
Nusaybin davasında 3'üncü gün sona erdi
- 17:24 18 Nisan 2018
- Hukuk
MARDİN - Nusaybin davasının 3'üncü gününde de savunmaları tamamlayan tutsaklar, özyönetim modelini ve yaşadıkları işkenceleri mahkeme heyetine anlattı. Savunmasını yapan Nurullah Akyüz, "Katliam ve acıların gerçek yüzünü görmek istiyorsanız Kürtlerin geçmişine bakın" diyerek hayata geçirilen saldırılara dikkat çekti.
Nusaybin davası verilen öğlen arasının ardından savunmalar eşliğinde devam etti. Kaldığı yerden savunmasına devam eden Nurullah Akyüz, halkın gerçekliğini öğrenmek isteyenlerin şuan ki iktidarın ve devlet sisteminin gerçek yüzünü görerek Kürt tarihine bakması gerektiğinin altını çizdi.
Nurullah savunmasının devamında şunları kaydetti:
"Katliamların gerçek yüzünü görmek istiyorsanız Kürtlerin çekmiş olduğu acılara bakın. Kürt halkının günümüzdeki yaşam koşulları da birçok şeyi gözler önüne seriyor. Birleşmiş Milletler yasalarına göre de Kürt halkı dünya da devleti olmayan en büyük halk konumundadır.
'Kürtler tarih boyunca büyük bir direniş sergiledi'
Bütün dönemlerde tarih Kürtlerin mücadeleler ile dolmuştur. Kürt halkının mücadelesi her zaman zorbalığın ve zulmün karşısında olmuştur. Bu geçmişten beri de devam ediyor. Bugün Rojava devrimi ile Kuzey Suriye de yürütülen mücadele, her ne kadar güncel ise de o kadar da tarihidir. Rojava halkı büyük bir mücadele ile düşmanına karşı savaştı. Eğer ön yargılardan bağımsız bir şekilde bakılırsa orada ki hakikat ve direniş en net şekilde görülüp anlaşılacaktır."
Tercüman yüzünden savunma yarıda kaldı!
Kürtçe savunma veren Nurullah, tercümanın söylediklerinin eksik çevirdiğini söyledi. Bunun üzerine mahkemeye başka bir tercüman talep eden avukatlar, tercümanın değiştirilmesini istedi. Nurullah, savunmasını daha iyi bir tercüman geldiğinde yapacağını söyleyerek yerine oturdu. Mahkeme heyeti avukatların iyi bir tercüman bulunması yönünde ki taleplerine de "Siz seçin bakın" yanıtı verdi.
'Tecridi kınıyor ve lanetliyorum'
Tercüman krizinden sonra kürsüye çıkan Medya Çınar ise, Kürtçe savunmasını yazılı verdi. Rojava'da DAİŞ'e karşı savaşırken yaralandığını ve daha sonra da tedavisi için Nusaybin'de geldiğini söyleyen Medya, tedavi sürecinin öz yönetime denk geldiğini ifade etti. Medya, Nusaybin'den bu yüzden çıkmadığını belirtti. Yazılı savunması dışındaki sözlerine PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınayarak başlayan Medya, "Rojava'da Kürt halkı üzerine yoğun baskılar var. Cezaevinde tedavim yapılmıyor. Bu saldırılara karşı ilk olarak kadınlar büyük bir direnişle alanlara çıktı. Bütün bu saldırılara karşı birleşmiş milletler bir şey yapmadı. Eğer orada YPG ve YPJ bir mücadele vermemiş olsaydı belki burada bile DAİŞ insanları katledecekti. Bunun için ben de bu saldırılara karşı mücadelenin içine girdim. Ben de orada yaralandım. Benim tedavi sürecim de öz yönetim sürecine denk geldi. Bu şekilde Nusaybin'de kalıp orada çıkamadım" dedi.
'Cezaevinde tedavim yapılmıyor'
İlan edilen öz yöntemin bütün dünya halkları tarafından kabul görülen ve talep edilen bir sistem olduğunu vurgulayan Medya, "Ben Nusaybin'de kaldığım zaman bir şey yapmadım. Yaralı olduğum için oradan çıkamadık. Orada alındığımızda da çok büyük bir işkence ile yüz yüze bırakıldık. Yapılan işkenceler sırasında arkadaşlarımızın çığlıkları geliyordu ama biz bir şey yapamıyorduk. Elimi kelepçelerken polisler benim elimi kırdı. Önceden verilen ifadeler de onların kendi yazdıklarını ifadelerdir. Emniyete bize yapılan işkenceler cezaevine girene kadar devam etti. Emniyette kadın polis bunları imzala bırakılacaksın dedi. Benim elimden de bir şey gelmediği için ben de iradem dışında bir dilekçe yazdım. İddianamelerde benim söylemediğim halde onlarca şey geçti. Ben bunları kabul etmiyorum" diye vurguladı.
Duruşmaya 10 dakikalık ara verildi.
'En ağır işkenceleri görmüş biri olarak savunmamı veriyorum'
Verilen aranın ardından savunma yapan İbrahim Toktaş ise, gözaltında cinsel işkenceye maruz kaldığına dikkat çekti.
İbrahim savunmasında şunlara dikkat çekti:
"Polis sorgusundaki ifadem işkence altında alındı. Bu ifadeler baz alınarak oluşturulan iddianame gerçeği yansıtmamaktadır. Copla en iğrenç işkencelerden geçmiş biri olarak şu an karşınızda bulunuyorum. Ve savunmamı böyle veriyorum.
'Sahte özgürlük yaşayanlar derinleşmiş kölelik yaşar'
Sahte özgür bireyler özünde en derinleştirilmiş köleliği yaşar. Kapitalist bireycilik toplumu şekillendirir. Bu hastalıklı bir sistemdir. Buna karşı demokratik ulus daha özgür ve komün içinde bir yaşamdır. Önemli olan bireyin komün yaşam içinde yaşamasını bilmesidir. Demokratik olmayana bir yapı komün olamaz komün olmayan bir ulus da demokratik değildir."
Bugün de sona eren duruşma yarın devam edecek. Yarın mahkeme heyeti savunmalar ışığında savcılıktan mütalaa alacak.