
M.B davasının ardından: Cinsel saldırı faili polis olduğu için aklandı
- 09:05 17 Şubat 2018
- Hukuk
Safiye Alagaş
DİYARBAKIR - M.B.'yi cinsel saldırıya maruz bırakan polis B.K.’nin beraatına tepki gösteren avukat Hatice Demir, Kürdistan’da suç işleyen polislerin cezasızlık zırhı ile korunduğunun altını çizerek, “Bütün delilere rağmen sanık, polis olduğu için ve bütün amirleri yanında olduğu için aklandı” dedi.
Tanıştığı M.B’yi cinsel saldırıya maruz bırakan polis B.K hakkında açılan davanın 3’üncü duruşması 8 Şubat tarihinde Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İddia makamı tutuksuz yargılanan B.K’nin tutuklanıp ‘Cinsel saldırı’ suçundan cezalandırılmasını talep ederken, mahkeme heyeti sanık B.K. hakkında somut delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verdi. Mahkemenin verdiği beraat kararını değerlendiren M.B’nin avukatı ve İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu üyesi Hatice Demir, dosyadaki delillere bakıldığında beraat kararının çıkmaması gerektiğini bu nedenle verilen kararın hukuki bir yönünün olmadığının vurguladı.
‘Beraat değil ceza alması gerekiyordu’
Verilen beraat kararının kendisini şaşırtmadığının altını çizen Hatice, “Neden şaşırtmadı? Çünkü bu davanın başından beri Mardin Emniyeti’nde görevli olan polisler ve bazı amirler bu suçun delillerini örtbas etmek, delillerini karartmak, mağdura ve olaya tanık olanlara baskı yapmak dahil birçok yönteme başvurmuşlar. Oysaki dosyadaki deliller sabittir ve sanığın beraat değil ceza alması gerekiyordu” dedi.
‘Şüpheli diye telefonuna el konuluyor’
Olayın yaşandığı gece M.B’nin bir kadın arkadaşı aracılığıyla polise ulaştığını dile getiren Hatice şöyle devam etti: “O gece nöbetçi olan savcının müvekkili cinsel saldırı mağduru, polisi de şüpheli olarak değerlendirmesi gerekiyor. İhbar daha yeni yapılmışken savcı kalkıp soruşturmaya müvekkilimiz yönünden polise “iftira” suçundan soruşturma başlatıyor. Şüpheli olan polis yönünden ise bilgi sahibi olarak değerlendirip işlem yapıyor. Müvekkilimin şüpheli olduğu gerekçesiyle telefonuna el konuluyor.”
‘Polis ve amiri M.B’yi tehdit ederek korkutuyor’
Müvekkilinin o gece rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığını dile getiren Hatice, fail polisin emniyetteki arkadaşlarının hastanede M.B’nin etrafını kuşattığını belirtti. Hatice, “O gece fail polisin amiri yıllık izinde olduğu için Urfa’da bulunuyor. Fail amirini arıyor bu arama üzerine amir gece iki sıralarında kalkıp Mardin’e geliyor. Olaya müdahale ediyor. Gelene kadar başka arkadaşları aracılığıyla mağdur olan müvekkilimiz üzerinde baskı kuruyor. Müvekkilimizin şikayetçi olmaması için ifadesini değiştirmesi için bazı tekliflerde bulunuyorlar. Müvekkilim bunu kabul etmeyince tehdit ediyorlar. Gecenin sonunda müvekkilim buna dayanamayıp onların istediği tutanağı imzalıyor. Ancak onlardan kurtulur kurtulmaz ertesi gün hemen savcılığa gidiyor savcılığa her şeyi anlatıyor” şeklinde konuştu.
‘Savcı her duruşmada tutuklanmasını talep etti’
Hatice, M.B’nin ilk müracaatta bulunduğu savcının polisi aklamaya çalıştığını ancak gittiği ikinci savcının iyi bir soruşturma başlattığını, olay gecesinde her iki tarafında arkadaşları olan kişilerin ifadelerine başvurduğunu aktardı. Tanık ifadelerinin M.B’yi ilk savcı soruşturmasında doğruladığını kaydeden Hatice, buna rağmen savcılık tarafından sanığın telefonuna el konulmadığını ve tutuklanmadığının altını çizdi. Davaya müdahil olan ikinci savcının defalarca sanığın tutuklu yargılanması gerektiğini söyleyerek tutuklanmasını talep ettiğini altını çizen Hatice, ancak her defasında mahkeme heyetinin tutuklu yargılanma talebinin reddettiğini söyledi.
‘En başından beri M.B’nin özel hayatı sorgulandı’
Fail erkeğin tutuklu yargılanması için bütün unsurların olduğunu hatırlatan Hatice, failin baştan beri delilleri karartmaya çalıştığını, görevinde kalmaya devam ettiğini, polis olma sıfatını kullanarak mağdura tehditlerde bulunduğunu vurguladı. Dosyada baştan beri müvekkilinin özel hayatının sorgulandığına dikkat çeken Hatice, “Sorgulanması gereken bu suçun failiydi. Aslında elde edilen bütün deliller müvekkilin beyanlarını destekliyor. Bütün delilere rağmen sanık, polis olduğu için ve bütün amirleri yanında olduğu için aklandı” diye konuştu.
‘Cezasızlık zırhını bilen polisler suç işlemeye devam ediyor’
Duruşma salonunda polis amirleri ve polislerin kravatlı, takım elbiseleriyle önde oturarak davayı izlediğini vurgulayan Hatice, davadan karar çıktıktan sonra duruşmayı izleyen polis amirinin gidip sanığın avukatına sarılıp tebrik ettiğini dile getirdi. Bağımsız ve adil bir yargılamanın olmadığını ifade eden Hatice, “Müvekkilim sürekli baskı hissettiği için duruşmadan bir gün önce intihar teşebbüsünde bulundu. Tesadüfen hayatta kaldı. Aslında yargı nasıl taraflı olduğunu, nasıl cinsiyetçi olduğunu açık bir şekilde gösterdi. Diğer taraftan şunu çok iyi biliyoruz; bölgede bir suçun faili polis ise suçun niteliği ne olursa olsun her zaman bir cezasızlık zırhı ile korunmaktadır. Polisler bu cezasızlık zırhını bildikleri ve cezasızlık durumundan faydalandıkları için bu tür suçları korkusuzca işliyorlar” dedi.
Karara itiraz ederek İstinaf Mahkemesi’ne başvuracaklarını, kararın bozulmaması halinde Yargıtay’a gideceklerini dile getiren Hatice, Yargıtay’ın da beraat kararını bozmaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi.