
Nusaybin davasında 5’inci gün: İşkence eden polis duruşmada
- 13:26 20 Nisan 2018
- Hukuk
MARDİN- Nusaybin'de yasak esnasında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 50 kişinin duruşması 5'inci günde devam ediyor. Tutsaklardan birinin gözaltına alındıktan sonra kendisine işkence eden polisin mahkeme salonunda olduğunu söylemesi üzerine gerginlik yaşandı. Yaşanan gerginlik sırasında mahkeme heyetinin koruması olduğu öne sürülen polis, avukatın üzerine yürüdü.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde özyönetim ilanı sonrası yaşanan çatışmalar sırasında 26 Mayıs 2016 tarihinde tahliye edildikten sonra tutuklanan 50 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşması 5'inci günde devam ediyor. Mardin 4'ncü Ağır Ceza Mahkemesi SGK binasında yapılan duruşma avukat ve tutsak savunmaları ile devam sürüyor. Duruşma sırasında bir tutsağın kendisine işkence eden bir polisin mahkemede olduğunu söylemesi üzerine salonda kısa süreli gerginlik yaşandı. Yaşanan gerginlik sırasında mahkeme heyetinin koruması olduğu öne sürülen polis, avukatın üzerine yürüdü.
'Yapılan yargılama hukuki değildir'
Duruşmada müvekkilli hakkında savunma yapan Avukat Newroz Uysal, öz yönetim ilanının hukuki anlamda tek başına terörize edilemeyeceğini ifade etti. Newroz, "Tutsaklar ciddi anlamda işkencelerden geçmiştir. Müvekkillim o gün bana ‘işkence eden polis geliyor yanıma oturuyor ve mahkemeyi saatlerce öyle izliyor’ dedi. Buraya adalet için geliyor ama işkencecisi yanında oturuyor. Bu şekilde müvekkillin yargıya güveni kalmıyor. Bu da yargılamanın hukuki olmadığını en iyi şekilde gösteriyor. Her sanık işkence altında ifade vermiş. İşkence altında verilen ifadeler hukuka aykırı mı değil mi? Biz bunun için avukatlar olarak farklı arayışa gireceğiz" dedi.
'Şüphe üzerine yargılama olmaz'
Müvekkilli için hazırlanan iddianamenin kopyala-yapıştır ile hazırlandığını dile getiren Newroz, " İddianamenin sonunda farklı tarihlerde Fırat, Dicle, Yenişehir ve Abdülkadirpaşa mahallesinde yapılan aramalar ile birçok şey ele geçirilmiş. Bunların hepsi arasında teknik inceleme yapıldığına dair bir bilgi var ama teknik inceleme hakkında bir şey dosyaya eklenmemiş. Bulunan şeylerin kime ait olduğu bilinmiyor. Bu da şüphedir ve kanunda da şüphe üzerinden sanıkların yargılanamayacağı yazılıdır. Bir diğer nokta iddianamede tespitler var, değerlendirme kısmı var olay yeri incelemesi yapılmadığına ilişkin, ama o kısımdan hemen sonra bulunan tüm malzemeler doğrudan bu dosya ile ilişkilendirmiş. O malzemeler ile birlikte de dosyada bulunan herkes şüpheli olarak yargılanıyor. Şu ana kadar burada 14 kişi işkence altında ifade verdiğini savunmalarında da dile getirdi. Bu işkence için de cezai ehliyet araştırması istiyoruz" diye konuştu.
'Kimin emriyle bizi yargıladığınızı çok iyi biliyoruz'
Daha sonra kürsüye çıkan tutsak Enes Taşkın ise, “AKP ve MHP'nin 67 maddelik bir yasayı nasıl ki tek bir torbadan geçiriyorsa bizim de yargılanmamız bu kadar komik bir durumdur” diyerek savunmasına başladı. Enes, "Hangi heyetinizin bunu neden yaptığını, bize nasıl baktığını çok iyi biliyoruz. Arkadaşlarımıza savunma yapın diyorlar sonrada savunmasını yarım bırakıyorlar. Madem savunmalar bu kadar zorunuza gidiyor neden hepimizi 300 sayfalık bir iddianame ile bir arada yargılıyorsunuz? Şu an mecliste olan zihniyet burada da var. Hangi ahlak ve hukukla burada yargılama yaptığınızı bildiğim için benim burada söyleyeceklerim bu kadardır" dedi.
