
İstinaf cezayı yetersiz buldu bozdu, mahkeme istismar zanlısını yine tutuklamadı
- 09:08 17 Mart 2018
- Hukuk
DİYARBAKIR - Diyarbakır’da 14 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunduğu için 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 18 yaşındaki D.Ö., Şubat 2017 tarihinde 7 buçuk yıl hapis cezası verildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı karara itiraz ederek, dosyayı İstinaf Mahkemesine gönderdi. İstinaf mahkemesi ise kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılama sonucunda çocuğun beyanlarını esas alan mahkeme sanık D.Ö.’ye 15 yıl hapis cezası verdi.
Diyarbakır’da 14 Nisan 2016 tarihinde 14 yaşındaki çocuk, 18 yaşındaki D.Ö. tarafından cinsel istismara maruz bırakıldı. Çocuğun istismarı ailesine anlatmasıyla başlatılan soruşturma kapsamında D.Ö., aynı yılın 21 Nisanı’nda gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından D.Ö. hakkında 15 yaşından küçük çocuğa karşı “Cinsel istismar” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçları hakkında iddianame hazırlandı. Savcılık iddianamesinde D.Ö.’nün 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasını belirtti.
İlk duruşmada serbest
İddianamenin Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesinin ardından 8 Kasım 2016 günü davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada ifadesi alınan tutuklu sanık D.Ö., suçlamaları kabul etmediğini, çocuğa fiziki bir müdahalesi olmadığını iddia etti. Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay, sanığın tutuklu yargılanmasını istedi. Savcılığın da sanığın tutukluluk halinin devamını talep etmesi üzerine mahkeme ise uzun tutukluluk sürelerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi uygulamaları ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlali olduğu gerekçesiyle, sanığın tahliyesine karar verdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Remzi Atalay, sanığın serbest bırakılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, karara yönelik yaptığı itiraz reddedildi.
‘Saygın tutum’ indirimi uygulandı
Davanın 27 Ocak 2017’de görülen 3.duruşmasında kararını açıklayan mahkeme heyeti, D.Ö.'yü "Çocuğun cinsel istismarı" ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 9 yıl hapis cezasına çarptırdı. Cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkileri ve sanığın duruşmadaki “saygın tutumu” indirime gerekçe sayan mahkeme heyeti, D.Ö.'nün cezasını 7 buçuk yıla indirdi.
Dosya İstinafa gönderildi
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve sanık avukatı, kararın açıklanmasının ardından hükmün yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek dosyayı İstinaf mahkemesine gönderdi. Dosyayı değerlendiren Antep Bölge Adliye Mahkemesi 17'nci Ceza Dairesi, 6 Nisan 2017 tarihinde hükmün bozulması ve yargılamanın yeniden yapılmasına karar verdi. İstinaf Mahkemesi kararında, “çocuğun basit cinsel istismarı” suçunun “sarkıntılık” suretiyle işlenip işlenmediği, “suçun nitelikli halinin oluşup oluşmadığı”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçunun “temel veya nitelikli hallerinden” hangisinin oluştuğunun açıklanması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu belirtti. Sanık D.Ö.'ye “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan ek savunma hakkı tanınmadan ceza verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması olduğu ifade edilen kararda, sanık avukatı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden, hükümlerin bozulmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesini karar verdi.
‘Kızım eğitimine devam edemiyor’
İstinaf Mahkemesi'nin bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada, ifadesi alınan çocuğun annesi şikayetçi olduğunu belirterek, "Kızım o akşam eve geldiğinde yüzü kıpkırmızıydı. Kendisinin hasta olduğunu düşündüm. Ancak kızım 4 gün boyunca sürekli ağladı. Daha sonra bu olayı ablasına anlatmış. Kızım şu anda yaşadığı bu olay nedeniyle eğitimine devam edememektedir" dedi.
Ceza 15 yıla çıkarıldı
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme, D.Ö.'yü “Çocuğun cinsel istismarı” ve “Cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 18 yıl hapis cezası verdi. Sanığın sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışlarını “iyi hal” sebebi kabul eden mahkeme, D.Ö.'nün cezasını 15 yıla indirdi.
Hakim ‘çocuğun rızası var’ gerekçesiyle karara muhalefet şerhi koydu
Mahkemenin kararı bir üye hakimin muhalefet şerhi nedeniyle oy çokluğu ile alındı. Karara muhalefet şerhi koyan hakim, sanık ile 14 yaşındaki mağdur arasında duygusal arkadaşlık bulunduğu konusunda tereddüt bulunmadığını belirterek, "Mağdurenin rızası hilafına sanığın cebir veya tehdit kullanarak cinsel istismar suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığı, eylemlerin gerçekleşmesinde mağdurenin rızasının varlığının kabul edilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan; karara katılmıyorum" dedi.
‘Sanık suçunu kabul etti’
Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme, mağdurun cinsel istismara dair ifadesi olmadığı takdirde böyle bir soruşturma ve yargılamanın yapılamayacağını belirterek, “Olay tarihinde 15 yaşını doldurmamış bir çocuğun Diyarbakır şartlarında çok ağır bir toplumsal karşılık bulacağını bilmesine rağmen, kendisine yönelik gerçek olmayan bir cinsel istismar fiilini, olaydan 4 gün sonra ablasına, öğretmenine anlatması gerçekleşecek bir durum mudur? Bunun cevabının 'Hayır' olduğu sabittir. Sanığın böylesine ağır sonuçları olan fillerle ilgili olarak en başından itibaren suçlamaları kabul etmemesi doğaldır. Ki sanık kollukta ve sorguda vermiş olduğu ifadelerinde suç konusu fiilin gerçekleştiğini tevilli olarak kabul etmiş, ancak mağdurun cinsel istismar fiiline rızası olduğunu hatta bu isteğin katılandan geldiğini beyan ederek olayı kabullenmiştir” şeklinde açıkladı.
Çocuk olayı ortaya çıkarma cesareti gösterdi
Çocuğun, arkadaş olduğu birisi tarafından zorla bir eve hapsedilip burada yine isteği haricinde ağır bir cinsel istismara maruz bırakılmış olmanın travmasını daha fazla tek başına yüklenemediği için çevresine anlatmak zorunda kaldığı belirtilen kararda: "Başlangıç itibarıyla mağdurun amacının doğrudan sanığı cezalandırmak olmadığı da sabittir. Çünkü ruhunda tek başında taşıyamadığı cinsel istismar suçunun yükünü önce ablasıyla ve sonra da öğretmeniyle paylaşarak hafifletmeye çalışmış, haklı olarak öğretmeni olayı soruşturma boyutuna getirmiştir. Yine tekrarlamak gerekirse Diyarbakır şartlarında bir kız çocuğu, kendi rızasıyla yaşadığı bir olayı çok yoğun bir tepkiyle karşılaşacağını bilmesine rağmen gidip başkalarına anlatabileceğini düşünmek mümkün değildir. Bu kadar ağır tepkiyle karşılaşacağını bilmesine rağmen kedisine yönelik cinsel istismar fiilini ortaya çıkarma ve failin cezalandırılmasını sağlama cesaretini gösteren mağdurun beyanlarına itibar etmekten başka bir yol olmadığı kanaatine varılarak sanığın sırf suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarına ve sanığın arkadaşı olan tanığı sanığı suçtan kurtarmaya yönelik anlatımlarına itibar edilmeyerek çözümleme tamamen katılanın anlatımları doğrultusunda gerçekleştirilmiştir” denildi.
Mahkeme sanık hakkında ise tutuklama kararı çıkarmadı.