaz Temel, muhabiri Havva Cuştan ile EHB avukatlarından Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş’ın “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandıkları davanın İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan ilk duruşması öncesi basın açıklaması düzenlendi. Adliye binası önünde yapılan açıklamada, “Özgürlük”, “Özgür basın susturulamaz”, “Tutuklu gazetecilere özgürlük”, “Sendikamızın avukatları Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar’a özgürlük” pankartları açıldı.
 
Ayrıca tutsak avukat ve gazetecilerin fotoğraflarının da taşındığı açıklamada, “Özgür basın susturulamaz”, “Bize gücünüz yetmez biz kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atıldı.Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Musa Piroğlu, Gülistan Kılıç, Züleyha Gülüm, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, ESP MYK üyeleri, DİSK Limter-İş Sendikası, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) ile çok sayıda platform ve basın emekçisi destek verdi.
 
‘Yaşam hakkı’ savunuculuğu yaptıkları için hedef alındılar 
 
EHB adına açıklamayı yapan Can Tombul, tutuklamaların esas gerekçesi hakkında bilgi vererek, mesleğe ilk başladıkları andan itibaren gözaltında kaybedilenlerin, katledilen, şiddet gören kadınların, hapishanelerde işkence görenlerin avukatlıklarını yaptıkları için yargılandıklarını söyledi. Can, “Soma katliamında, Diyarbakır, Ankara, Suruç, İstanbul bombalı saldırılarında yüzlerce insanın yaşamını elinden alan failleri ve bu faillerle kurulan ilişkileri sorgulayan gazeteciler. Yazarlar ve araştırmacılar gibi meslektaşlarımız da 'yaşam hakkı’ savunuculuğu yaptıkları için siyasi iktidarın her zaman hedefinde olmuşlardır” dedi.
 
‘Özgür basını tutuklamalarla yıldıramazsınız’
 
Açıklamanın ardından konuşan ETHA çalışanı Ebru Yiğit, şöyle dedi: “Gerçekleri halka ulaştırma iradesinin ve vicdanının yargılandığına tanık olacağız. Biliyoruz ki bir klasik olarak arkadaşlarımız bu iktidarın zulmünü insanlara ulaştırdığı için yargılanacak. Arkadaşlarımız bu zulme karşı çıkmanın insanlık vicdanı olduğunu onların yüzüne haykıracak. ETHA olarak ilk kez bu sansürle karşı karşıya kalmıyoruz. Bu ülkedeki onlarca basın kuruluşu gibi yayın hayatına başladığımız ilk günden itibaren gerçekleri hakla ulaştırmak istediğimiz için susturulmak istendik. Ancak iktidar bir türlü şunu anlayamadı, ETHA’yı, özgür basını gözaltı ve tutuklamalarla yıldıramazsınız. Çünkü ETHA gücünü iktidardan değil iktidarın yandaş medyasından değil gerçeklerden, halktan ve gerçekleri ulaştırma vicdanından alıyor. Dolayısıyla bu saldırıların boşuna olduğunu söylüyoruz özgür basın susmayacak.”
 
‘Avukatlarımızın yanındayız’
 
Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) İstanbul Eşbaşkanı İlknur Alcan da, bu davayı OHAL’den sonra yapılan baskılardan ayırmadıklarını söyledi. ÖHP olarak Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar’ın yanında olduklarını vurgulayan İlknur, Sezin ve Özlem’in kadın hak mücadelesi ve ezilenlerin hak mücadelesinden yer alan avukatlar olduğunun altını çizdi. İlknur, “Siyasi iktidar kendisine tabi avukatlar yaratmaya çalıştıkça direnen avukatları baskı tehdidiyle karşı karşıya bırakıyor. Biz OHAL’den sonra kapatılan bir derneğiz. Bu davayı da bu durumdan ayrı tutmuyoruz. Bundan sonra da meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 
 
‘Arkadaşlarımızı almaya geldik’
 
HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç ise, yine Çağlayan’da olduklarını dile getirerek, “Aslında buralar artık bizim kalıcı yerlerimiz haline getirilmeye çalışılıyor. Her gün haksız hukuksuz tutuklamalara tanıklık ediyoruz. Belki adresler değişiyor bir gün çağlayanda bir gün İzmir’de bir gün Diyarbakır’dayız. Ama ne yazık ki yapılan hukuksuzlukların içeriği değişmiyor. İktidar bu ülkenin hukuk sistemini lağvetti bizlerde bu sisteme karşı direniyoruz. Birkaç gün önce de Leyla Güven’in duruşmasındaydık bir önceki celsede alınan tahliye kararına yapılan itiraz üzerine yeniden tutuklandı. Bir sonraki mahkeme kendi aldığı kararı bile inkar etti. Biz böyle absürt uygulamalar içerisinde hala hukuk adalet eşitlik mücadelemizi yılmadan devam ettireceğiz. Dayanışmamızı artıracağız. Biliyoruz ki bu karanlık günleri hep beraber aşacağız. Arkadaşlarımızı almaya geldik. 9 aydır süren bu hukuksuzluğa mahkeme heyetinin tahliye kararı vererek adım atmasını bekliyoruz. Bu noktada da iradeli bir şekilde sürecin takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı. 
 
Açıklamanın ardından davanın görülmeye başlandığı duruşma salonuna geçildi.