'İki yıldır hangi suçla tutuklu olduğumu bilmiyorum'
Ardından Mardin E Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Nurşan Demir (45), ise daha önce yaptığı savunmasını aynen tekrar ettiğini dile getirdi. İki yıldır hangi suçtan dolayı tutuklu bulunduğunu bilmediğini söyleyen Nurşan, "İki yıldır neden buradayım onu bile bilmiyorum. Hukuk varsa çıkarsınlar bizi eğer yoksa da vicdanları harekete geçsin. Bir suçum varsa bana parmak izlerini, belgelerini, görüntüleri göstersinler ki ben de kendi suçumu bileyim. Somut deliller ile neden tutuklu olduğumu söylesinler. İki yıldır çocuklarımdan uzağım. Onlar da psikolojik olarak yaşadıklarımdan etkileniyorlar. Çocuklarım okula dahi gidemiyor. Benim tutuklanmam ile bu savaş bitecek, bu kan duracaksa o zaman tutuklu kalayım. Bu tutukluluk ailemin üzerinde de büyük sorunlara neden oluyor. Tahliye ve beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
'Osmaniye'den buraya getirilirken darp edildik'
Daha sonra savunma yapan tutuklu Ömer Faruk Engin ise şunları kaydetti: "İki yıldır neden tutuklu olduğumu bile bilmiyorum. İddianame elime bile ulaşmadı. Cezaevinde de üzerimizde çok baskı var. Osmaniye 2 Bolu T Tipi’nde müdür ve başgardiyan emri altında gardiyanlar bize saldırdılar ve bizi hastaneye götürmediler. Ben şu an için bunları söyleyebilirim. Dün burada bir arkadaşımızın savunması yarıda kesildi. Mademki siz bu kadar adalet ve hukuku önemsiyorsunuz iki yıldır yaralı olan arkadaşlarımız var. Hukuk varsa onlar neden tedavi edilemiyor. Osmaniye'den buraya gelirken de darp edildik. Şu an neden evinizde kaldınız denilerek yargılanıyoruz. Sokağa çıkma yasağı insanların evini terk etmesi gibi bir yasak olsa herkes çıkar ama neden çıkmadığımız için yargılanıyoruz?”
'Dört defadır aynı dosyadan savunma veriyorum'
Aynı dosyadan dör kez savunma yaptığını dile getiren Avukat Gülbin Şahin ise, "Ortalama 300-400 bir iddianame ama benim iki müvekkillim ve diğer bütün sanıklara ilişkin iddianamede bir sayfa var. Dosyanın bize ve müvekkillimize tebliğ edilmesini istiyorum. İki müvekkilim sadece tanık beyanları ile yargılandıkları için şu anda tutuklu. Ve 70 gün boyunca da yasakta zor durum altında kaldılar. Ama bunun en kötü hali de sonrasında yapılan işkencedir. Müvekkilim Nurşan Demir 40 yaşlarında 5 çocuğu olan en büyük çocuğu 3'ncü sınıfa giden bir kadın. Nurşan Demir hakkında teşhis tutanağı yaptırılmak istenmiş ama hakkında eski bir suç olmadığı için Nurşan Demir'in o gün çektiği fotoğraf dosyaya eklenmiş. Görüntü ve teşhis tutanaklarını daha önce de talep ettik şimdi de ediyoruz. Taleplerin bilirkişi tarafından incelenmesi istiyorum. Dosyada tutukluların beyanları dışında başka bir beyan yok ama dosyada gizlilik kararı var" dedi.
İşkence eden polislerden biri mahkemede!
Daha sonra söz alan tutsaklardan Özgür Sevim, lavaboya götürülürken gözaltında kendisine işkence eden polislerden birinin şu an salonun dışında oturduğunu söyledi. Bunun üzerine söz alan avukatlar kişinin teşhis edilmesini istemesi üzerine mahkeme başkanı, "Salon dışında ise ben ne yapayım?" şeklinde yanıt verdi. Polisin kimlik tespiti yapmasını isteyen avukatlara söz almadıkları gerekçesi ile mahkeme heyeti "Seni dışarı atarım" şeklinde tehdit etti. Devam eden avukatın üstüne mahkeme heyetinin koruması olduğu öğrenilen bir polis "Neden başını sallıyorsun" diyerek yürüdü. Tartışma esnasında yaşanan gerginlik sırasında tutsaklar da tepki gösterdi.
Yaşanan gerginlikten sonra mahkeme heyeti duruşmaya 15 dakika ara verdi.
Aranın ardından savunmasını yapan İbrahim Karataş, “Gaspçı ve hırsız devletten hiç bir beklentim yoktur. Beni yargılayacak olan da sadece halkımdır. Sizden ve mahkemenizden en ufak bir beklentim yoktur” dedi.
‘Mahkemenizden bir beklentim yoktur’
Tutsak İlyas Doğan da, "Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınıyorum. Efrîn işgalini de lanetliyorum. İddianamede bizim 80 asker ve polis öldürdüğümüz söyleniyor. Hani nerde parmak izlerimiz? Nerde bir delilleri varda bunları söylüyorlar. Belki onların yanındakiler bile onları öldürmüş olabilir ama biz yargılandığımız için bizle dalga geçer gibi siz yaptınız her şeyi diyorlar. Sizin ne yargınızdan ne de mahkemenizden bir talebim yoktur. Bu yaşananlara karşı da asla sessiz kalmayacağımızı bilsinler. Yaşamak direnmektir” diyerek savunmasını sonlandırdı.
Duruşma savunmalar ile devam ediyor.