Gizli tanık ifadeleri üzerine kurulan iddianame çürüdü!

  • 11:11 13 Aralık 2017
  • Hukuk
MARDİN - Nusaybin Belediye Eşbaşkanı Sara Kaya’nın tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması yarın görülecek. Sara tutuklandıktan 8 ay sonra hazırlanan iddianamede ifadesi bulunan gizli tanıklardan 6’sı ifadelerini, “Baskı altında imzaladık” diyerek geri çekti.
 
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 13 Ocak günü evine yapılan baskınla gözaltına alındıktan 14 gün sonra tutuklanan Belediye Eşbaşkanı Sara Kaya’nın yargılandığı davanın ikinci duruşması yarın Mardin 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. “Devletin birlik ve bütünlüğünü bozma” iddiası ile ağırlaştırılmış müebbet cezası ile yargılanan Sara hakkında 8 ay sonunda hazırlanan iddianamede tek “delil” ilk duruşmada 9 kişiden 6’sını geri çektiği gizli tanık ifadeleri ve belediyeye yapılan işe alımlar. 
 
Neyle suçlandığı belli değil!
 
İlk duruşmada “işkence” ve “zor” kullanılarak ifade verdiklerini itiraf eden tanıklardan ikisine ise ulaşılamıyor. Sadece tanık ifadelerine dayandırılarak güçlendirilmeye çalışılan iddianamede kapsamında yargılanan Sara, bir yıldır tutuklu. Sara’nın avukatı, ifadelerini geri çeken tanıklar ile birlikte mahkemenin işlendiğini iddia ettiği suça delil bulamadığını söyledi. 
 
Aslı sonra ortaya çıktı 
 
İddianame kapsamında hazırlanan dosyada yer alan ifadeler arasındaki çelişkiler de dikkat çekiyor. İddianamede Sara’ya yöneltilen suçlamalar arasında yer alan, “Zeynel Abidin Mahallesi’ne gelen Sara Kaya, ‘Orada bulunan halka moral vermeliyiz, onların yanında olmalıyız’ diyerek belediyeden aldığı iki kepçe ve bir iş makinesi ile birlikte yasağın olduğu Dicle, Fırat, Yenişehir ve Abdulkadir Paşa Mahallesi’ne doğru gitti. Orada bir süre kalan Sara Kaya, daha sonra belediyeye ait iş makinelerini hendek kazılması için mahallede bıraktı” şeklindeki ifadelerin aslı, sonra ortaya çıktı. 
 
 Vali, kaymakam ve emniyet müdürü 'yardım' istedi! 
 
Sara Kaya’nın avukatının verdiği bilgilere göre, “Örgüt adına belediye malzemelerini kullanmak” iddiasıyla hazırlanan dosyaya konulan söz konusu suçlamanın aslı şu şekilde gelişti. Olayın yaşandığı gün, henüz 14 Mart yasağı ilan edilmemişken vali, kaymakam ve emniyet müdürünün art arda Sara’yı aradı. “Elinizden ne geliyorsa yapın bu hendekleri kapatın” diyerek, yardım istedi. Avukatın eline ulaşan bilgilere göre, Sara Kaya bu telefonun ardından Zeynel Abidin Mahallesi’ndeki halkı da yanına alarak, iki kepçe ve bir iş makinesi ile birlikte yasak ilan edilen mahallelere gitti. Mahalleye girdikleri sırada başlayan çatışma arasında kalan halk, çatışma bölgesinden çıktı. İş makinesi ve kepçeler ise mahallede kaldı.   
 
Telefon kayıtları verilmiyor 
 
Olaya ait telefon görüşmeleri olduğu halde kayıtların kendilerine ulaştırılmadığını söyleyen Sara’nın avukatı, “Kayıtlar duruşmada kullanacağımızı bildikleri için verilmiyor” dedi. Gizli tanık sıfatıyla ifade veren Müşerref isimli tanık ilk duruşmada Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile alınan beyanında, “Benim emniyette verdiğim ifadem doğru değildir. Biz emniyetteyken kolluk kuvvetleri kendi yazdıklarını bize zorla imzalattılar. Bizi dövdüler, Baskı altında tuttular. Ben kesinle Sara Kaya’yı tanımıyorum. Onun hakkında herhangi bir beyan vermedim” dedi.
 
Tanıklar ‘işkence ile ifade verdik’ dedi 
 
Tanık sıfatıyla ifade veren Siraç Yüksek de,  SEGBİS ile alınan ifadesinde, “Benim emniyette verdiğim ifadem doğru değildir. Bu ifadeler bana ait değildir. Ben böyle şeyler söylemedim. Ben Sara Kaya’yı Belediye Başkanı olarak tanırım. Kendisiyle hiç konuşmadım. Ben Sara Kaya ile ilgili beyanda bulunmadım, polislerin kendi yazdığı beyanlardır” diye konuştu. Tanıklardan Ahmet Altay, “Benim emniyette verdiğim ifadeler doğru değildir. Yoğun işkencelere tabi tutulduğum için ne dediğimi hatırlamıyorum. Ben Sara Kaya isminde birini tanımıyorum” derken, tanık Zehra Kaya ise, “Ben böyle bir şey söylemedim, orda yaptığım teşhisleri kabul etmiyorum. İfadeler bana ait değildir. Ben 2016 Mart ayında Nusaybindeydim, sokağa çıkma yasağından iki gün önce geldim” dedi. Tanık Jiyan Ay da, “İşkencelere maruz bırakıldım. Bize birçok evrak imzalattılar, imzalar bana ait değildir” ifadelerini kullandı.