Gülsüm Elvan: Kolun kopsaydı katil!

  • 12:00 13 Aralık 2017
  • Hukuk
İSTANBUL- Berkin Elvan davasının 4'üncü duruşmasının görüldüğü duruşma salonunda olay anına ait görüntülerin izlendiği sırada baygınlık geçiren anne Gülsüm Elvan, sanık polis Fatih Dalgalı'ya,  “Kolun kopsaydı katil. Kolun kopsaydı da yavruna kavuşamasaydın katil” diye tepki gösterdi. Avukatların taleplerinin alınmasının ardından duruşmaya ara verildi. 
 
İstanbul Okmeydanı'nda Gezi direnişi sırasında 13 Haziran 2013’te polisin attığı gaz fişeği ile başından vurularak ağır yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın katledilmesine ilişkin açılan davanın 4’üncü duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Polis memuru Fatih Dalgalı’nın, “Kasten insan öldürme” suçundan tutuksuz olarak yargılandığı dava öncesinde adliye önü polis ablukası altına alındı. Mahkeme salonuna giriş sırasında keyfi üst aramalarının yapılırken, duruşma öncesinde mahkeme başkanının talimatı ile salondaki su şişelerinin kapakları toplatıldı. Duruşmaya, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, babası Sami Elvan, ablası Gamze Elvan,  ailenin avukatları, siyasi parti temsilcileri, sanatçı Melike Demirağ ve yazar Seray Şahiner de izleyici olarak katıldı. Halen Van’da görev yapan sanık polis Fatih Dalgalı, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.    
 
Tanıklar dinlendi
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak tanık ifadeleri dinlendi. İlk olarak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nde görev yapan Acil Tıp Teknisyeni Cihan Gençoğlu tanık sıfatıyla dinlendi. Cihan, sanığı tanımadığını belirterek, “Olay günü orada görevliydim. Sabah 7.30-8 gibi geldi hasta, koşarak yanına gittim. Üzerinde sonradan torpil olduğunu öğrendiğim bir paket buldum. Üzerinden düştü o sırada düştü torpil. Polis odasına teslim ettim” dedi. Tanık, olay günü tutulan tutanağı gösteren Hakime, “Evet üzerinde bir adet patlayıcı madde bulunmuştur şeklinde olan bu tutanağı ben imzaladım. Bu basına sızdırılan tutanak” dedi.
 
Ardından Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Hemşire olarak görev yapan tanık Dilek Öztürk dinlendi.  Dilek, sanık olarak yargılanan polisi tanımadığını belirterek, “Hastanın ameliyatı başlamıştı. Hastaya ait eşyalar olanı yazmamı istediler ben de eşyaları poşete koyup ağzını bağlayıp gönderdim. Eşya teslim formunu halledip nöbetçi memura teslim ettim. O tutanaktaki bütün bilgileri ben yazdım” diye konuştu.
 
Davanın konusu torpil değil!
 
Daha sonra avukat Can Atalay konuştu. Tanıkların beyanının kuşku verici olduğunu söyleyen Can, “13 yaşındaki çocuğunun üzerinden kız kaçıran ya da torpil denilen maddelerin çıkması davanın konusu ile alakalı değildir” dedi. Can, hakime olay anına ait görüntü göstererek, “Bu görüntüde dahi Fatih’in suratı açık şekilde görünüyor” dedi. Görüntüler izlendiği sırasında anne Gülsüm Elvan, “Kolun kopsaydı katil. Kolun kopsun da yavruna kavuşama katil. Cumhurbaşkanı Erdoğan senin de ciğerin yansın” diye tepki gösterdi. 
 
‘TÜBİTAK görüntüleri iyileştirmedi’
 
Konuşmasına devam eden Av. Can, söz konusu görüntüler ile oynandığını ve olay anındaki polislerin yüzlerinin karartıldığını söyledi. Ardından avukat Çiğdem Akkılıç söz aldı. Çiğdem, TÜBİTAK’ın görüntüleri iyileştirmediğini belirterek, daha iyisinin yapılabileceğini vurguladı. Çiğdem, ham görüntüler izlendiğinde bile bir oynama yapıldığının anlaşılacağını vurgulayarak, “TÜBİTAK’ın bazı görüntülere yer vermediğini görüyoruz. Berkin vurulduktan sonra 18 saniye içinde o noktaya toplam 5 atış daha yapılıyor. Oradaki insanların Berkin’i oradan kaldırmaları ve hastaneye yetiştirmesi engellenmiş oluyor” dedi. Çiğdem, Berkin’in öldürülmesinde sadece bir polisin değil birçok polisin sorumlu olduğunu belirtti.  Çiğdem, “Bu kadar görüntü varken sanık neden tutuksuz yargılanıyor?” diye sordu.
 
‘Sanık neden tutuksuz yargılanıyor?’
 
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kudüs ifadelerini hatırlatan Çiğdem, “Ülkemizin Cumhurbaşkanı bu zulme sessiz kalmadı ve ‘Bakın İsrail bu çocuğa nasıl zulüm ediyor. İsrail terördür’ dedi. Gezi Direnişi sırasında aynı zulüm bu ülkede yaşandı. Taybet Ana’nın cenazesi kaldırılmadığında, Cemile’nin cenazesi dolapta saklandığında bu ülkenin yöneticisiydi. İsrail’de 14’ünde gözü bağlanan çocuk  dilerim sadece tutuklanması ile kalır. O’nu o şekilde tutuklayanlara ceza isteniyor. 14’ündeki Berkin Elvan’ın katilleri ise halen görevde ve ellerinde silah var. Devlet bu katilleri koruyabildiği kadar koruyor, saklayabildiği kadar saklıyor. Görüntüler ortada 14 yaşındaki çocuğa nasıl kast ettikleri ortada. Ama sanık halen tutuksuz” dedi. Çiğdem son olarak, sanığın tutuklanmasını ve duruşma salonuna getirilmesini talep etti.
 
Avukat Can da, başka her iki polis hakkında ek iddianame düzenlemesi gerektiğini belirterek, “Eğer savcı ek iddianame düzenlemese de heyetiniz mutlaka bu kişileri mutlaka salonda dinlemelidir” diye vurguladı.  Avukatların konuşmalarının ardından mahkemeye ara verildi.
 
Dava hakkında
 
14 yaşındaki Berkin Elvan, gezi direnişi sırasında 13 Haziran 2013 günü İstanbul Okmeydanı'nda polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesiyle ağır yaralandı. 269 gün yoğun bakımda kalan Berkin, 11 Mart 2014 tarihinde hayatını kaybetti. Yaklaşık 3 buçuk yıl süren soruşturma sonrası sanık polis yüz eşleştirme programlarından teknik yollarla tespit edildi ve hakkında "Kasten insan öldürme" suçlaması ile dava açıldı. Soruşturma süresince 6 savcısı değişen davanın ilk duruşması 6 Nisan'da İstanbul 17'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Çok sayıda baronun ve sivil toplum örgütünün yakından takip ettiği davanın ilk duruşmasında, sanık polis için tutuklama kararı çıkmamasına tepki gösterildi. 6 Temmuz'da görülen ikinci duruşmada da sanık polis Fatih Dalgalı, görevli olarak bulunduğu Van'dan SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılarak ifade verdi. Elvan ailesinin avukatlarının tüm ısrarına rağmen sanık Fatih Dalgalı'nın tutuklu yargılanması yönünde karar çıkmadı.