
Nuriye: Sizden lütuf beklemiyorum, hukukun gereğini yerine getirin
- 13:07 27 Kasım 2017
- Hukuk
ANKARA - Açlık grevinin 264'üncü gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın yargılandığı davanın beşinci duruşması devam ediyor. Duruşmadan söz alan Nuriye, "Sizden tahliyem ile bir lütuf beklemiyorum, sadece hukukun gereklerini yerine getirmenizi istiyorum" dedi.
AKP tarafından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra işlerine geri dönmek için başlattıkları açlık grevinin 264'üncü gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın "örgüte üye olmak" iddiasıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması başladı. Sincan Cezaevi Kampusu'nda görülen duruşmaya Semih Özakça, aynı davadan yargılanan Esra Özakça, Acun Karadağ, Veli Saçılık,Yüksel direniş destekçileri, STK temsilcileri, KESK yöneticileri ve milletvekilleri katılırken, Numune Hastanesi tutuklu koğuşunda tutulan Nuriye Gülmen ise duruşma salonuna getirilmedi. Nuriye duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma salonundaki ekrandan salondakilere el sallayan Nuriye, zafer işareti yaparak salondakileri selamladı. Duruşma savcısı 34 kiloya düşen Nuriye'nin "kaçma" ve "delilleri karartma" şüphesi olmadığı için adli kontrol şartı ile tahliyesini istedi.
Nuriye: Sizden lütuf beklemiyorum
Ardından söz alan Nuriye, "Avukatlarla görüşmenin sağlanamadığını, bulunduğum koşulların sağlığımı ne derece olumsuz etkilediğini, savunma hakkımın gasp edildiğini anlatmıştım. Beraatımı talep ediyorum. Geçen duruşmada bütün gerekçelerini uzun uzun anlattım. Sizden tahliyem ile bir lütuf beklemiyorum, sadece hukukun gereklerini yerine getirmenizi istiyorum" dedi.
Geç kalınmış bir karar
Nuriye'nin ardından konuşan Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Avukat Murat Yılmaz ise, savcının talebinin olumlu olduğunu belirterek, "Ama bir haftada ne değişti? Keyfiyetçi bir durum söz konusudur. Geç kalınmış bir karardır. Dava dosyası ve geçen duruşma çözümleri bize verilmedi. Müvekkilimizle görüşemiyoruz. Esas hakkında savunma yapmamız mümkün değil. Savcılık sizin iradenizi takmıyor. Sizin üstünüzde güç var. Hiç kimse mahkemenin üstünde değil, ama Numune Hastanesi'nde mahkeme kararlarının hükmü yok" dedi.
'Daha büyük bir ödül versen iddia makamı hakkında da ifade verir'
Dava kapsamında itirafçı olarak ifade veren Berk Ercan'ın 30 Ekim'de tahliye edildiğini söyleyen Murat, "İtirafçı Berk Ercan 30 Ekim'de tahliye oldu. Menfaat bu, iftiralarının nedeni bu. Berk Ercan kendini kurtarması söz konusu olunca kendi ifadesini yalanlıyor. Yakalandığında, 'Uzun namlular bana ait' dedi, şimdi 'değil' diyor. Nuriye hakkında uydurma ifadeler veriyor. Berk Ercan'a daha büyük bir ödül verin, iddia makamı hakkında da bir şeyler söyler. Aklıma geldikçe ifade vereceğim demek böyle bir şey" ifadelerini kullandı.
Ali Haydar Hakverdi: Tanığım
CHP Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ise tanık olarak konuştu. Ali Haydar, "Nuriye ve Semih Meclis'e geldiler. İşlerini geri istiyorlardı. Seslerini duyurmak için oturma eylemi yapacaklarını ifade ettiler. Nuriye ve Semih'e ilk günden şahidim. Onlar işleri için eylemlerine başladılar. Ben ilk günden son güne kadar şahidim. Masum bir şekilde işlerini istiyorlar. Bunun için açlık grevine gideceğiz dediler" şeklinde konuştu.
'Açığa alınmadan önce de baskı görüyordu'
Son olarak söz alan Nuriye'nin iş arkadaşı tanık Pelin Tuştaş ise "Nuriye yakın arkadaşım. İkimizde Eğitim-Sen'liyiz. OHAL sonrası işten atıldık. Bir şeyler yapmak istiyordu. Sürekli açığa alınmaya karşı ne yapabilirim diye konuşuyordu. Nuriye Eğitim-Sen'de açlık grevi yapmak istediğini söyledi. Sendika kabul etmedi. Eğitim-Sen OHAL'de bu işlerin zor olduğunu söyledi. Nuriye ihraç olan arkadaşlarla birlikte bir şeyler yapalım dedi. Açlık grevi olmasa bile. Nuriye açığa alınmadan önce çok fazla baskı görüyordu. Nuriye'nin şahit olduğu tüm sendikal eylemlerinde bir şeyler yapmak, hakkını aramak istiyordu" diye konuştu.
Tanık beyanlarının ardından duruşmaya 14.00'e kadar ara verildi.