Cizre dosyasında takipsizliğe gerekçe gösterilen deliller nerede?

  • 09:07 15 Mart 2018
  • Hukuk
ŞIRNAK - Cizre'de ilan edilen "sokağa çıkma yasağı" sırasında yaşamını yitirenler için açılan dosyalar bir bir kapatılıyor. "Takipsizlik" kararının verildiği dosyalarda ise karara delil olarak gösterilen belgeler aile ve avukatlara verilmiyor.
 
Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen "Sokağa çıkma yasağı" sırasında yaşamını yitirenler hakkında başlatılan soruşturma dosyaları birer birer kapatılıyor. "Soruşturulmasına gerek yok" denilerek "takipsizlik"  kararı verilen ölümlere ilişkin bugüne kadar 42 dosya kapatıldı. Yasak sırasında katledilen Mevlüde Özalp, İsa Tilaver, Tahir Akdoğan ve Mustafa Uğur hakkında açılan dosyalar ise birleştirilerek "kısıtlılık"  kararı getirildi. Ancak yaklaşık bir yıldır "takipsizlik" kararı verilen dosya avukatlara verilmedi. 
 
Karar 9 ay sonra tebliğ edildi
 
Savcılık "takipsizlik" kararını avukatlara değil aradan 9 ay geçtikten sonra ailelere tebliğ etti. Karar sonrası sona eren soruşturma dosyasını görmek isteyen avukatlar, yeniden bir başvuruda bulundu. Avukatların yaptığı bu başvurunun da reddedilmesiyle birlikte avukatlar son olarak Şırnak Sulh Ceza Hâkimliği'ne "kısıtlılık" kararının kaldırılmasına ilişkin bir dilekçe sundu. B0u talebi haklı bulan Sulh Ceza Hâkimliği, verilen dilekçeye "Kovuşturmaya yer olmadığı kararı, soruşturma aşamasını sonlandıran bir karardır. Soruşturma aşaması verilen kısıtlama kararı ile sona erdiği buna bağlı olarak ortadan kaldırılması gerekli bir karar olmadığı anlaşılmıştır" yanıtını verdi. 
 
Raflarda bulunan dosyada sadece verilen "takipsizlik" kararının gerekçesi bulunurken, karara delil olarak gösterilen dosyanın bir yıldır avukatlara verilmemesi ise şüpheye neden oluyor. 
 
Gizlilik kararının ardından verilen takipsizlik kararında somut olay olarak gösterilen ifadelerde şunlar yer alıyor: "12 Ocak 2016 tarihinde Sur Mahallesi'nde aynı evde bulunan 4 cenaze üzerinde ölü muayene yapıldığı bu kapsamda ölen 4 kişinin ateşli silah sonucu öldüğü tespit edilmiştir.
 
Gerekçe gösterilen deliller nerede?
 
Alınan bilgilere göre, Tahir Akdoğan'ın, YPS içerisinde faaliyet yürüttüğüne dair istihbari bilgilerin bulunduğu yine Mevlüde Özalp hakkında 9 açık ve gizli tanık bulunduğu, Mevlüde Özalp'in uzun namlulu silahla bir barikatta çektiği resimlerin ele geçtiği, Mevlüde'den alınan el ve yanak svaplarında atış arttıklarında antimon elementin tespit edildiği iddia edildi. 
 
Takipsizlik kararının gerekçesinde şunlar belirtildi: "Şahısların güvenlik güçlerine karşı silahlı faaliyet gösterdikleri esnada meşru müdafaa hakkı kapsamında güvenlik güçlerince öldürüldükleri değerlendirilmiştir. Güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyon esnasında öldürüldüğü değerlendirilen Tahir Akdoğan, Mevlüde Özalp, MustafaUğur ve İsa Tilaver'in ölümünde güvelik güçlerinin yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda almış oldukları operasyon o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde def etme zorunluluğunda bulundukları, yani meşru müdafaa hakkı kapsamında hareket ettikleri değerlendirilmiş, meşru müdafaa sınırının aşıldığına dair herhangi bir delil elde edilememiştir.
 
Dört kişi hakkında örgüte dair istihbarı bilgilerin, teşhis tanıklarının bulunması, şahıslar hakkında ki silahlı örgüte üye olma suçu ile ilgili UYAP kayıtları olduğu görüşmüş, buna bağlı olarak, TCK'nun 25/1. Maddesinde 'Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarlanması muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde def etme zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez' şeklinde yer alan düzenleme uyarınca, örgüt üyesi olan ve güvenlik güçlerine karşı silahlı faaliyet yürüttüğü dosyada ki delil durumundan da anlaşılan meşru müdafaa şartlarının oluştuğu olayda hukuka uygunluk sebebinin bulunduğu bu sebeple eylemi yapan kişiye ceza verilemeyeceğine yasaya ve hukuka uygunluk gerekçesi ile olayla ilgili kovuşturmaya gerek duyulmadı" ifadeleri yer aldı.
 
Suç duyurusunda bulunulacak!
 
Karara rağmen avukatlar ve ailelere gösterilmeyen dosyada ne olduğu ise merak ediliyor. Ses ya da görüntü kaydı olduğu iddia edilen ve bu yüzden saklandığı düşünülen dosya için avukatlar, Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunacak. Ayrıca avukatlar, yine Sulh Ceza Hâkimliği'ne konu hakkında suç duyurusunda bulunacak.