
10 Ekim katliamı davası: MİT delilleri kaçırdı!
- 18:39 22 Kasım 2017
- Hukuk
ANKARA- 10 Ekim davası avukatlarından Senem Doğanoğlu, Yunus Durmaz’ın deposunda çıkan dijital materyallere MİT’in el koyduğunu söyleyerek, “Bu materyaller ortada yok. Bizim dosyamıza da gönderilmedi. Bunun anlamı, deliller kaçırılmıştır demektir” dedi.
10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasının 6’ncı duruşmasının ilk günü sona erdi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, öğleden önce tanık polis memurları Tahir Sarıışık ve Beyazıt Bestami Duman dinlendi, öğleden sonra ise dosyaya eklenen sanıklara ait HTS kayıtlarının sorgusu yapıldı. Kayıtlarla ilgili müştekilerin avukatları sanıklara sorular sordu. Sanıklar kayıtlara ilişkin çelişkili ifadeler verdi.
HTS kayıtları sorulan sanık Suphi Alpfidan, “Şehit edilen polis ile HTS kayıtlarında çıkan telefonumla görüştüm. Benim evimin yakınına geldi, bir kahvede oturup çay içtik. Onun dışında ara sıra benim dükkanıma gelirdi, çay içerdik” diye konuştu. Suphi , HTS kayıtlarında görüşmüş olmasına rağmen sanık Metin Akaltın’ı tanımadığını söyledi.
Sanık Yakub Şahin’e “Ceylin” isminde bir kişiye ait hatla görüşmeler yaptığı soruldu. Hattı asker arkadaşından aldığını söyleyen Yakub Şahin’e, hattın bir kadına ait olduğu hatırlatıldı. Yakub, buna karşılık “Asker arkadaşım da başka bir arkadaşından o hattı almıştı” iddiasında bulundu. Ayrıca Yakub, “9-10 Ekim’de çok fazla telefon görüşmesi yapmışsın neden?” sorusuna karşılık, “Sosyal içerikli görüşmeler yaptım” şeklinde karşılık verdi.
Sanık Metin Akaltın, “Yabancı isimler adına kayıtlı numaralardan yüzlerce kez birer defa olmak üzere aranmışsın” sorusuna, “Bir aralar Kilis’teki kaçakçılardan kaçak koyun almak için görüşmeler yaptım o yüzden olmuş olabilir” yanıtını verdi.
Sanık Hakan Şahin, “Saat 16.00’da gözaltına alınmışsın ancak akşam 21.00 sularında ve ertesi gün telefon ile görüşme yapmışsın. Bu telefonuna el konulduğunu beyan etmiştin” sorusuna, “Bilmiyorum telefonumu alan polislere sormanız gerek” şeklinde cevap verdi.
Suruç katliamını gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz ile bağlantısı sorulan sanık Hüseyin Tunç, Abdurrahman Alagöz’le bağlantısının olmadığını iddia etti. Hüseyin Tunç’un daha önce verdiği ifadelerinde, “Adıyaman’a gitmedim” şeklindeki ifadelerinin olduğu hatırlatılarak, HTS kayıtlarında Suruç katliamından bir gün önce 19 Temmuz 2015’te Adıyaman’a gittiği soruldu. Hüseyin, Adıyaman’a gittiğini inkar etti.
Müştekilerin avukatı Senem Doğanoğlu beyanlarında Antep’teki kolluk güçlerinin mahkemenin istediği bilgi ve belgeleri göndermediğine işaret etti. Mahkemeden bilgi saklamanın suç olduğunu söyleyen Senem, “Antep’teki sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağız” şeklinde konuştu.
Yunus Durmaz’ın ölü muayene ve otopsi raporuna değinen Senem, “Yunus Durmaz’ın otopsi raporu henüz gelmiş değil. Bizim kendi çabalarımızla ulaştığımız bir ölü muayene raporu var ve bu rapora göre, Yunus Durmaz’ın olmayan elinden parmak izi alınmış. Çatışma çıkmadan kendini patlattığı söylenen Yunus Durmaz’ın bedeninden mermi çıkmış. Yunus Durmaz neden öldürüldü?” diye sordu.
Yunus Durmaz’ın deposundan çıkan dijital materyallere Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) el koyduğunu söyleyen Senem, “MİT, ‘Başkası bu incelemeyi yapamaz’ diyerek dijital materyallere el koymuş. Ancak bu materyaller ortada yok. Bizim dosyamıza da gönderilmedi. Bunun anlamı, deliller kaçırılmıştır demektir. Ne yazık ki savcılık da bu delillerin peşine düşmemiştir” şeklinde konuştu.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.