ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu tahliye edilmedi
- 19:53 22 Şubat 2018
- Hukuk
İSTANBUL - ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu ile 6 ESP yöneticisinin tutuklu yargılandığı davada 3 kişi tahliye edilirken, Çiçeğin tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Çiçek Otlu ile ESP üye ve yöneticilerinin yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Dava öncesi adliye önünde basın açıklaması yapan ESP, "Genel Başkanımız Çiçek Otlu'ya özgürlük" pankartı açtı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat, HDP İstanbul Eşbaşkanı Esengül Demir, Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) MYK üyeleri ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri ESP’lilere destek olmak için adliye önünde toplandı.
Açıklamada konuşan HDP Milletvekili Mizgin Irgat, iktidarın sözüne, muhalefetine, söylemine "hayır" diyen, devrimci demokratik bir pratiğe sahip olan Çiçek Otlu'yla dayanışmak için burada olduklarını söyledi. İktidarın saldırdığı öncelikli mücadele alanlarından bir tanesinin kadın mücadelesi olduğunu söyleyen Mizgin, "Yapılan operasyonların bu temelde yapıldığını biliyoruz. Operasyonların tamamına baktığımızda, cinsiyetçi, eril sistemi eleştiren kadın yoldaşlarımız öncelikli hedef haline getirildi. Ama biz kadın milletvekilleri olarak diyoruz ki, kadın mücadelesinin olduğu her yerdeyiz" diye konuştu."Çiçek Otlu serbest bırakılsın" sloganıyla son bulan açıklamanın ardından grup duruşmaya katılmak üzere adliye binasına geçti.
Çiçek SEGBİS ile katıldı
ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu ile ESP üye ve yöneticilerinin yargılandığı duruşmaya Ankara Sincan Kadın Cezaevi’nde tutuklu bulunan Çiçek Otlu ile tutuklu ESP PM üyesi Ali Haydar Keleş, Onur Katar SEGBİS'le, Sincan Cezaevi’nde tutuklu ESP PM üyesi Hilmi Toy, ESP üyesi Bedran Çoğaltay ile Halit Kaya, Adar Temel ve Yücel Karakaya katıldı. Çok sayıda tutuksuz sanığın da yer aldığı duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
'Nasıl bir cerraha neden ameliyat yaptın diye sorulamazsa...'
Duruşmada söz alan Çiçek Otlu, “ESP, Yargıtay'ın verdiği onayla demokratik siyaset yapan, bu ülkede sosyalizmin kurulmasını isteyen bir parti. Bu anlamıyla işçilerin sömürülmesinin sona ermesini, Kürt halkının özgürlüğünün sağlanmasını, Alevilerin inanç özgürlüğüne kavuşmasını, öğrencilerin demokratik ve bilimsel bir eğitim görmesini, LGBTİ'lerin varoluş haklarına savunmasını, kadınların eşit olarak yaşamasını savunan bir partidir. Benim gözümde demokratik olan bu talepler için yapılan eylemler iddianamenin gözünde illegal faaliyet olarak görülüyor. Ben bir siyasi partinin genel başkanıyım. Nasıl ki bir cerraha neden ameliyat yaptın, bir avukata neden savunma yaptın diye sorulamazsa, bana da neden basın açıklamasına katıldın diye sorulamaz. Bu parti, bu faaliyetleri yapmak zorunda. Program ve tüzüğü bunu gerektiriyor. Onun programını kabul etmiş biri olarak, program katliamlara dur diyorsa onu yerine getirmekle görevliyim. Söz, eylem özgürlüğünü istemek durumundayım" diye konuştu.
'Yoldaşlarımızı anmak boynumuzun borcudur'
İstanbul’da çıkan çatışmada yaşamını yitiren MLKP’li Yeliz Erbay ve Şirin Öter’in cenazelerine katıldığı gerekçesiyle suçlanan Çiçek, şunları söyledi: "Sosyalist bir kadın olarak kadın özgürlük mücadelesine inanan bir kadın olarak, onlarca kurşunla katledilen devrimci kadınlara düşmanlık sergilendi. Kadınların katledilmesine hayır diyen biri olarak binlerce kadın gibi ben de bu cenazelere katıldım. Sosyalist kadın kimliğimden dolayı da suçlamayı kabul etmiyorum. Aynı şekilde Yasemin Çiftçi'nin de cenazesine katıldım. Tanıdığım bir devrimciydi. Suçlamalar arasında Hasan Ocak anmalarına katıldığım söyleniyor. Katılmakla kalmadım, konuşmalar da yaptım. 25 yıldır Cumartesi anneleri Galatasaray Meydanı'nda kayıplarını arıyor. Gözaltında kaybetmek insanlık suçudur. İnsanlık suçuna karşı bütün eylemlere katıldım. Sadece Hasan Ocak için değil gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç için de bu eylemlere katıldım. Barbar örgüt DAİŞ'in diri diri insanları yakmasına, kadınları köle pazarlarında satmasına karşı savaşta yaşamını yitirenlerin de cenazelerine katıldım. Serkan Tosun'un cenazesine katılmadım. Cezaevinde olmasaydım katılırdım, anmalarına katıldım. Bu güzel insanların yanlarında olmayı, onları savunmayı da bir borç biliyorum. Suruç'ta yitirdiğimiz genç yoldaşlarımızı anmak boynumuzun borcudur. Ankara katliamı, Sultanahmet katliamı, Taksim katliamında yaşamını yitirenlerin hepsinin cenazelerine katıldım. Dün olduğu gibi bugün de Suruç için adalet, herkes için adalet dedik, demeye de devam edeceğiz."
'İbrahim Kalın yapınca suç olmuyor'
HDP'nin bileşeni bir parti olarak, HDP'nin savunduğu demokratik özerklik talebini de savunduğunu ve bu yönlü demeçler verdiğini söyleyen Çiçek, "Biz onlarca çocuğun istismara uğradığı Ensar Vakfı'yla ilgili açıklamalar yaptığımız için suçlanıyoruz. AKP, MHP çocuk istismarlarıyla ilgili açıklamalar yapıyor. Biz dile getirdiğimizde suç işliyormuşuz gibi yansıtılıyor. Ben Ahmet Kaya'nın mezarında yumruğum havada fotoğraf çektirseydim yine suçlanacaktım. Ama Cumhurbaşkanı Danışmanı İbrahim Kalın fotoğraf çektiriyor suç olmuyor" diye konuştu.
Verilen aranın ardından 3 kişi tahliye edilirken, Çiçek Otlu, Ali Haydar Keleş, Yücel Karadağ ve Adar Temel'in tutukluluğunun devamına karar verildi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.